21 Kasım 2009 Cumartesi

Kıyameti Koparınca...

ÇROP'ta kimi zaman yazılarını, kimi zaman yorumlarını okuduğum Aşkın Güngör'ün, yazdığı kitapları merak ediyor ve okumak istiyordum. İstiyordum istemesine ama İstanbul'da kitap bakınırken, Aşkın Güngör kitaplarına bakmayı her defasında unutuyordum. Geçen hafta tam niyetine girdim. İstanbul'da genelde İkea Meydan'daki C&R'dan kitap alırım. Köyde yaşadığım için, alışığım ya açık havada işlerimi yapmaya, açık hava alışveriş merkezlerini, kapalı alışveriş merkezlerine daima tercih ederim. Ayrıca araba park etmek için kat kat dolanmama gerek olmuyor. Açığa rahatça park edebiliyorum. Gene aynı kitapçıya girdim. Görevlilerden birinin yanına gittim. "Aşkın Güngör'ün kitaplarına bakmak istiyorum," dedim. Çocuk bilgisayardan baktı. "Altı tane var," dedi. "İyi!" dedim ve birlikte bilim kurgu kitaplar bölümüne gittik. Bakındık. Yok! " Bazen karışıyor kitaplar" dedi çocuk. "İyi de altısı da mı karıştı?" diye geçirdim içimden. Ama düşündüğümü seslendirmedim. Sabırla bekledim. Çocuk kitaplar arasında dört döndü. Bulamadı. Üzerine gitmedim. " Haftaya tekrar geleceğim. Umarım o zamana kadar kitaplar yerine gelir," dedim. Soner Yalçın'ın son kitabı'nı satın aldım. Köyüme geri döndüm.

Bugün gene aynı kitapçıya gittim. "Aşkın Güngör kitaplarına bakabilir miyim?" dedim. " Bu kez başka bir görevli vardı. "Bilgisayardan baktı. " Altı tane kitabı var," dedi. Sesimi çıkarmadım. Gene bilim kurgu kitaplar bölümüne gittik. Kitaplar gene yok! Elimi belime koydum: "Ben İzmit'ten geliyorum. Geçen hafta da var dediniz. Bulamadınız. Şimdi gene var diyorsunuz. Bulamıyorsunuz. Bu nasıl iş? Ben altı tane var dediğiniz Aşkın Güngör kitaplarından birini mutlaka istiyorum!" dedim. Baktılar kıyameti koparacağım, beş koldan kitaplar aranmaya ve ilgili ilgisiz her bölüme bakılmaya başlandı. Sonunda bir tane kitap bulundu. Elime verildi... GOHOR Kıyametten Sonra- Aşkın Güngör... Aman Allahım! Koskocaman bir roman bu! Kitap tam 500 sayfa... Ne emek sarfedilmiş! Kitap Astrea yayınlarından çıkmış. Peki, kitap nerede mi bulundu?"En Çok Satan Kitaplar" bölümünde... Acaba beş kitabı satılmış da bir kitabı mı kalmıştı? Bu nasıl bir kitaptı? Peki, kimdi ki Aşkın Güngör? Açtım 'Yazar Hakkında' bölümüne baktım. 1972 doğumlu yazar, Düşler Diyarı adlı fantastik bir çocuk kitabı yazmış önce. Sonra Gohor Cam Kent ile Gohor Kurtlar Yolu, Öykü Bilim Kurgu Öyküleri, Aykolik, Mesih'in Klonu, Geceyle Gelen, Olağan Mucizeler adlarında kitapları olduğu gibi, pek çok öyküsü ödüller kazanmış. İspanyolcaya çevrilen ve İspanya'da satılan romanı var. Ayrıca daha önce okumuştum, kitapları eğitmenler tarafından, yetişkinler kadar, genç okurlara da tavsiye ediliyor. Diğer kitaplarını korkarak sordum. Özellikle Olağan Mucizeler adlı kitabını çok merak ediyordum. Baktılar bilgisayara... "Yok, kalmamış!" dediler. Acaba vardı da, yerinde bulamayacaklarına mı düşündüler, yoksa kitap sahiden yok muydu artık bilmiyorum. Anladığım şudur ki, Aşkın Güngör memleketimin bilim kurgu romanları yazan, ender yazarlarından. Ve biliyorum ki kitapları yok satıyor... Bulunmuyor işte şekilde görüldüğü gibi. Hemen satın aldım kitabı... Bu kadar aramışken... Hazır bulmuşken... Hemen!... Merakla okumaya başladım tabi ki... Şöyle başlıyor :


"Tarihin her döneminde dışarıda bırakılanlar olmuştur. Bu, onlardan bir kaçının öyküsüdür."

" Rüzgara başka ad vermek gerekse 'dost' derdim ben. Koluna girer, dağ doruklarına dek, ormanların karanlık derinliklerine dek, varlıkları çoktan unutulmuş eski kentlerin yıkılmış taş binalarına dek ve bulutlara ve diz boyu uzanmış yemyeşil çimlerin kapladığı yaylalara ve uzaklardaki sıra dağların ardında gururla yükselen Cam Kent'e dek koşturdum onunla beraber. Çiçeklerin narin tenine dokunurduk koşarken; ihtiyar ağaçların devasa gövdelerinde açılan oyuklara girip esrarlı bir türküye dönüşürdük; her yağmurda çatısı akan köhne kulubesinin önüne attığı küçük taburede oturarak milyonlarca yıl kadar geride görünen gençliğini hatırlayan Burş Ana'yı rahatlatacak tatlı bir esinti olurduk; yoksul barakalara umut taşımaya gayret ederdik elimizden geldiğince."

Ben bu romanı seveceğim. Eminim. Hemen okuyacağım! Galiba ben bu romanın cümlelerinin altını çok çizeceğim çook... Cümleler o kadar itinayla kurulmuş ki... Her bir cümlesi şiir dizesi gibi! Şiir gibi bilim kurgu romanı öyle mi? Yeminle, iyice merak ettim şimdi!

5 yorum:

  1. Allah derdinizi alsın (karım böyle söyler de:)

    Kitaplarımı arayışınız da bulmanız da ayrı bir kitap konusu olmuş gerçekten.

    "Bulunmayan kitaplar yazan bir adam vardı..."

    Hah işte, ilk cümle tamam bile:)

    Şaka bir yana, bunca emekle kitaplarımı aramanız, bunca keyifli satırı art arda dizmeniz fazlasıyla sevindirdi beni; sağ olun, var olun.

    Blogunuzu zevkle takip ediyordum zaten bir süredir, ama bu yazıya bir ziyaret anında değil, sevgili Ümit Kireççi'nin dürtmesiyle ulaştım. Ona da sonsuz teşekkürler buradan...

    Yine böyle keyifli satırlarla Gohor'u değerlendiriseniz okuduktan sonra, çok sevineceğim.

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Sizin hanıma sevgilerimi söyleyin, ne güzel bir söz sarfediyormuş öyle...Keşke kızdığı zaman da bu sözü söylüyor olabilse... Umarım söylüyordur:)

    Tüm samimiyetimle söylüyorum, bu kadar kitapları olan ve kitapları okurları tarafından ısrarla aranılan bir yazarı Hayal Kahvem'de misafir ediyor olmak benim için gurur verici...

    Benim hasbel kader yazmayı denediğim bloğumun, üstat yazarlar tarafından kimi zaman okunduğunu bilmek var ya... Aman Tanrım! Acayip korkutucu:)

    YanıtlaSil
  3. Yapmayın, estağfurullah...
    Gayet başarılısınız...
    Devam, devam...

    YanıtlaSil
  4. Ooo.. Vildancığım.. Ne mutlu sana.
    Yazarlardan okuyucu kitlen oluşmuş :)
    Korkutucu diyorsun ya.. hiç korkmana gerek yok bence..sal kaleminin iplerini..o ne yazacağını bilir
    sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  5. Hmmm... Demek ki elimi belime koymam gerekiyormuş kitapları bulabilmem için :) İyice meraklandım şimdi...

    YanıtlaSil