25 Mayıs 2012 Cuma

Denesem Becerebilir Miyim Ki?

 
Bazan öyle bir yazı yazmalıyım ki... Şahane... Şöyle fiyakalı olmalı... Öyle ki... Rüzgar Gibi Geçti filmindeki Clark Gable misali, bakışlarıyla okura caka satmalı. Bazan okundukça her kelimesinden şakır şakır muhabbet akmalı. 


 
Kimi zaman yazım "Bir insanı sevmekle başlar her şey" cümlesi ile başlamalı da bu cümle okuyana Sait Faik'i anımsatmalı. 


 
Ya da belki yazdığım yazı Müjde Ar'ın İsmet, Ayşen Gruda'nın Fikret rolünde oynadığı Gülen Gözler'in komikliğinde olmalı. Evet… Evet… Komik olmalı yazım, komik... Okuyanı kahkahadan yerden yere atmalı. 


Ya da ne bileyim, kimi zaman Neşeli Günler filmindeki Adile Naşit ve Münir Özkul'un o muazzam inatçılıklarını hatırlatmalı... Okuyanı dudak kenarından hafiften gülümsetmeli. 


Durun, durun! Bazan öyle bir yazı yazmalıyım ki, denize düşen taş gibi "tııpp!" diye ses çıkartmalı. Taşın suyun yüzeyini halka halka dalgalandırması gibi, yazdığım yazı kimi zaman okuyanın yüreğini hafiften dalgalandırmalı. 


 
 Ya da öyle bir yazı yazabilsem ki keşke, okuyanı çarpsa, silkelese, acıtsa, darmandağın etse. 


 
Yok yok... Olmaz... Ilık ılık damlasa kelimeler... Yumuşacık damlalar halinde gönülden gönüle akabilse.  Keşke yazdığım kimi yazılar koku geçirebilse...  Okuyunca mis gibi kahve kokusu gelse.

Kimi zaman yazım okundukça gökyüzü öyle yakın hissedilmeli ki, hani bilirsin ya sanki elini uzatsan dokunacakmışsın gibi. 


Bazan kelimelerim efsunlu olmalı efsunlu... Gizemli ve sıradışı olmalı belki. Okuyanı tılsımıyla büyülemeli. 


 
 Bazan yazım öyle bir sus pus etmeli ki okuyanı, okurun beyninin içinde çıt çıkmamasını becerebilmeli. Yazıma tam manasıyla odaklansın diye, işitme organının kapılarını sıkıca kilitlemeli. Hatta kilidi mühürlemeli belki. 


Ahh! O harfler, heceler, kelimeler, cümleler ve hatta noktalamayı sağlayan işaretler... Kimi zaman öyle bir düzende yan yana gelmeli ki, yazı ile okurun gönlü arasında bir köprü oluşturmalı. Bazan yazılarım sevgiyle başlamalı, gizemli bir romantizmle devam etmeli. Sonunda latif bir kelime olan aşkla bitmeli sözgelimi. Ama mutlaka içine bir nebze hüzün katmalı. 


 
Bazan cümlelerim hakikatleri asla anlatmamalı. Tamamiyle hayal aleminin mecrasına akmalı. Akıldışı, ürpertici ve tekinsiz olmalı... Gökte dolunay varmışcasına, yazılarımı sırlı bir gece aydınlatmalı. 


Bazan bir gölge ben yazdıkça, ardımdan süratle ve sinsice kovalamalı... Bu haldeyken yazdığım kelimeler, peşinden bir atlı takip edercesine, okuyanı nefes nefese bırakmalı. 


Kimi zaman yazdığım yazı dizlerimin üzerine düşürebilmeli beni. Bu durumda yazdığım cümlelerimi okuyan biri,  çığlık çığlığa bağırabilmeli. 

 
Kimi zaman öyle dokunaklı yazılar yazabilmeliyim ki, okuyanı hıçkıra hıçkıra ağlatabilmeli. 


Acaba mümkün olur mu ki? Öyle bir yazı yazabilmeliyim ki sözgelimi… Yazımı okuyan “Bir gün bu yazıyı okudum ve bütün hayatım değişti,” diyebilmeli! Denesem... Acaba yazabilir miyim öyle etkilisini?

 

16 yorum:

  1. Olabilir neden olmasın. Ve hatta biri mutlaka olmuştur.
    (:

    YanıtlaSil
  2. Olmuş, olmuş işte bu yazı:))

    YanıtlaSil
  3. tabi ki!herşey inanmakla başlar...

    YanıtlaSil
  4. :)çok fazla şey istiyorsunuz..bir yazı veya yazar ancak bunlardan bir tanesi veya birkaç tanesini sağlayabilir gibime geliyor..:)

    YanıtlaSil
  5. Sahi mi, Uyuşuk hayalperest:)

    YanıtlaSil
  6. Elvan, hangi kategoriye soktunuz acaba bu yazıyı? Komik yazılara mı:))

    YanıtlaSil
  7. Gülümse, sadece hayal ediyorum:))

    YanıtlaSil
  8. Shirin Serkan, ya hep ya hiç:)
    Abartmakta üstüme yoktur. Böyleyken böyle:))

    YanıtlaSil
  9. Geçenlerde ismi lazım değil (reklam olmasın) bir blogda bir yorum yapmıştım;

    "Böyle şeyler yazabilen biri (özellikle ilk partı) neden sadece blogla sınırlarki kendisini. Bunun gibi bir yazıyı yazabilecek kaç yazarımız var ki? Dünyaca ünlü bir yazarın yazdığından ne farkı var ki? Köşe yazısı olsa ekşisözlükte günün konusu olurdu emin olun. Hakkında onlarca entari (entry) girilirdi. Sizin gibi yazabilmek için neler vermezdim ki. Konusu hiç önemli değil yazdıklarınızın. Üslubunzu o kadar baskın ki, konu ne olursa olsun bir yazıyı sizin yazdığınızı anlayabilir herhangi bir yazınızı okuyan kişi."

    diye ve eklemiştim,

    "Ünlü yazarlar sizden güzel yazmıyorlar emin olun. Biraz fazla övdüğümü düşünübeilirsiniz ama ben entelektüel olarak lanse edilen ve kalemi kuveetli olarak niteclelen nice kişiden nitelik olarak çok yukarıda olduğunuzu düşünüyorum."

    Siz de anınız geldiğinde bana yukarıdaki yorumu yaptıran yazar gibi, söylediklerinizin üzerinde bir yazı yazabilirsiniz :)

    YanıtlaSil
  10. İyi güzel hoş da resimlerden bir tanesinde bir kadın gidiyor ve erkek verilmek istenen mesajdan anlıyoruz ki kalbi parçalandığı için kan kaybından ölmeyi bekliyor.

    Ancak şöyle bir mesele var ki, erkek sağ göğsünü tutmuş. Oysa ki kalb sol taraftadır.

    YanıtlaSil
  11. Ahmet, bu yazdıklarınız bana değil, o anlattığınız blog sahibine sanırım.Yani ne bileyim yazdıklarınızdan ben öyle anladım.

    Ahmet, ben yolculukları seviyorum.
    Ama menzile varmaktan çok yola çıkabilme ihtimalinden hoşlanıyorum. Yazı yazma gayretindeyim. Bu gayret te bir nevi yolculuk sanki... İşte yukarıda yazdıklarımın gerçekleşmesi ihtimali var ya...
    Of! Asıl heyecanlı taraf bu:)
    Tuhafım biliyorum ama... Böyle işte:)

    YanıtlaSil
  12. Orhan, sizin yorumunuz da bir başka bakış açısı:)

    O resimde, kadının yüreği adamın elinde. Adamın yüreği de kadında.
    Yazı his geçirmeyi becerebilirse,
    yazar ve okurun yürekleri geçer birbirine. Acıtabilen, yüreğe değen bir yazıysa, iki tarafı da kanatabilir... Yazanın da okuyanın da insani duygularını kışkırtır. Ah!.. Öyle yazılar yazabilsem keşke:)

    YanıtlaSil
  13. Üsluba oldukça önem veren biri olarak çok hoşuma giden birkaç yazıya rastladığımdan ötürü "kötüceyim, iyice" diye bir blogda yaptım bu yorumu. Reklam olmasın diye yazmamıştım ilk yorumumda ama bunun reklamlık bir tarafı da yok. Sizin blogunuzu da başka bir blogda önerebilirim. bu gibi şeyler güzeldir sanıdım.

    Yazdıklarınız zaten güzel şeyler ona lafım yok. Yukarıda başka bir blog kişisine yazdıklarım herkes için geçerli olabilir, söylemek istediğim bu. Öyle bir an gelir ve öyle şeyler yazarsınız ki yazabilir miyim dediklerinizden öte olur. Ben iyi bir blog takipçisi olduğumu düşünüyorum ve güzel bir şey görürsem bunun hakkını vermek istiyorum. Sizin blogunuz da çok güzel bir blog olduğundan sözünü ettiğinizden güzel bile yazabilirsiniz demek istedim.

    YanıtlaSil
  14. Teşekkür ederim Ahmet, çok zarifsiniz. Sağolun.

    YanıtlaSil