tag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post4719093029732531116..comments2024-03-28T02:14:05.850+03:00Comments on Hayal Kahvem: Kapalıçarşı'nın Dost YüzüHayal Kahvemhttp://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comBlogger15125tag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-51678604478366765332010-03-19T10:59:32.086+02:002010-03-19T10:59:32.086+02:00La Edri'ye ben bizzat rica ettim. Umarım yazar...La Edri'ye ben bizzat rica ettim. Umarım yazar:)Çünkü çok merak ettim. Sağol bir Dost!<br />Sevgiler.Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-46375201360784636522010-03-19T00:15:11.866+02:002010-03-19T00:15:11.866+02:00La edrinin değindiği gibi kapalı çarşı hikayesi ve...La edrinin değindiği gibi kapalı çarşı hikayesi ve mimarisi ile çok özel bir mekandır.<br />Okulda tüm bu özellikler bize anlatılmıştı. Şu anda hiçbirisi aklımda kalmasa da vardığım önemli olduğu kanısını hala taşıyorum bu da eşittir bilgidir. Ama unutulmuş bilgi, bilgi değildir derseniz bunu bir görüş olarak kabul ederim.<br />Bedesten diye bahsedilen müzayede salonu vardı, değerli parçalar bulunur, değerler biçilir, açık arttırmalar yapılırdı. <br />Sandal Bedesten de denirdi. neden denirdi. hikayesini bilmem mesela. <br />Keşke La Edri anlatsa bize.<br />Saygılarbir Dostnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-85291694480953659732010-03-18T20:43:43.716+02:002010-03-18T20:43:43.716+02:00Haklısınız, A.Atalay ile ilgili yazdıklarınızın ta...Haklısınız, A.Atalay ile ilgili yazdıklarınızın tamamına katılıyorum. Atilla Atalay anlatır, hem de güzel anlatır, siz okurkene en Zagor sesinizle "AHYAAAAKKK" ya da en Çiko sesinizle "Karamba Karambita" diye bağırırsınız fekat her defasında çıka(maya)n kendi sesinizdir. Hani öyküsünde dediği gibi "Tanrım bir şey olsa. Aygaz kamyonu filan geçse. Aniden ceviz iriliğinde dolu yağmaya başlasa. Bu romantik ortamın içine etse" dediğiniz olur, ama gene onun dediği gibi "anlatılan sizin hikayenizdir, derin mavi bakamıyorsanız göremezsiniz..." <br /><br />Neyse; Akşam akşam "gözüme toz felan, bişi kaçacak" şimdi..:))) "RATTTTLEEEEE"<br /><br /><br />Hani Oktay Akbal'ın dediği gibi : <br /><br />"Bir romanı okurken, bir dizeyi içinizde duyarken oluverir böyle şeyler... Alır götürür sizi anlam dışı bir yere. Oyun diye yaparlar, yazarlar, yaratırlar belki öyle görünürler, ama içinize işler anlattıkları. Sizi de alır etkisine, sizden sonra gelecekleri de, daha sonrakileri de... Böyle bir oyundur sanat, böyle bir ölümsüz oyun. Yaşam nasıl bir oyunsa, oyun sayılırsa, öylesine..." (O.Akbal - Ölümsüz Oyun)<br /><br />Selamlar..."Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan"https://www.blogger.com/profile/00467416670859380020noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-82658711990191199702010-03-18T20:18:03.589+02:002010-03-18T20:18:03.589+02:00La Edri.. Neden gülelim ki yazdıklarınıza? Çok güz...La Edri.. Neden gülelim ki yazdıklarınıza? Çok güzel anlatmışsınız. Bildiklerinizi keşke bize daha açarak yazsaydınız? Çok sevinirdim.<br />Sevgiler:)Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-81743787798411658092010-03-18T20:09:26.983+02:002010-03-18T20:09:26.983+02:00Tomrukcan???!!!! "Kişi Başına Bir Yalnız"...Tomrukcan???!!!! "Kişi Başına Bir Yalnız" öyle mi? Çarpar insanı, fena çarpar. O kitabında en çok sevdiğim öykü "Deliler Denizi". Okuyunca, aynı "Ebekulak" gibi "SWACK" diye insana bir kılıç saplar. Ben de Deliler Denizi'nin kahramanı gibi, hayalimde gepgece denize girebildiğim için, dolunay şavkıyorken hem de. Yazdıkları bana yabancı gelmedi. Atilla Atalay'ın esas yazdıklarını herkes göremez tabi. Okurun avucuna kalbini bırakır.Derin mavi bakamayanlar göremezler gizlediklerini.<br />Ne yaptınız siz Tomrukcan? "Darkwood'un bütün davulları aşkına" yani:)) Nerden geldiniz Atilla Atalay'a şimdi? Konumuz Kapalıçarşı değil miydi:))Neyse,laf lafı açtı devam edecem gene şimdi:)<br />Kitapçıya Atilla Atalay'ın kitapları nerde diye sorarım. Mizah kitaplarının bulunduğu raflara götürür beni. Şaşarım her defasında. Çünkü Atilla Atalay öncelikle gülmece yazarı gibi gelmez bana biliyor musunuz? Nezaman özellikle çok sevdiğim öykülerini okusam yüreğimden tuhaf bir efkar dumanı yükselir gökyüzüne.. Sadece şehir öyküleri de yazmaz. Hatırlasanıza "Fabrıka"sını:) Anlatımıyla ve şiveli muhabbetleri ile nasıl atmosferi olduğu gibi gözünüzde canlandırır.. Canlandırır canlandırmasına ama Karamba karambita! Sonunda öyle bir SMAACK hissedersiniz ki, o görünmez darbeyle bir süre gelemezsiniz kendinize. Size bir şey söyleyeyim mi, kalpten kalbe yol var... Ben Atilla Atalay'ın öykülerini çok severim. Öyle böyle değil... "Üç değil, beş değil, sekiz tane.. Ama "Yatık sekiz" Anlatabildim mi? Bir baktım Atilla Atalay tüm sevdiğim öyküleri bir kitap haline getirmemiş mi:)) Aaa!Yaşasın demiştim. Hurraaa! yani. Yüce Yaradan Aşkına söyleyin bu bana yaptığı büyük bir kıyak değil mi:))Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-7534819737254426292010-03-18T19:05:52.550+02:002010-03-18T19:05:52.550+02:00Kapalıçarşı ya biraz da farklı bakmak gerekir deri...Kapalıçarşı ya biraz da farklı bakmak gerekir derim.Belki gülüyorsunuz ama hemen hemen önemli(tarihi dokusu kuvvetli olan) her ilde bir kapalıçarşı mevcuttur.Hele hele Osmanlı nın ilk dönemlerinde büyük şehir statüsünde olan veya başkentlik yapmış tüm şehirlerde kapalıçarşı vardır.Bursa,Edirne ve İstanbul un kapalı çarşıları meşhurdur.Kapalıçarşılar aslında günümüz modern ticari hayatın temellerini oluşturur. Günümüzde avm ve/veya plaza adıyla maruf ticaret merkezlerinin kapalıçarşılardan mülhem oduğu pekala söylenebilir.Aslında kapalıçarşı denince bedesten ve arasta gibi kavramları anlatmak lazım.<br />Biraz farklı bakışaçısı ile duygularımı ifade etmek istedim.<br />Selamlar.... La EdriAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-90906228269012439622010-03-18T09:02:22.589+02:002010-03-18T09:02:22.589+02:00Evet, Zagor külliyatını okumamış ve oradaki jargon...Evet, Zagor külliyatını okumamış ve oradaki jargonu bilmeyenler için anlamsız gelebilir :)) Belki bir ara buraya Zagor'daki sözlü efektleri yazmalısınız :))<br />Atilla Atalay da bence aynı şekilde, sadece okuyanların ayrımına varabileceği bir usta :) <br />"ömrüyyyyyyyyymmm laynnnnn, sebebimmmmm"<br /><br />ve hatta :<br /><br />"...hal böyleyken işte, biz iskele sakinleri, şaraplı kadehler oyununun ikinci perdesindeyken yani, mine abla 'yalnızlık korktuğun kadar kötü bişey değil' diye başlamıstı son konuşmasına. benim öyle bir konu açasım yoktu aslında. <br /> <br />yalnızlık herhalde, bir insanın saklamayı düşündüğü en son şey olmalıdır. fakat yine de konuşulsun istemezsiniz. size öyle öğretilmiştir, ayıptır çünkü yalnızlık. yekten 'deli' diyen de olur, 'bakma sen, bugünlerde en düzeyli ilişki, yalnızlık aslında' derken gözlerinize 'seni aklına çaktığımın manyağı seni, kimbilir ne arızan var ki, kimselerle geçinememişsin, ısırsa bana da bulaştırır mı acaba' gibisinden bakan da. oysa sanıldığından çoktur yalnız nüfusu, kişi başına bir yalnız düşer. <br /> <br />benimkisi o gece çok belli olduydu herhalde. çok uzun göle baktığımdan ya da tam tersi çok konuştuğumdan olabilir. yalnızlar çünkü, bazen konuşmayı özlerler. ne kadar çok korkuyorsan o kadar çok konuşasın vardır, kendin yorulup da susuncaya kadar. sustuydum işte ben, o zaman mine abla konusmaya başlamıştı..." <br /><br />şimdi bunları okuyunca, kafama bir "THUD" diye bir şey çartpı sanki... :)) Selamlar.."Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan"https://www.blogger.com/profile/00467416670859380020noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-70819347336869412272010-03-18T07:40:26.205+02:002010-03-18T07:40:26.205+02:00Dilek senin yorumlarını okumak ilaç gibi geliyor:)...Dilek senin yorumlarını okumak ilaç gibi geliyor:) Acayip bir espri kabiliyetin var. İnsanın ruh hali nasıl olursa olsun, gülmeden edemiyor:)) Canımsın! Ellerine sağlık!Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-285451847073133802010-03-18T07:35:20.728+02:002010-03-18T07:35:20.728+02:00Dün gece erken "RRROONN RROOONN" yapınca...Dün gece erken "RRROONN RROOONN" yapınca, son yorumları sabah gördüm anca:) Şimdi şöyle bir baktım kitaplığımdaki Atilla Atalay'ın kitaplarına.Karamba Karambita! Boyumca.. Boyumca:)<br /><br />Tomrukcan'la yazdıklarımızı görüp "Ne diyorlar bunlar Allah aşkına?" diyen varsa... Aaaa!<br />Zagor'ca konuşuyoruz. Zagor'ca bilmiyor musunuz yoksa? Ayıp vallaha:))Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-29437483191680181122010-03-17T23:34:47.152+02:002010-03-17T23:34:47.152+02:00Çok güzel bir düzenleme olmuş. Kaleminize sağlık.
...Çok güzel bir düzenleme olmuş. Kaleminize sağlık.<br />Gerçekten de kapalıçarşıya ne amaçla gireseniz ona hizmet verir.<br />Bir zamanlar bedestandan bizimkilerin aldığı iki avize iki aplik şimdilerde bir villada ev sahiplerini sevindiriyor.<br />Oradaki kuyumculardan alınan takılar benim evliliğime yaradı.<br />Bizim film fırıldak bir arkadaşımız var. <br />Oryantal kursuna yazılmış. <br />Kursta giymek için kendisine dansöz kıyafeti almamızı istedi. <br />Kapalı çarşıda bulabileğimizi de söyledi. <br />Biz üç bayan utana sıkıla gittik. <br />Koskoca çarşı. Nerden girilir, nereye sapılır bilmiyoruz ki. Çaresiz her köşebaşına sormaya başladık. O sokak senin bu sokak benim dolaşırken yolları şaşırdık. <br />Orta yerlerde bir şark kahvesi vardı. Biraz nefeslendikten sonra yine sora sora aynı yerlerden geçtik. Her dükkana girip çıktık ama bin türlü kıyafetin içinden arkadaşa uygununu bulamadık. Rengi bedenini tutmadı.. Alt parça üst parçaya uymadı. döne dolaşa aynı dükkanlara girip çıkmaktan biz yorulduk, esnaf da bizi ezbeledi. Diyorlardı ki<br />- buraya üçüncü gelişiniz oluyor. bize beş kere baktınız.<br />Sonra dükkandan dükkana seslenmeye başladılar delikanlılar.<br />- Dansözler geliyorrr..<br /> Biraz daha döne döne dolaşsaydık galiba gerçek dansöz olacaktık ki..utana sıkıla ve bozulmuş sinirlerle kikir..kikir kapalıçarşıdan çıkıp kendi benliğimize kavuştuk<br />film fırıldak arkadaş da bize dediki<br />- o kadar aramasaydınız keşke ben buradan ısmarlardım.<br />Hayda..yahu biz senin hatırına dansöz olduk oralarda. Bu muydu bize teşekkürün<br />Kapalıçarşı sayesinde arkadaşımızı da tanımış olduk.Dilekhttp://dostca99.blogspot.comnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-19204975460842117812010-03-17T22:44:35.848+02:002010-03-17T22:44:35.848+02:00Atilla Atalay'ın tüm külliyatını gnam gnammm :...Atilla Atalay'ın tüm külliyatını gnam gnammm :))"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan"https://www.blogger.com/profile/00467416670859380020noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-62420238357633649382010-03-17T22:33:28.365+02:002010-03-17T22:33:28.365+02:00Sülalemin bütün eli hamurluları ve bıyıklıları adı...Sülalemin bütün eli hamurluları ve bıyıklıları adına:) Sahi mi? Vay canına.. Şimdi baktım. Sahi... Hem Ebekulağı hem de Zagor'u seven bir misafir öyle mi? Binlerce kasırga aşkına... Aaa! Gökyüzünde kocaman RRRUMBLE yazısını görebiliyorum rahatlıkla:))Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-49786629958693710282010-03-17T22:06:40.142+02:002010-03-17T22:06:40.142+02:00Karamba Karambita, siz farketmemiş olsanızda (ki b...Karamba Karambita, siz farketmemiş olsanızda (ki ben de farkında değildim) 23 Eylül 2009 da da buralara uğramışım ben :)<br /><br />bkz : http://hayalkahvem.blogspot.com/2009/02/atilla-atalay-ve-ebekulak.html"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan"https://www.blogger.com/profile/00467416670859380020noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-29539515040243241402010-03-17T20:33:22.644+02:002010-03-17T20:33:22.644+02:00Darkwood'un bütün davulları adına:) Tomrukcan ...Darkwood'un bütün davulları adına:) Tomrukcan mı burada:)) Merhaba... İnanın bilmiyordum Aziz Nesin'in "kan yüzüğü" öyküsünü. Baktım şimdi nedir diye... Of,çok sarsar insanı bu öykü haklısınız... Özeti şöyle...<br />"Kan Yüzüğü 'nde kendi kanından ürettiği demirden yüzük yapıp sevgilisine armağan eden ama gerekli karşılığı görmeyen bir adamı, bir simyacıyı anlatır." <br />Aziz Nesin'in "70 Yaşım Merhaba" kitabı yok bende. Daha 70 yaşıma çok var diye almadım sanırım bu kitabı:) Almalıyım mutlaka. Teşekkür ederim.<br />Benden de size selamlar...Hayal Kahvemhttps://www.blogger.com/profile/02298871724082967673noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5627201698643848125.post-17089568259832322692010-03-17T18:28:30.889+02:002010-03-17T18:28:30.889+02:00O'Hennry'nin hikayesi gibi , Aziz Nesin...O'Hennry'nin hikayesi gibi , Aziz Nesin'in "70 Yaşım Merhaba" kitabındaki "kan yüzüğü" öyküsü de müthiştir. Sersemletir insanı... (Belki daha önce bahsetmiş de olabilirsiniz, bilemiyorum...) Selamlar.."Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan"https://www.blogger.com/profile/00467416670859380020noreply@blogger.com