15 Nisan 2010 Perşembe

Hangi Durumlarda Baskı Rejimine Evet Denir:)


Kanat Atkaya'nın yazılarını okumayı severim. Hele eskiden kankaları Riko ve Topestolu yazılarına bayılırdım. Uzun zamandır Riko ve Topestolu yazılarına denk gelmedim. Kendine has muhabbetleri vardır. Mesela Topesto "iyi misin?" diye sorarsa, Kanat Atkaya "Bebek bisküvisinin kapak güzeli kadar gürbüzüm." diye cevap verebilir. Oturur günler boyu şampiyonlar liginde kimi tutacaklarını tartışırlar. Belki bu muhabbette Kanat Atkaya Liverpool'u sırf forması kırmızı olduğu için bile tutabilir. Bir Beyoğlu çocuğudur. Cimbom hastasıdır. Kahramanlarını saymaya kalksa, country şarkıcısı Johnny Cash'ten Rezervuar Köpekleri'nde Michael Madsen'ın canlandırdığı karaktere, Hegel'den Zagor Tenay'a kadar uzanan bir liste karşımıza çıkabilir. En sevdiği yemek yaprak sarma, en sevdiği yer Arkeoloji Müzesi'nin bahçesi, en sevdiği Türk filmi Neşeli Günler, en sevdiği Türk tiyatrocusu Ferhan Şensoy, sevdiği çizgi roman kahramanlarından bazıları Krazy Kat ve Pekos Bill... Ruh haline göre, seyrettikleri ya da dinledikleri değişebilir. Kimi zaman sadece Brazil filmini seyredebilir. Lee Perry'nin Kung Fu Meets The Dragon albümünü dinleyebilir. Evcimendir. Günlerce evden çıkmadan yaşayabilir. Hey! Martı Göve li yazılarını da unutmamak lazım. Bir de ev taşıma hikayelerini tabi... Ya müzik festivalleri nasıl seçilir, nasıl gidilir vaziyetleri... Ondan öğrenmişimdir inan ki. Şapka, çamura karşı lastik çizme, iki tişört, diş fırçası, bi bermuda, her gün için bi don, güneş gözlüğü ve yağmurluk. O kadar. Daha kısmet olmadı bir müzik festivaline gidebilmek. Gitmeye niyetlenirsem sayesinde neleri götüreceğimi öğrenmişim işte. Neyse.. Şimdi anlatmak istediğim başka bir şey. Kanat Atkaya ne tip kadınları beğendiğini ve hangi durumlarda hayata bakışını değiştireceğini illa ki eski yazılarında yazmıştır. Demek ki ben kaçırmışım. Çünkü hatırlayamadım. İşte o gün bugün. Şimdi öğrendim. Bugünkü köşe yazısında şöyle bir başlık gördüm. "Mara gibi bakanım olsun, isterse baskı rejimi olsun" Mara Carafagna'dan söz ediyor. Kim mi? İşte yukarda fotoğrafı. İtalya Başbakanı Berlusconi'nin "Bekar olsam seninle hemen evlenirdim" dediği, eskinin erotik modeli, şimdinin İtalya'nın Eşit Haklar Bakanı bir güzeller güzeli hatun. Yazarımız kadınla fotoğrafını görene kadar pek ilgilenmemiş. Fakat Maxim Dergisi'nin "En Seksi Kadın Politikacı" seçtiği Mara'nın fotoğraflarını görünce, "Bu insan hangi ülkede politika yapıyorsa ben o ülkenin vatandaşı olmak istiyorum" diyor. Ardından devam ediyor "Mara gibi bakanımız olsun rejime filan bakmam. İsterse baskı rejimi uygulansın umrumda değil. Nasıl yönetirsen yönet gönül mülkünü ey Mara!" diyor. Keşke kalsa Mara buralarda! Çünkü Kanat Atkaya'nın oyu artık Mara'ya. Mara'yı seçmezse taş olsun!

2 yorum:

  1. Baskı rejimine de Maraya da hayır.

    YanıtlaSil
  2. demek kanat atkaya duruma göre baskı rejimine evet diyormuş. vay kerata vay. ah bu erkekler:))güzel kadın görünce yelkenler foraaaa:)))

    YanıtlaSil