Kalem çekerdi gözlerine. Hiç görmediğim, bilmediğim bir renkte kalem.
"Gidiyor musun?" diye sorardım usulca. Cevaplamazdı beni.
Eğilir, kasetlere bakar ve aynı şarkıya uzanırdı: It's Now or Never."
Gitmenin Şimdi'si ile Asla'sı arasında ben bir menekşe iskeleti gibi kalırdım.
Anahtarını almadan çıkardı evden.
Cila sürerdi tırnaklarına. Hiç görmediğim, bir marka cila.
"Ayrılıyor muyuz?" diye sorardım usulca. Cevaplamazdı beni.
Eğilir, kasetlere bakar ve hep aynı şarkıya uzanırdı: Rape Me.
Ayrılıkta Taciz'le O'nun arasında ben güneş yanığından sıyrılıp alınan ölü deri gibi kalırdım. "Yenmek mi basit, yenilmek mi?" diye düşünen bir asker gibi kalırdım.
Hoşçakal demeden çıkardı evden.
Jölelerdi saçlarını. Hiç görmediğim, bilmediğim parlaklıkta bir jöle.
"Başka biri mi var?" diye sorardım usulca. Cevaplamazdı beni.
Eğilir, kasatlere bakar ve hep aynı şarkıya uzanırdı: Industrial Disease.
Başkalarının gözlerinde Tüketmek'le Tutku arasında beni Leyla'ya Mecnun,
Mecnun'a Leyla olan joker bir aşık gibi kalırdım.
"Boşalmak mı güzel, dolmak mı?" diye düşünen bir bardak su gibi kalırdım.
Kapıyı çarpmadan çıkardı evden.
-PARAGRAFLAR-
Küçük İskender - Balık Burcu Hikayeleri
Hayatın Muayyen Günleri(S.11)
-KARELER-
Ölesiye 1992 (Damage)
Juliette Binoche - Jeremy Irons
13 Aralık 2019
Hoşçakal demeden, anahtarını almadan, kapıyı çarparak çıkanlara "uğurlar olsun" diyoruz.. Çok güzel post :)
YanıtlaSilesen, yıllar önce bilgi üniversitesi'nde küçük iskender’in şiir üzerine haftada bir gün, bir ay süren atölyesine katılmıştım. her hafta ders bitiminde, kendisini arabamla beşiktaş’a bırakıyordum. yol boyunca tatlı tatlı muhabbet ederdik. çok severim... küçük iskender'e de "ışıklar içinde olsun" diyelim mi?
Silbeğenmene sevindim:)