Geçen hafta trenle ilgili yazı yazınca, o kadar heves ettim ki trenle seyahat etmeye. En son ne zaman trene bindiğimi düşündüm. Düşündüm... Düşündüm... Hatırlayamadım yeminle. Memleketimde bir şehirden diğerine trenle gitmeyi nasıl arzu ediyorum anlatamam. İstanbul'a değil ama. Daha uzun bir yola. Mesela canım pastırma ya da bir kaşığa 40 tane sığan mantıdan yemek için Kayseri'ye gitmek istese, İzmit'ten Kayseri'ye tren var mıdır ki? Yolculuk kaç saat sürer peki? Gece binsem trene. Şöyle muhabbeti yerinde insanların oturduğu bir kompartımana denk gelsem.. Hatta yanımda bağlamam da olsa. Henüz çok öğrenemedim ama... Boşveeer!.. İyi bağlama çalıyormuşum mesela. Hayal bu ya!.. Ben çalsam, hepbirlikte türkü söylesek. Hangi türküler var Kayseri ile ilgili ki acaba? İlla Kayseri türküsü olmasın canım. "Çemberimde gül oya, Gülmedim doya doyaaa" diye başlıyormuşuz. Sonra yolculardan biri Ege'li olduğu için, bir efe türküsüne geçiyormuşuz. Vuruyormuşum bağlamamın tellerine... "Şu Dalma'dan geçtin mi? Soğuk sular içtin mi? Efelerin içinde, Yörük de Ali'yi seçtin mi?" diye çevreyi rahatsız etmeden, usul usul çalıp söylüyormuşuz. Hatta Ege'li yolcu dayanamayıp kalkıyormuş yerinden de, "Hey gidinin efesi, efelerin efesiii" diye dizini yere vura vura hem türküyü söyleyip hem de oynuyormuş. Of ya! Şahane olur vallahi. Şimdi ben bu hayalde Karadeniz türkülerine hiç geçmesem keşke. Yoksa kendi hayali yazdıklarımdan, kendim etkileneceğim gene... Bulacağım bir deli horon müziği... Ayağımı yere vura vura oynayacağım... Evi ayağa kaldıracağım. Of ya! Trenden nasıl geldim ben deli horona? Hey!! Aklıma ne geldi biliyor musun? Kemençe çalmayı öğrensem mi acaba?
mantı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mantı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Ekim 2011 Perşembe
İzmit'ten Trene Binip Kayseri'ye Mantı Yemeye Gitmeyi Hayal Etmek...
Geçen hafta trenle ilgili yazı yazınca, o kadar heves ettim ki trenle seyahat etmeye. En son ne zaman trene bindiğimi düşündüm. Düşündüm... Düşündüm... Hatırlayamadım yeminle. Memleketimde bir şehirden diğerine trenle gitmeyi nasıl arzu ediyorum anlatamam. İstanbul'a değil ama. Daha uzun bir yola. Mesela canım pastırma ya da bir kaşığa 40 tane sığan mantıdan yemek için Kayseri'ye gitmek istese, İzmit'ten Kayseri'ye tren var mıdır ki? Yolculuk kaç saat sürer peki? Gece binsem trene. Şöyle muhabbeti yerinde insanların oturduğu bir kompartımana denk gelsem.. Hatta yanımda bağlamam da olsa. Henüz çok öğrenemedim ama... Boşveeer!.. İyi bağlama çalıyormuşum mesela. Hayal bu ya!.. Ben çalsam, hepbirlikte türkü söylesek. Hangi türküler var Kayseri ile ilgili ki acaba? İlla Kayseri türküsü olmasın canım. "Çemberimde gül oya, Gülmedim doya doyaaa" diye başlıyormuşuz. Sonra yolculardan biri Ege'li olduğu için, bir efe türküsüne geçiyormuşuz. Vuruyormuşum bağlamamın tellerine... "Şu Dalma'dan geçtin mi? Soğuk sular içtin mi? Efelerin içinde, Yörük de Ali'yi seçtin mi?" diye çevreyi rahatsız etmeden, usul usul çalıp söylüyormuşuz. Hatta Ege'li yolcu dayanamayıp kalkıyormuş yerinden de, "Hey gidinin efesi, efelerin efesiii" diye dizini yere vura vura hem türküyü söyleyip hem de oynuyormuş. Of ya! Şahane olur vallahi. Şimdi ben bu hayalde Karadeniz türkülerine hiç geçmesem keşke. Yoksa kendi hayali yazdıklarımdan, kendim etkileneceğim gene... Bulacağım bir deli horon müziği... Ayağımı yere vura vura oynayacağım... Evi ayağa kaldıracağım. Of ya! Trenden nasıl geldim ben deli horona? Hey!! Aklıma ne geldi biliyor musun? Kemençe çalmayı öğrensem mi acaba?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)