25 Haziran 2016 Cumartesi

Bu Hafta Neler Yaptım?


4 kitap aldım. Okudum.  





Erik topladım. Kokladım.





Sinemaya gittim. Ağladım.



İki Bahar'ı  tanıştırdım. Sevindim.






Bilmediğim mekanlar keşfettim. Öğrendim.


14 yorum:

  1. Bu hafta ne yaptım yazısına bayıldım. Ama ben bir de masalcıyla o
    hafatsonu neler yaptınız onu çok merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    Bu içerik şeklini beğendim :) Bir meyveyi veya sebzeyi toplayabilmek ne güzel, değil mi?

    Renkli günler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Engin. Çok güzel. Topladım. Oruçluydum yiyemedim. Kokladım:)

      Sil
  3. ilkbaharla sonbaharı mı tanıştırdııın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok Deeptone, ikisi de İlkbahar. Fotoğrafı çeken sonbahar:)

      Sil
  4. Yabancı'yı seversiniz umarım, çok güzel kitaptır.
    Senden Önce Ben'e bende gittim, ağlamasam da çok beğendim. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancıyı ara ara okurum Esma. Bu kabıyla Yabancı yoktu bende. Denk gelince, dayanamadım.
      Satın aldım. Ve fakat nasıl ilaç oldu bünyeme anlatamam. Meursault olasım geldi:)

      Senden Önce Ben de, gene tesadüfen seyrediverdiğim filmlerden. İşim yoğundu. Hava cehennem gibiydi. Oruçluydum. Bir mola hasıl oldu... Hoop kendimi bu filmde buldum. Hollywood'un mendilini de al git diye çevirdiği filmlerden biri. Ne yalan söyleyeyim, film de ruh iklimime iyi geldi. Göz yaşlarımı pıtırdattı:)

      Sil
    2. Filmi böyle sevmenize çok sevindim. :)
      Yabancı okurken beni de çok etkilemişti, insan ister istemez kitapta kendinden bir şeyler buluyor.

      Sil
  5. Toplam 375 mimari eser kazandıran Mimar Sinan'ın eserleri arasında Kocamustafapaşa'daki Arakiyeci Ahmet Çelebi Camiini bulamadım.
    Camii 1610'da yapılmış yazıyor Google amcada, Mimar Sinan'ın ölüm tarihi 1588.
    Arakiye; dervişlerin giydikleri, tiftikten yapılmış ince külah demekmiş bu arada.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum denk geldin mi, Arakiyeci Ahmet Çelebi Camii'nin yapımıyla ilgili bir hikayesi var. Ahmet Çelebi arakiyeci yani takkeciymiş. Takke yapar satarmış. En büyük hayali cami yaptırmakmış. Lakin yoksul olduğu için hayalini gerçekleştiremezmiş. Hayal et olur elbet diye haybeye söylemiyorum:) Bak şimdi...

      Arakiyeci Ahmet Çelebi günlerce üst üste aynı rüyayı görür. Rüyasında Bağdat'a gitmesi ve Bağdat'ın çarşısındaki üzüm ağacının en üstündeki üç üzüm salkımı alıp getirilmesi istenmektedir. Önce oralı olmaz. İstanbul nere Bağdat nere? Neyse fazla uzatmadan kestirmeden anlatayım. Her gece aynı rüyayı görünce, yola koyulur, Bağdat'a gider. Üzüm salkımlarını bulur. Ahlaya ohlaya elini uzatıp üzümleri koparmaya kalkışınca, yoldan geçen bir Bağdatlı Ahmet Çelebi'ye ne yaptığını sorar. Arakiyeci Ahmet Çelebi de rüyasını anlatır. Bağdatlı dinler. Sonra göbeğini hoplata hoplata güler. Der ki:
      -Bana da her gece rüyamda İstanbul'dan Bağdat'a gelecek olan bir adamın İstanbul'daki evinin bahçesinde üç küp altın olduğunu söylüyorlar. ben üç küp altın için İstanbul'a gitmezken, sen üç salkım üzüm için Bağdat'a gelmişsin der ve yoluna devam eder.

      İşte bu olaydan sonra Arakiyeci Ahmet Çelebi İstanbul a döner, bahçesinde sahiden üç küp altın bulur. Ve hayalindeki camiyi yaptırır:)

      Böyleyken böyle:)

      Sil
  6. Süt içtim.dilim yandı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmem mi, çay içip bağrı yananlardansın hatta:)

      Sil