8 Şubat 2010 Pazartesi

Ayrı İki Kalkış Yerinden Aynı Anda Hareket Eden İki Tren

"Ayrı iki kalkış yerinden aynı anda hareket ederek birbirine doğru - saatte şu kadar hızla - ilerleyen iki tren ne kadar sonra karşılaşırlar?" Asıl sorun ne kadar sonra karşılaşırlar, ilk karşılaştıklarından?" Okuldayken problem çözmeyi severdim sevmesine de, iş tren problemlerine gelince, nedense çuvallardım işte. Bak, Murathan Mungan'ın Makas adlı öyküsünü, uyarlayacağım şimdi kendime... Dumanlarla, sislerle, homurtularla, ıslıklarla boğulmuş güvercin grisi bir tren, garın ortasında beklemektedir. Kirli bir sabahtır. Güneşi bulutlar gizlemiştir. Yağmur öncesinin hüzünlü havası ortalığı sarmıştır. Küçük kedi adımlarla ilerliyorum. İpinin üzerinde ilerleyen bir tel canbazının gerginliği içindeyim. Ses yükselticilerinden hırıltılı duyurular yükseliyor: trenlerin gideceği yerleri, yönleri sayıyor; kalkış saatlerini bildiriyor. Bir garın her günkü olağan gürültüsü, alışılageldik görüntüsü yineleniyor. Bu nedir şimdi? Kitaplığıma bakınca, elime neden Murathan Mungan'ın Kırk Oda adlı kitabı geldi? Haydi rastgeldi diyeceğim... Peki... Elime bir kitap değince, gözümü kaparım, bir sayfasını açarım ya hani... Gözümü kapadım. Bir sayfasını açtım. Kitapta dokuz tane öykü var. Gele gele neden tren yolculuğu ile ilgili Makas adlı öyküsünün ilk sayfası geldi peki? Devam edemeyeceğim. Çünkü unuttuğum bir dosyayı almak için eve gelmiştim. Şimdi tekrar işe dönmeliyim. Kitaptan bir kaç sayfa çevirdim. Şiir gibi bir kaç cümle ile göz göze geldim.
"ne kadar sonra karşılaşırlar,
ilk karşılaştıklarından?
birbirlerine karşı yönde ilerleyen
iki tren
saatte şu kadar hızla
ve ne kadar sonra
karşılaşırlar?
- hiçbir zaman... hiçbir zaman... "
Demek ki sorunun cevabı böyle! Bu cevabı daha önce bilebilseydim keşke!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder