26 Aralık 2023 Salı

Mühür Gözlü

 

"Karşılaştığımız herkes, 
biz beğenelim beğenmeyelim, 
bizi icat eder."
Adam Phillips

Çizen- Hamza Akın 


24 Aralık 2023 Pazar

Nimic ve Epigraflar

 
"İşsiz güçsüz adamlarla masal, hikâye arayanlar" 
Mevlâna


"Genelde yüzlerdir farketmeden geçtiğimiz" 
Lewis Carroll

"Binlerce, binlerce sır bilinecek
O gizli yüz gösterince kendini."
Attar




NOT
Film Kareleri - NIMIC 
Cümleler- Kara Kitap'ın bazı bölümlerinin epigrafları



18 Aralık 2023 Pazartesi

Kendimi Eylediğim Zamanlar -3

 
İşte tıpkı böyle top çevirmeye çalışıyorum.
Önceleri kesinlikle beceremiyordum.
Şimdi iki saniye parmak ucumda tutmayı becerebiliyorum.
Amacım parmak ucumda uzun uzun döndürebilmek. 😅

Kürek çekmek tam bir bağımılık oldu bende. 
Haftada iki sabah gün doğmadan yataktan fırladığım gibi denize yollanıyorum.
Henüz yağmurlu havaya denk gelmedim. 
Yaz kış devam ediliyormuş.
Yağmur ve karda neler yaşayacağımı çok merak ediyorum.😊



Bu filmleri seyretmek istiyorum. 

Leksikoloji dersine başladım.
"Dünya dillerinden yeni, nadir, değerli, özgün ya da ilginç sözcüklerle, terimlerle, 
deyimlerle, kavramlarla tanışacağımız yeni bir seri" denmiş.
İlgimi çekti. 



16 Aralık 2023 Cumartesi

Life is Life

 

Babama yıllar önce demans teşhisi kondu. Demans, özellikle hafıza ve düşünme yeteneğini, dil ve konuşma merkezini etkiliyor. Son aylarda demansı oldukça yoğun yaşamaya başladı.  Zihni çoğunlukla  epeyce dumanlı oluyor. Eğer denk gelebilirsek,  kimi zaman birazcık netleşebiliyor.

Ziyarete gelenlere, "Bil bakalım ben kimim?" sorusunu babama  sormamalarını, direk kendilerini  tanıtarak söze başlamalarını rica ediyoruz. İnsanın çocuklarını, kardeşlerini, sevdiklerini  tanıyamıyor olması   acı verici.  Ve elden bir şey gelmiyor.

Bugün ziyaretine gittiğimde, mutfaktan üç mandalina kapıp, babamın yatağının karşısında durdum. Jonglörlük yapıp, mandalinaları çevirmeye başladım. "Babaaa, bak ben ne yapıyorum." diye seslendim. Döndürmeye devam ettim. Babam gözlerini açtı. Bana baktı. 

Heyoo! Bu hareketler dikkatini çekti. Bir süre beni seyretti. Sonra var ya... İnanılır gibi değil. Babam önce gülümsedi. Sonra kıkırdayarak güldü.  

Yüreğim sevinçten hop ederek, taaa aya kadar gitti geldi. 

Aaa! Durur muyum, hemencik devam ettim. 

-Hey babiş hatırlıyor musun, sen  sirkte çalışırdın. Böyle top çevirmeyi bana sen öğretmiştin, dedim. 

Dur durak bilmez bünyemi engelleyemedim. Heyecan içinde anlatmaya devam ettim:

- Babaaa... Babaaa.. Ben ip üstünde yürüyordum.  Sen de, aman  dikkatli ol  kızım, diyordun,  hatırlıyor musun babam, dedim.  

Aklıma bir şey geldi. Hemen telefonumu aldım. Babamın yanı başına geldim. Yukarıdaki fotoğrafı babama gösterdim.  Babam fotoğrafa baktı.

- İşte bak babiş, ip üstünde yürüyorum, bak.. bak... dedim.  Hatırladın mı baba, diye sormaya devam ettim. Babam,  başını hafifçe aşağıya yukarıya salladı. Sonraa... Elimi tutup... Elimi tuttu... Evet...  Evet... Elimi tuttu... Vee...  Elimi tutup;

- Benim kara kızım, dedi.

Evren, çiçek açmış parklarda oynayan  çocukların kahkahasıyla şenlendi. 

Gökyüzü, rengarenk kuşların neşeli kanat çırpınışlarıyla doldu.  

Nasıl sevindim anlatamam. Dünyalar benim oldu.


Gizli Not- Fotoğrafı instagramdan  kopyalamıştım. Kim çekti bu fotoğrafı, maalesef yazmamışım. 

12 Aralık 2023 Salı

Jonglörlük ve Semt Pazarı ve Gülmek


Artık  üç topu en fazla on kere falan döndürebiliyorum. Jonglörlük yapmayı deli gibi seviyorum. Hatta eve kim gelse, hiç utanmadan gösteri yapmaya  bayılıyorum.

Bugün öğle molasında bizim semtin pazarına gittim. İnsanlar nasıl mutsuz görünüyorlardı anlatamam. Her gün şahit olunan iç karartıcı olaylar... Bitmek bilmeyen savaşlar.... Pahalılık... Soğuk...  Ayıca, hani bir söz vardır ya... Herkesin bir derdi var, durur içerisinde vaziyeti... Kim kimin içerisindekini  bilebilir  ki?  

Di mi?

Tam mandalina tezgahının önüne  geldim. Kaptım üç mandalinayı. Döndürmeye başladım.  Sonra limoncuda kaptım üç limonu döndürmeye başladım. Sonra portakal... elma derken. Dayanamadı biri   "Abla, nerden biliyon öyle yapmayı?"  diye soruverdi. 

Resmen zihnimde bir şimşek çaktı.  Gülümsedim.  "Küçükken bir süre sirkte çalışmıştım" deyiverdim. 

Sonra ne oldu bilin bakalım? Kendi söylediğime kendim inandım. Gerçekten sirkte çalıştığımı hatırladım. Hatta ip üstünde yürüyordum, inanın. 😅

Pazardaki insanlar bana  hep güldüler. Ben de güldüm.  

Che Guevara mı söylemişti? Aslında, gülmek devrimci bir eylemdi. 

11 Aralık 2023 Pazartesi

Kendimi Eylediğim Zamanlar - 3

 

Seyrettim.

Tiyatroya gittim. 
KEL DİVA'yı seyrettim.
Absürd tiyatro neymiş öğrendim:)

Pazartesi ve Çarşamba sabahları  çook erken saatte beş arkadaş zoom üzerinden 
çigong yapıyoruz. 
Çigong şifa ve enerji çalışması sanatıymış.
Başlayalı iki hafta oldu.  Sevdim. Devam edeceğim.

Okuyorum.


Ukulele çalmaya,
üç topla jonglorlük çalışmaya
tek parmakta top çevirmeyi öğrenmeye
devam ediyorum:)

Haftada iki gün kürek çekmeye devam ediyorum.

Hafta sonu kaçamağı yaptım. Moda'ya gittim.
 


30 Kasım 2023 Perşembe

Kendimi Eylediğim Zamanlar - 2

Yeni keşfettiğim  yazar Jon Fosse'nin  Melankoli'sini yeni okudum.
Evvel zamanda keşfettiğim yazar Atilla Atalay'ın Hayaller Kahyası'nı  yine yeni yeniden  okudum.
Özlemişim. Çok severim.  
"Üç tane, beş tane filan değil, sekiz tane... Ama yatık sekiz..."

 

Barış  Manço'nun Yine Yol Göründü Gurbete'sini  ukulelemle şahane çalabiliyorum.
Ve inanamıyorum...
Artık hem çalıp hem söyleyebiliyorum.
Mutluyum.
Ben yapabiliyorsam herkes yapabilir.
Deneyin noolur😆


Top çevirmeyi 10 kereye çıkarabildim.
Hatta bazan 12 kez düşürmeden çevirebiliyorum.
Şahane değil mi😅



Du bi...
Basket topunu tek parmağımda çevirmeye... 
Henüz beceremiyorum.
Çok eğleniyorum.
(sağdaki fotoğrafı google'dan aldım)


Heyy! 
Kürek çekmeye devam ediyorum.
Bir saat sürekli aynı hareketi yapmak yani sürekli kürek çekmek hiperaktif bünyemi zorluyor. 
Ve fakat denizde kürekleri bırakıp kaçacak yerim yok.
Sadece kaslarımı değil, uyum sağlayıp sabrımı da geliştiriyorum.
Şifa niyetine demeliyim. 😅
(fotoğrafı çeken kürek hocam eren)


Hafta sonu kaçamağı yaptım. Venedik'e gittim.


İyi hissettiren şarkılarımdan... 
Arz ederim.💓


28 Kasım 2023 Salı

Bazan ve Kemal Ve Füsun....

Bazan hiçbir şey yapmaz, sessizce otururduk.


 Bazan Zaman'ı bütünüyle unutur, "şimdi"nin içine yumuşacık bir yatağa yatar gibi yayılırdım.

Bazan orada olduğumu unutur, sanki baş başaymışız gibi kendimden geçer, Füsun'a bütün aşkımı göstererek, uzun uzun, aşkla bakardım.

Bazan ona "Seni seviyorum!" demek için dayanılmaz bir istek duyar, ama yalnızca çakmağımla sigarasını yakabilirdim.



Bazan "Resmine bakalım mı Füsun?" derdim ben ve bazan bakardık ve o zaman Füsun'la yaptığı resme bakarken, her zaman mutlu olduğumu anlardım.

Bazan Füsun öyle güzel esnerdi ki, bütün dünyayı unuttuğunu ve kendi ruhunun derinliklerinden daha huzurlu bir hayatı, tıpkı sıcak yaz günü soğuk bir kuyudan kovayla su çeker gibi çektiğini düşünürdüm.



NOT : Orhan Pamuk'un - Masumiyet Müzesi romanının bazanla başlayan bazı cümleleriyle Jim Jarmusch'un  - Stranger Than Paradise adlı filminin bazı karelerini eşleştirdim.  (16Nisan 2012'deki paylaşımı aldım getirdim, tekrar paylaştım.)