tag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post4629183422730019303..comments2024-03-28T02:14:05.850+03:00Comments on Hayal Kahvem: İçinden İstanbul Geçen ŞarkılarHayal Kahvemhttp://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comBlogger2125tag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-30560464482601816512010-07-31T14:42:50.936+03:002010-07-31T14:42:50.936+03:00Aşkın Güngör'ün hemen hemen bütün kitaplarını ...Aşkın Güngör'ün hemen hemen bütün kitaplarını okuduğumu söyleyebilirim.. Birini henüz bitirmedim:) Ama Aykolik neden bende yok anlayamadım.. Niye okumadım acaba? Hele içinde İstanbul anlatılıyorsa.. Off.. Nasıl okumamışım..<br />Hemen bulmalıyım hemen:))Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-2972351421323305992010-07-30T14:55:25.185+03:002010-07-30T14:55:25.185+03:00Kendisi bir şarkıdır İstanbul'un zaten. Ben de...Kendisi bir şarkıdır İstanbul'un zaten. Ben de Aşk-ı Muamma'da (eski Aykolik) şöyle demiştim:<br /><br />Bu saatlerde hep yaptığı gibi, kül rengi bir kartpostala dönüşüyordu İstanbul usulca. Tarih şehirden eski, ama aşktan değil, yazılıyordu arkasına. Ak bir zarfa konuyordu. Kaldırımların kalbini delen tüm kadınlar hüzünleniyordu o zaman. Martılar susuyordu. Solgun yüzlü adamlar izmarit fiskelediği boşluğun kendi yüreği olduğunu anlıyordu sarsılarak. Koca hayat çalakalem bir öyküye dönüşüyordu. (...)<br /><br />İstanbul unutulmaya yüz tutmuş bir şiir gibi uyukluyor. Evsizler barındırıyor uyaklarının gölgesinde. Kıskanç âşığınca yüzüne kezzap atılan bir kadın gibi çirkinleşerek ödüyor sevilmenin bedelini. Sevgi kıskançlığa, tutku sahiplenmeye dönüştükçe bayağılaşıyor her şey. Koca şehri kendine ait sanarak hor kullananlar şimdi onu kurtarmaya çalışmak, daha fazla yıpranmasını önlemek kahramanlığına soyunuyor. Oysa gerçek kahramanlık yıkıp yeniden yapmak değil, var olanı korumak. (...)<br /><br />Çıkmayı planladığım tüm yolları kendi içimde katetmek üzere kaldım geride. Deride süzülen yağmur tanesinin ömrüne denk cesaretle baktım ardından. Garından ağlayan trenlerin kalktığı İstanbul’un berduşlarından duydum aşkın yürek ağrıttığını. Aktığını anladım ruhun yâr gözleriyle açılan onulmaz yaralardan. Oralardan bir haber getirir diye göz attığım bulutlar da susunca, usulca anladım, gönüllü giden sevgili dönmez aşkın ömrü boyunca. (...)Mr. Aşkın Güngörhttps://www.blogger.com/profile/04925007041206955284noreply@blogger.com