22 Eylül 2012 Cumartesi

Edebiyat Ve Felaket Vaziyetlerim



"Felaket başımıza geldi. İşte biz edebiyat bilirsek daha derin bir düşünceye ulacağımız için, felaketin bize kazandırdığı bir şey olduğunu farketmemiz zor olmaz. Felaket bize ne kazandırır? Felaket bize, bizim için neyin önemli olduğunu görmeyi sağlar. Yani hayatım mı önemli, suyun ya da enkazın altında kalan param mı önemli, kendi canım mı önemli, falanca eşyam mı, yükte hafif pahada ağır olan mı, manevi değeri olan mı, manevi değer nedir? Anlatabildim mi? Yani felaket hayatımızda hızla yeniden bir düzen kurma, zihnimizde yeniden bir düzen kurma refleksi getirir. Ama düşünemiyoruz. Edebiyat bilmediğimiz için düşünemiyoruz. Siyasetçilerimizin de çoğu, sanatçı diye alkışladığımız insanların da çoğu, yöneticiler, iş adamları, patronlar, amirler, edebiyat bilmedikleri için hepsi de, iyi durumda değiller diye bir probleme işaret etmiş olayım. "  (Murat Menteş - Tahta Köprü'deki muhabbetinden)


Şimdi çıkmalıyım. Dönüşte kısmetse, dün gece pijamalarımı giymiş, Hayal Kahvem'in ayarlarıyla  uğraşırken,  yanlışlıkla tıklayıp, Hayal Kahvem blogspot'un yeni sürümüne geçince, beyaz sayfa lacivert bir karanlığa gömülünce, başıma büyük bir  felaket gelmiş gibi nasıl korkup paniklediğimi, buncacık şeyden nasıl dünya başıma yıkılmış gibi hissettiğimi, sonra bir filmi ve senaryosundan kitaplaştırılan kitabını düşünüp, kendime nasıl geldiğimi, ardından Yaş Tahta'nın nasıl imdadıma yetiştiğini anlatmak niyetindeyim.

Du bakalım... Hey, geç kaldım. Hemen gitmeliyim!




2 yorum:

  1. eski yeni görünümüne sevindim. ben de dün gece blogunuzu açtığımda, ahhhyy dedim ve küçük küçük harfleri zor okudum. böylesi çok güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi Nerde Trak Orda Bırak:) Bir de alıştığından kolay vazgeçemeyn bir bünyeye sahip bünyeye değilseniz benim gibi, vay halinize:)
      Feci bir his içerisine girdim ve dışardan kendime bakınca, vaziyetimi hiç beğenmedim:)

      Sil