25 Ağustos 2012 Cumartesi

Masal Bu Ya... Ne Bileyim, Olur A...


Az sonra gözlerimi gerçek dünyaya kapatacağım. Uykunun yanağından bir makas aldığım gibi, hooop diye düşler alemime dalacağım.  Du bi... Kararlıyım. Uykuya dalmadan önce  sana bir  masal anlatacağım. Büyülü bir masal bu.. Seveceksin eminim.  Bu kimin masalı diye sorma e mi? İnan bilmiyorum. Bildiğim ise, bu  masalı anlatan, kara gözlü bir kıza kara sevdalı bir adam... Kız adama yüz vermemiş. Vah ki vah!.. Adamın kalbi kırılmış, kıza fena halde içlenmiş... Masal bu ya... Ne bileyiim, olur a.. Adam hiç üşenmemiş... Oturmuş, masal tadındaki bu şiiri döşenmiş. Ah, nasıl güzel anlatamam. Müthiş!. Sahiden müthiş!.. Hımm... Sevdiğim bu masal şiiri az önce tekrar okudum.  Her defasında olduğu gibi gene düşünmeye koyuldum. Sana bir şey söyleyeyim mi, şu uykulu halimle bile, bir kez daha neyi anladım biliyor musun? Kadınlar olmasa, şu yalan dünyada  ne sanat ne edebiyat olurmuş. Bakar mısın sen  adama... Hislerine karşılık bulamamış ya... İnanamıyorum ya... Neler yapmaya kalkmış kıza... Şimdi sen diyeceksin ki, "Madem kızıyorsun adama, niye anlatıyorsun kızdığın adamın masalını bana?" İyi ama... Böyle söylemek, çok merhametsiz geldi şimdi... Yoo... Bu masalı anlatan adam bence samimi ve dürüst biri...  Dinle... Dinle... Ah, bayılıyorum ben bu masalın sonuna!
 
Şeytan dağındaki mağarada
Duydum büyücü bir kadın yaşarmış
Aşka inanmayan taş kalplileri
Büyüler, kara sevdalı yaparmış

Yüreğimde yenilginin acısı
Yollandım şeytan dağına
Az gittim uz gittim bir akşamüstü derken
Vardım büyücünün mağarasına

Dedim ki, bir halden bilmeze düştüm,
Al bütün varımı yoğumu
Bir büyü yap anlasın
Sevdanın ne yaman şey olduğunu

İki yürek oydu iki taştan,
Koydu bulanık bir suya
Üç vakit sonra gel diye
Seslendi kör kuyuya


Üç gün, üç ay. üç yıl bekledim
Derken bir akşam üstü çalındı kapım
O kendini beğenmiş deli dolu kız
Ne hale gelmişti Allah'ım !

Kara gözlerinde şimdi
Kara gecelerin acısı vardı
Ağladı kapandı ayaklarıma
Sev beni, sev diye yalvardı
 
Git dedim istemiyorum artık
Birazda sen öğren ağlamasını
Geceler boyu duy bir yol
Yalnızlığın kahreden acısını.

İnanmayın dostlar, inanmayın...
Ne büyü var ortada ne de büyücü
Yıllardır kendimi avutmak için
Uydurdum bu yaşanmamış öyküyü...
 
Gördün mü? Ne hoş masal değil mi? Kim yazmış acaba? İnan bilmiyorum. Ama ilk işittiğimden beri, her defasında tüm merakımla okuyorum. Uykum geliyor masalın sonunda... Gözlerimi kapıyorum. Kederli adamın masalını hemencik unutuyorum. Anne sözü dinler gibi masum... Usulcacık... Düşler alemime dalıyorum.

12 yorum:

  1. Ve masalın sonunda Hayal Kahvem uykuya dalıyor, o uykuya dalarken okurlarından biri "mutlu geceler" diliyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hey, ben de neden acaba bu kadar mutlu uykuya daldım diyordum. Engin, iyi dileğiniz için gecikmiş de olsam teşekkür ediyorum:)

      Sil
  2. masalları severim
    bunu da sevdim,
    teşekkür ettim.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben var ya masalsız yaşayamam Temerrüt. Gene abartıyor diyecekler biliyorum. Kim ne derse desin. yazacağım işte:)
      Bencileyin hayalci ve oyuncu birini en çok masallar besler:))
      Sizin de masal sevdiğinize ve üstelik bu masalı da sevdiğinize çok sevindim. Ne demek Temerrüt, ben teşekkür ederim:)

      Sil
  3. güzelmiş :)blogunla facede paylaşıcam:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Naniii:) Çok güzel masal sahiden değil mi? Ben bu masalı çok severim:))

      Sil
  4. herkesin kendini avutmak için kurduğu bir masalı var mıdır? bence vardır...
    çok beğendim (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. GEB, sizin de masallarınız varsa, dinlemeye hazırım:)

      Sil
  5. Ne hoş bir paylaşım olmuş, masal için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  6. her neyse de bu aşklarını denk düşüremeyen hikayeler beni uyuz ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hıımm.. Cem biliyorsunuzdur sanırım, hem kavuşamayınca aşk oluyor hem de hep kavuşamayan aşıkların hikayesi oluyor:)

      Sil