17 Şubat 2012 Cuma

Kahve Molası - Gözleri Gözlerime Değince, Felaketim Olur Ağlarım.


Ey Okur! Dinlemeyi arzu edersen Galata Kulesi'yle aramdaki hazin aşkı anlatmak istiyorum.  Ne vakit yolum Galata'ya düşse... Ben... İlkin mahcubiyetle kirpiklerimi eğerim... Sonra  cesaretimi toplarım. Başındaki külahıyla ve tüm ihtişamıyla, İstanbul siluetinde, dimdik yükselen Galata Kulesi'ni seyrederim. Of! Galata Kulesi'nin gözleri gözlerime değdiği anda var ya... İnan bana, felaketim olur ağlarım. Çünkü beni sevmediğini bilirim. Evet... Başka bir sevdiği olduğunu,  üstelik kendisinden çok yaşlı bir kıza körkütük aşık olduğunu çok iyi bilirim. Cenovalı'lar İstanbul'a geldiklerinde surlarının başkulesi olarak kurmuşlar Galata Kulesi'ni.  En son tepesine külahı takılınca, olanca haşmetiyle nasıl yakışıklı olmuştur anlatamam... Bıçkın, yağız bir delikanlı gibidir. Herkes etrafında pervanedir. İşte taaa o zaman... 524'lü yıllar..  Tüm cüssesiyle inşaatı yükselirken, uzaktan görür o kızı... İlk görüşte aşk denir ya hani...  Görür görmez kıza vurulur. Lakin kız, hem ulaşılmazdır, hem yaşı çok büyüktür. Kimi rivayetlere göre kızın yaşı M.Ö 24'lere gitmektedir. Lakin bu kız Galata Kulesine, denizin ortasında gencecik, yapayalnız bir hüzünler prensesi gibi görünmektedir. Gün be gün aklında daha fazla yer etmektedir. Yüreğini tir tir titretmektedir.  Acaba bilse ona sevdalandığını karşılık verir mi? Ne yapacağını bilemez. Çaresizdir. Galata Kulesi tarih içinde kimi zaman aşkından yanar kavrulur. Kimi zaman çaresizlikten yıkılır durur. Her seferinde söndürdüler yangınını. Tekrar tekrar inşa ederler. Her yükselişinde bir daha görür bu kızı,  bir daha aşık olur hiç bıkıp usanmadan.  Eli ayağı bağlı ya Galata Kulesi'nin... Uzaktan uzağa bir sevdadır bu. Olduğu yerde yanar ha yanar. Sonunda artık Galata Kulesi'nin canına tak eder. Mutlaka bir haber göndermeli ve aşkını anlatmalıdır bu kıza... Karar verir. 17.yüzyıla geldik artık diye düşünür. İçinde en güzel sevgi sözcüklerini barındıran bir mektup yazar. Aşkını anlatır. Hazarfen Ahmet Çelebi'den rica eder. Hazarfen Ahmet Çelebi alır mektubu ve Galata Kulesi'den bırakır kendini  kızın olduğu yere doğru... Ama okadar ağır gelir ki mektuptaki aşk sözcükleri, dayanamaz. Aşk mektubu kıza  ulaşamaz. Bu arabuluculuk Hazerfen Ahmet Çelebi için iyi olmamıştır.  Padişah duyar olanı biteni... Çok kızar... Cezayir'e sürer... Hazarfen Ahmet Çelebi bir aşığa  inanmanın bedelini ağır öder. 31 yaşında Cezayir'de ölür. O günden sonra ümidini iyice yitiren Galata Kulesi bedenini, hem esirlere hem kendine zindan eder. Günümüzde bile bu kızı karşıdan karşıya aşkla sevmeye devam eder. İşte... İşte ne vakit onu karşıdan görsem... Limanda hep gemiler olur... Ağaçlar kuş gibi güler... Bir rüzgâr aklımı alır. Galata Kulesi'ne gözümü diker bir süre bakarım. Beni sevmediğini... Hatta beni fark bile etmediğini... O kıza... Kız Kulesi'ne aşık olduğunu çok iyi bilirim. Kız Kulesi'ne dönüp bakmak istemem... Öldüreceğimden korkarım. Her defasında son bir ümitle Galata Kulesi'ne bakarım...  Gözleri gözlerime değince...  Durumumun ümitsizliğini anlarım... Felaketim olur ağlarım.


22 yorum:

  1. "...
    Istanbul deyince aklıma kuleler gelir
    Ne zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır
    Ama şu Kızkulesinin aklı olsa
    Galata kulesine varır
    Bir sürü çocukları olur
    ......."

    Bedri Rahmi' nin İstanbul Destanı' nda yazdığı satırlar hiç bir zaman gerçekleşmedi ne yazık.. hem yaşı da geçti kızımızın.. O artık Sunay Akın' ın yazdığı şiirdeki gibi başkalarının bebeklerine biberon olarak kullanılmakta...

    "......
    Çocuğunu asma köprüde sallayan
    bir annedir İstanbul
    ki onun
    içi süt dolu
    biberonudur Kız Kulesi
    soğusun diye suya tutulan.
    ......"

    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  2. Momentos, anladım, beni iyice kıskandırmaktır niyetin. Ne diyeyim. Karşılıksız bir sevda durumu benimki bilirim. Olsun... Tahirle Zühre meselesi bu Momentos. Nazım Hikmet der ya hani.. "Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da... Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
    bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
    yani yürekte." Koskoca Galata Kulesi orada salınan Kız Kulesi dururken... Bencağızın elbette farkında değil, olsun:))

    "Yani sen elmayı seviyorsun diye
    elmanın da seni sevmesi şart mı?
    Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
    yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?"

    Demem o ki Momentoscum, "Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil."

    Hımm... Galata Kulesiyle vaziyetim böyleyken böyle:))

    YanıtlaSil
  3. Elbette yürekle sevmek seveni yüceltir.. hatta parıl parıl parlatır. :) Hani kıskandırmak değil de tarihin içine yer etmiş yazıtlarda da yazıyor ya, onları pay ettim güne, kendi hesabıma :)

    Velakin platonik aşk adamı sızım sızım sızlatır sevgili HayalKahvem :) gel sen vazgeç bu aşktan.. sana başka yağız kuleler bulalım :)

    YanıtlaSil
  4. Yooo... Momentos yapamam. Yooo... Asla olmaz!!! İstanbul'da bir eşi yok ki Galata Kulesi'nin. İstanbul'un simgesidir o. Çok severim. Çoookk:))

    YanıtlaSil
  5. Bir gün, ama bir gün, mutlaka gelip, ellerimle dokunup, gözlerimle konuşacağım...

    YanıtlaSil
  6. İstanbul bu; taşı ayrı,toprağı ayrı, öyküleri ise çok daha ayrı bir güzellik anlatır bu günün insanına..

    YanıtlaSil
  7. Nar- ı Can, yapmayın... Kendinizi ateşe atmayın. Siz de sakın Galata Kulesi'ne sevdalanmayın:))

    YanıtlaSil
  8. Güven, nasıl mühim yerler, nasıl İstanbul'u İstanbul yapan değerler öyle değil mi? İstabul'un silueti değiştikçe insanın içi sızlıyor. Vicdansızlık... Nasıl bu denli değer bilmez olduk? Şehircilik zevkini acaba nerede bıraktık? Aşk gibidir İstanbul, ve her binası emanettir bizlere. O binaların arasından sanki kafasını yukarıya doğru uzatıp görünmek istiyor gibidir Galata Kulesi. Çok sevmeli. Çook.

    YanıtlaSil
  9. çok geç!
    sevdalandım ki...

    YanıtlaSil
  10. Nar-ı Can, güzel bir sevda bu. Yürekte bir şeyler acıtan ama inanılmaz güzellikte bir şey:))

    YanıtlaSil
  11. Harika bir yazı olmuş kahve tadında dakikalar ile eşsiz anlatımız çok güzel olmuş yazınız için teşekkür eder yeni yazılarınızı merakla bekleriz.

    YanıtlaSil
  12. Selam Vildan,

    O kadar güzel kurgulamışsın ki, yazının ortasına kadar bilmediğim ne ola ki diye düşündüm :) Hoşuma gitti :)

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  13. Selam Hendek, yazıyı beğenmenize sevindim:) Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  14. Selam İstanbul GPT, İstanbul şehrinin masalları bitmez bilirsiniz.
    Biz şehir hikayelerinin bazılarını biliyoruz ama insanların da şehirlerle ve şehirlerdeki binalarla ilgili öyküleri vardır. Bu anlattığım bir tanesi:) Madem beğenildi, ozaman arada diğerlerini de yazmayı düşünmeliyim demek ki:)

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  15. bu kadar güzel anlatılamazdı galata kulesi =))

    YanıtlaSil
  16. Çok güzel anlatmışsınız, okurken büyük zevk aldım.

    YanıtlaSil
  17. Selam Meriç, sahiden Galata Kulesi'ne karşı aşırı bir ilgim vardır. Yanına gitmeye çekindiğim bir binadır Galata Kulesi. Onu uzaktan seyretmek sevdanın en güzeli:))) Vardır bende böyle haller Meriç. Kaç tane sevdalandığım ağaç var onları anlatmaya girişmeyeyim:))
    Tuhafımdır benden söylemesi:))

    YanıtlaSil
  18. Selam Bayan Travma, beğenmenize sevindim. O halde sevdalandığım binaları, ağaçları, eşyaları anlatmaya devam etmeliyim:))Sağolun.

    YanıtlaSil
  19. Günaydın Hayal Kahvem,
    Ben de seninle gelebilir miyim?

    YanıtlaSil
  20. Günaydın Bayan Travma, bakın nesnelere sevdalanmak var ya travmalara birebirdir:)) Tamam.
    O halde yola devam:))

    YanıtlaSil
  21. O zaman yer ve zaman için haber bekliyor olacağım :)

    YanıtlaSil
  22. Tamam Bayan Travma. Elbet bir gün buluşacağız:))

    YanıtlaSil