filmekimi2011 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
filmekimi2011 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ekim 2011 Pazartesi

Filmekimi ve İnsan

  
Hava iyice karanlık.  Zifiri… Gecelerden bir gece… Ve ben… Bezginim. Üstelik, bugün Filmekimi nedeniyle Beyoğlu’ndaydım. Nasıl yağmur yağıyordu anlatamam. "Tuhafsın!" diyeceksin biliyorum ama...  Ben yağmur altında asla şemsiye kullanmam. Yağmur yağıyor diye saçak altına kaçmam. “Hey! Öleceksem suda öleyim!” derim. Kendimi iyice vururum yağmura, suya... Bu durumda tabiyatıyla adamakıllı ıslanırım. Eve epeyce geç geldim. Hemen bilgisayarımın başına oturdum. Yatmadan önce illa bir şeyler yazacağım  yazmasına ama kafamı bir türlü toplayamıyorum. Çünkü televizyonda bir kadın çığlık çığlığa şarkı söylüyor. Başımı çevirip kim diye baktım. Belli, yıkılmış bir kadın, hayli çirkin, hayli geçkin, ağlamaklı. İnanmayacaksın biliyorum. Hatta abarttığımı sanacaksın… Bu kadın var ya…  Aynı Timur Selçuk’un şarkısında anlattığı gibi zayıf, incecik elli… Sahiden incecik elli ve kalın dudaklı.  Sesi bir tokat gibi patlıyor kulaklarımda… Yüzüm al al oluyor. Dinledikçe içim hüzün doluyor. Kahır doluyor. Gözlerim yaş doluyor. Filmekimi’nde seyrettiğim üç film aklıma geliyor. Önce bir Fransız filmi. Gökten Bir Uydu Düştü. Büyükannelerinin doğum günü nedeniyle bir hafta sonu bir araya gelen aile fertlerini üç neslin perspektifinden izleten duygusal bir film... Sonra Ada adlı, Bulgaristan-İsveç yapımı, Bulgaristan’da bir adada geçen, hayallerle gerçeğin harmanlandığı psikolojik bir film. Bu iki filmden sonra sinemanın derdinin, insanın insanı çözme çabası olduğunu düşündüm. Günün üçüncü filmi ise bir Güney Kore filmiydi. Filmekimi'ndeki ilk günümün film seçimine tam manasıyla  tuz biber ekti. Ölüm Denizi aksiyon, gerilim ve şiddet içeren bir filmdi. Başından sonuna ilgiyle seyrettim. Filmekimi’nde  bugünün özeti şöyleydi diyebilirim… İnsan dediğimiz canlı neydi? Ve ben kimdim? Son filmden çıktığımda hava iyice kararmıştı. Yağmur hızını arttırmış, bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Hava günlük güneşlik ya da sağnak yağışlı... Hiçbir şey fark etmiyordu. Beyoğlu her zaman olduğu gibi tıklım tıklım insan doluydu. O kimsenin çözemediği insan... Doğuran, öldüren, gülen,  ağlayan, vicdanlı, acımasız, vefalı, nankör, barışçı, savaşçı, zalim, merhametli… Hepsi birden insan…  İnsan aynı zamanda acıkır ve susardı tabii. Yağmurda tedbirsiz dolaşan ahmaklar ıslanırdı da üstelik. Islanmıştım. Üşüyordum. Karnım feci acıkmıştı. Çorbacıya girdim. İlk bulduğum boş masanın sandalyesine oturdum. “Hey garson, bütün hesaplar benden bu gece, çorbadan sen de iç, sen de iç… Kapat kapıları kapat, kapat, yabancı girmesin. Filmekimi’nde hem içimin hem bedenimin üşüdüğünü kimse bilmesin. Yeter, yeter… İnsanın bu delice koşusu artık bitsin!” diyecektim ki diyemedim… Onun yerine… “Hey garson, bir sıcak çorba, yanında kız belli bardakta demli bir çay, lütfen.” dedim. 


 



6 Ekim 2011 Perşembe

Hey! Kısmetse, Filmekimi'nin 10.Yılını Kutlamaya Gidiyorum.

 

 


Bu sefer mühim... 10. yıl dile kolay... Bir festival... Filmekimi... 10.yılını kutluyormuş. Ne güzel! Tabii ki başarının devamını dileyeceğim. O nedenle de Filmekimi'ne gideceğim. İki yıldır film festivallerine merak sardım. Bayıldım. Filmekimi aslında bu haftasonu başlıyor. Ama ben bu hafta Filmekimi'ne gidemeyeceğim. Haftaya  kısmetse iki gün gideceğim. Günde üç filmden altı film seyredeceğim. Film seçtim diyorum ama aslında ben filmleri seçmedim. İşimin yoğunluğuna göre  gidebileceğim günleri tespit ettim. Sonra "neyse halim çıksın falim" misali, o günlere denk gelen, satışı tükenmemiş filmler neyse onlar kendiliğinden  düştü kısmetime... Neymiş bu filmler diye merak edip bakmadım bile... Biletleri satınaldım gitti. Aynen kitap kaplarını sevdiğim gibi festival ya da film  afişlerini de çok seviyorum. Kim hazırlıyor bilmiyorum ama Filmekimi afişlerini çok beğeniyorum. Peki hangi filmlere gideceğim?  Yukarıdakiler sevdiğim Filmekimi afişleri. Aşağıdakiler ise kısmetime denk düşen filmlerin afişleri...  Bayıldım... Bak... İşte buyrun... İnşallah kısmet olur giderim.