4 Şubat 2013 Pazartesi

Kahve Molası - Cinbaz


İstanbul'daydım. Beyoğlu'na her yolum düştüğünde uğradığım kitapçıdaydım. Zamanım dardı. Satın almayı düşündüğüm kitap ve dergiyi pürtelaş halde arandım. İkisini de bulduğum gibi, aceleyle ödeme yapıp, çıkış kapısına koşturdum. Tam sokağa adımımı atıyordum ki ani bir refleksle ayağımı geri çekip durdum. Niye durmuştum? Anlam veremedim.  Alışverişim bitmemiş miydi? Bitmişti. Hatta biraz daha oyalanırsam Taksim'deki yeni müşterimle olan ilk randevuma gecikecektim. Görüşmeye gecikmek elbette hoş değildi. Eee... Niye durmuştum peki? Şaşırmıştım. Haydi, diyelim kitapları ararken çok koşturmuştum ya, belki bir an  nefeslenmek için durmuştum... Tamam... İyi...  Şimdi yoluma devam etmeli, artık kitapçıdan dışarıya atmalıydım kendimi, öyle değil mi? Yooo... Yapamadım. Durum iyice tuhaflaşmaya yüz tutuyordu harbiden. Bir resmin içine hapsolmuştum sanki. Sonra aşina olduğum bir his yeşerdi içimde. Gerisingeri döndüm. Uyur-uyanık... Bilinçli-bilinçsiz... Gerçek-uydurma...  Kontrol hiçbir şekilde bende değildi. Bir güç kumandayı eline almıştı. Bedenimi benden bağımsız çalıştırmaktaydı sanki. Ne oluyordu böyle? Bir anormallik vardı var olmasına ama neydi? Sırtımda soğuk bir esinti gezindi. Ürperdim. Vaziyetim bu minval üzerine biraz daha  uzayacak olursa, kararlıydım avazım çıktığı kadar "Kurtaran yok mu!" diye seslenecektim. İyi ama olan biten bir şey yoktu ki ortalıkta. Ben anlayamazken; bu vaziyeti kime, nasıl izah edecektim? Yalpalayan ayaklarım, daha önce hiç görmediğim bir dizi kitapların önüne götürdü beni... En baştaki kitapla gözgöze geldim. Garip bir kabı vardı. Kitabın adı Cinbaz'dı.  Yazarı ise Ege Görgün. Hey, Ege Görgün'ün Tersninja'daki tekinsiz öykülerini çok iyi bilirim. Öykü kitabı çıkmış öyle mi, diye düşündüm. Çok sevindim. Nerden geldiğini bilmediğim korkularım, gene nedensizce uçup gitti. Otomatiğe bağlanmış gibi kitabı elime aldığım anda ışık hızıyla kasanın önündeydim. Kitapçıdan çıkarken Cinbaz'ı çantama attım. Kafamı bu olaya fazla takmadım. Çünkü hemen işe yollanmalıydım. Tuhaf şey! Yeni müşterimle görüşmem hayal edemeyeceğim kadar mükemmel geçti. Hiç uğraşıp, dil dökmedim. Gittiğimde mevcut poliçelerini zaten  hazır etmişti. Tüm sigorta işlerini sorgusuz sualsiz bana verdi. Böyle inançlara meyyal bir bünyem olduğu için, bu kolaylığı Cinbaz'a  yordum. O günden beri  kitabı çantamdan çıkarmamıştım. Az önce Cinbaz'ı elime aldım. Rastgele bir sayfayı usulca araladım:   "Bir resmin içine hapsolmuştu sanki. Sonra aşina olduğu bir his yeşerdi içinde. Bu sayede bir yarı-rüya gördüğünün farkına vardı. Sabahları uyanmasına yakın, REM uykusunda gördüklerinden... Uyur-uyanık... Bilinçli-bilinçsiz... Gerçek-uydurma... Tek fark, bu kez kontrol hiçbir şekilde kendisinin değildi. Zaman zaman duyduğu, nereden geldiğini bilmediği o sesler gibi…" Kitabı kapattım. Kapaktaki resme iyice baktım. Gözbebeklerimdeki kırmızı parıltıyı hissedince muzurca gülümsedim. İlk öyküyü tüm merakımla okumaya başladım.

10 yorum:

  1. kitabın kapağı ve ismi çok ilgi çekici. uyur uyanıklık, bilinç-bilinçdışı arası verilen kararlar doğrudur. seni okumayı çok seviyorum, nefes aldırıyorsun bana.

    YanıtlaSil
  2. Hayal kahvem hoş geldiniz :) Merak etmiştim ama sormak için çalacak bir kapı bulamamıştım.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  3. Kitabı not ettim.Okumadığım bir yazar,alacağım ve öykülerini okuyacağım.Bu aralar bolca kitap aldım ve hala da alıyorum.Bir açlık ki ben de anlamış değilim doyuramıyorum.

    YanıtlaSil
  4. hikayeniz içimi acıtıyor :)
    gidiş ve gelişleriniz simitleriniz , çaylarınız ,kitaplarınız , filmleriniz , günlükleriniz ..
    kelimeler kursağıma diziliyor ..

    YanıtlaSil
  5. Kara Kitap, çok hoş Cinbaz. Hararetle tavsiye ederim. Ayrıca uğur getiren bi enerjisi var, bu sırrı sana söylemeden edemedim:)

    YanıtlaSil
  6. Rabia, teşekkür ederim. Bir ara kahve molası verdim. Şimdi gene arazideyim:) Sağolun.

    YanıtlaSil
  7. Mahmut, kitap oburluğu varsa, mümkün değil hiç bir kitap iştah kesmez. Bilakis yedikçe yemek istemek gibi, okudukça okumak istenir. İyi bilirim:)

    YanıtlaSil
  8. Delal, aşkolsun! Niye böyle yorum yazmışsınız şimdi? Oysa yazılarla iyi hisler geçirmeyi umuyorum. Üzüldüm ne yalan söyleyeyim...

    YanıtlaSil
  9. üzülmeyin , üzmek için yazmadım ..
    beni bu güzel havalar mahvetti :)

    YanıtlaSil