4 Haziran 2012 Pazartesi

SAB'ın Konseri Başlamadan Önce... Vaziyetim Böyleyken Böyle...


İstanbul'daydım. Şahane bir ilk yaz gecesiydi. Az sonra üyesi olduğum Sigorta Acenteleri Derneği'nin (SAB), Türk Müziği Korosu konseri başlayacaktı. Ben Bahçeşehir Üniversitesi'nin çatısından İstanbul'a seyrediyordum. Sesim güzel olaydı, Münir Nurettin Selçuk'un bestesi, Yahya Kemal'in o güzelim şiiri "Sana bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer."diye şarkı söyleyecektim. İstanbul'u derin derin seyrettim. İstanbul'u nasıl tutkuyla sevdiğimi yüreğimden geçirdim. "Ah!.." dedim. "Ahh!" İstanbul'u gene canlıymış gibi hayal ettim. İstanbul bu kez  bir Levent Yüksel şarkı sözleriyle, ete kemiğe büründü... Of!.. Yeditepe üzerinden rüzgâr, İstanbu'un saçlarını dağıttı, gitti...  Hatıralar tarihin küllerini savurdu. Kendi  hayalim hoşuma gitti. Duygularımı abarttıkça abarttım.  Açıp kollarımı, "Yarim İstanbul, gel öpeyim gerdanından." diye bağırdım. Sonraaa... Bir Sezen Aksu şarkısının peşi sıra gittim... Uzandım, Kanlıca'nın orta yerinde bir taşa... Gözümün yaşını Hisar'a doğru yüzdürdüm... Yüreğimi buğulu bir efkâr kapladı...  Dayanamadım.  Bu kez, "Bi lodos lazım şimdi bana... Bi kürek.. Bi kayık..." diye seslendim. Yüreğimden geçeni işitmiş gibi... Ansızın akşamdan kalma bir sabah yıldızı üzerime düşüverdi.. Heyy!..  Zulada bir kaç şişe yakut... Yer gök kırmızı...  İçimden geldi...  Ayıpsa ayıp... Bağıra bağıra...  Dünyanın gelmişine geçmişine sövdüm...  Ah! İstanbul İstanbul olalı.. Görmemiştir belki benim gibi tuhaf birini... Çünkü o anda hicaz makamında bir müzik işittim... "Eyvah! Ben burada hayal alemimde dolanırken, SAB'ın konseri mi başladı yoksa?" dedim... İstanbul'a el sallayıp merdivenlere yöneldim. İyi ama ben aslında Şef Mustafa Doğan Dikmen  yönetimindeki SAB'ın Türk Müziği Korosunun, Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki  o  muazzam konserini anlatmak niyetindeydim. Neler anlattım? Of!.. Oldu mu şimdi!!

 
 
 


22 yorum:

  1. Ne güzel manzara öyle. Saçlar falan.. bir de şarkılar ki off of:))
    Her şey dilediğince olsun.

    YanıtlaSil
  2. Sizi tenzih ediyorum.Bende Bahçeşehir üniversitesinin çatısının altındaki kalabalıktan biriydim.Yukarıdan gelen gürültü ve "tiki" kılıklı bir kaç genç nedense çok antipatik gelmişti biz aşağıdakilere.Meğerse içerde Türk sanat müziği icra ediliyormuş.Çok severim Türk sanat müziğini.Utandım şimdi vallah :))

    YanıtlaSil
  3. Sanatın olduğu her yerde zerafet var...

    YanıtlaSil
  4. Eyvallah S. Teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  5. :))

    Levent, keşke gelip dinleseydiniz:)
    Harikuladeydi!

    Unutmaya başladığımız şarkılardı kulaklarımızın pasını silen..

    Öyle ki "kandilli yüzerken uykularda, mehtabı sürükledik sularda"

    Böyleyken böyle:)

    YanıtlaSil
  6. Haklısınız Güven, sanat şahanelik demek:)

    YanıtlaSil
  7. Hayal Kahvem, sen bilmiyorsun tabi ama aklıma daha çok yazmam gerektiğini yerleştirdin bu bir, ikincisi şimdi bu post ile ertelemek durumunda kaldığım lavta meselesi yine aklıma düştü.

    YanıtlaSil
  8. Özlem, lavta mı? Eyvaaah! Benim de aklıma düştü iyi mi:) Oysa ben kemençede rivirvrivri diye, üç ayak çalmayı öğrenecektim:))

    YanıtlaSil
  9. İsatanbul hakkında yazdıkların,okurken adamı ona aşık ediyor.
    Yaşarkende,duvağı kaldırdığında esas kızın abisi etkisi yapıyor.Hemde en afillisinden.Elinde tespih,göğsünde zinciriyle yumurta topukların üzerinde bir İstanbul duruyor karşımda. :))

    YanıtlaSil
  10. önce kendi enstrümanlarımızdan biri olsun dedim ve Girit lirası istedim ama hoca yok İzmir'de. Sonra bir aşçıya en çok kabak kemane yakışır dedim, yok yine hoca yok. (Konservatuardakileri ben finanse edemem) Şimdi lavta var aklımda, nasip kısmet... =)
    ama klasik kemençe de felaket felaket! Karadeniz kemençesi de, bizim Girit lirası da.
    Bir de kanun!
    çok işimiz var, çook. Bir sonraki ömre kalmamalılar!

    YanıtlaSil
  11. Casswa, çok güldüm bu yorumunuza çoook:)

    Aşk insanın gözünü kör mü ediyor yoksa? Benim gördüğüm o güzeller güzeli istanbul, elinde tesbih, göğsünde zincir, yumurta topukları üzerinde bir İstanbul olabilir mi? Şimdi aynen dediğiniz gibi bir İstanbul hayal ettim. Bilin bakalım bana ne dedi? Bir eliyle bıyığının ucunu burdu... Eğildi kulağıma...

    "Merak etme, biz de yamuk olmaz!"
    dedi.

    İnanamayacaksınız ama İstanbul'u bu haliyle, gene çok sevdim:)

    Ben de ki fanatiklik durumu Casswa.
    İstanbul'u hayal etmekten vazgeçmem mümkün değil:)

    YanıtlaSil
  12. Özlem, ben gitarla Romans'ı, bağlamayla Metris'i tıngırtabilirim.
    Kemençe sesine genelde insanlar dayanamaz. Ben Karadeniz kemençesine biterim:) Üç ayak oynamayı çok severim:)) Kemençede bir türkü çalabilmeyi çok isterim:) Hımm.. Lavta... Bilmem ki.. Tipime uymaz galiba:) Sanki saraylı bir edası olmalı lavta çalan birinin. Ne bileyim?
    Sanki tipime yakışmaz benim:) Bir Gritli güzele yakışacaktır illa ki... Size başarılar dilerim:)

    YanıtlaSil
  13. allahım çok güldüm, sen de mi tipe göre düşünüyorsun?! =) Kemençe, termik santral gibi enerji veriyor bence insana. hayırlısı bakalım, inşallah tez saatte başlayabiliriz; ben yaban Girit'in lavtasına, sen yeşil dağların enerjisiyle dolup taşan kemençeye.

    YanıtlaSil
  14. Eyvallah Özlem:) İyi ama kemençe öğretecek birini nereden bulacağım ben:) Unutmuştum gördünüz mü? Kemençe gene aklıma düştü:)

    Kemençeci halimin hayalini kurmaya başladım hemen:)) Şimdi elimde kemençeyle, bööyle üzerimde eteği kaneviçe işli çiftetek, başımda yemenimle kendimi hayal ettim. Ayaklarımda siyah lastikler.. Karadeniz dağlarındayım... Etrafta kimsecikler yok. Yapayanlızım. Kaçmışlar benden belli:)Gördün geri dön geri, demişlerdir birbirlerine garanti:) Hem kemençe çalıyorum hem oynuyorum iyi mi? Hayali bile deli etmeye yetti beni:))

    Sonra Özlem'i elinde lavtayla hayal ettim. Üzerinde yakası genişçe açık, yere kadar uzun, belden kabarık bir elbise. Cumbada oturmuş. Lavtasının tellerine mızrabıyla nazlı nazlı vuruyor.
    Bir de ne göreyim? Cumbanın altında, hayranları, kendilerinden geçmiş Özlem'i dinliyor:))

    Vay canına sayın seyirciler:)

    YanıtlaSil
  15. Derya Türkan tabiki de. Hem de, bak şimdi sol omuzumdaki melek diyor ki: "Yazları Ross Daly'nin müzik köyünde, yani Girit/Houdetsi köyünde, klasik kemençe piri Derya Türkan ders veriyor.Hani ilgilenenler varsa aramızda, duyurulur." =)

    ha öğrendik, hatta hayran kitlesi bile edindik, güzelmiş bu iş =)
    (elbise çok havaleli bir de, ben şort & t-shirt çalsam??) senin profil cuk diye oturdu ama bence kimsecikler kaçmadı. bak bak oradalar işte, çayların findukların arasından dinliyorlar!

    YanıtlaSil
  16. Anacuuuğummm:) Haçan findukların arasina saklananlar,piraksunlar saklanmayi, çiksunlar dişariya daaa:))

    YanıtlaSil
  17. http://www.youtube.com/watch?v=VPbOJJ-l6Fg&feature=results_main&playnext=1&list=PLAC925ED5F8D60375


    =)

    YanıtlaSil
  18. Adadaki kursa gidecek misiniz Özlemaki, geleyim bari ben de:)

    YanıtlaSil
  19. şimdi yaz okulu başlıyor çalıştığım okulda, Ağustos başı bitecek ve sonra ben hemen memlekete gideceğim.
    ders prg. burada: http://www.labyrinthmusic.gr/
    ve burada: http://www.rossdaly.gr/
    =)

    YanıtlaSil
  20. :)) Şimdiden iyi yolculuklar. Selam söyleyin sizin memlekettekilere:)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  21. eyvallah, memleket ve Houdetsi arası 1.5 saat, söylerim =)

    YanıtlaSil
  22. Olmuş, olmuş hem de pek güzel olmuş. Sizinle beraber, İstanbul'u seyre daldık. Her telden de çaldık, söyledik...Daha ne olsun:)

    YanıtlaSil