şahane serseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şahane serseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2024 Cumartesi

Meraklısı İçin Notlar 1

Attila İlhan'ın Sisler Bulvarı adlı kitabını elime aldım. 
Şiirlerine değil de, kitabın en arkasındaki, "meraklısı için notlar" bölümüne göz attım.

                                    Şair bu bölümde, kitapta yer alan şiirlerini, nerede, hangi duygu ve düşüncelerle yazdığını açıklıyor.

"Rüzgâr kendini yerden yere vuruyor"  

Harikûlade bir mısra. 
Geceleyin, uykusunun  arasında oluşup şairi uyandıran bir mısraymış. 

Geceleyin, uykumun arasında oluşup  beni uyandıran bir mısra istiyorum. 
Keşke😅

19 Eylül 2013 Perşembe

Kahve Molası - Şahane Serseri Olmaktır Niyetim-1-



Zaman ıpılık.  Hayallerimin içinde, çimlerin üstünde  yuvarlanır gibi yuvarlanıyorum. 
 
Ey Okur, lafı hiiiç eveleyip gevelemeyeceğim. Gene tek ömürde hep aynı kişi olmaktan sıkıldım. İtiraf ediyorum, şahane serseri olmaktır niyetim.  İşte bak... Parmaklarımın ucuna basa basa kaçıyorum. 

Biliyorum. Gittiğim yerde, adımı gene  değiştireceğim. Misal bu ya... Soran olursa, bu kez, "Bendeniz Toboso'lu Dulcinea" diyeceğim.  

Tamam. Uzatmıyorum. 

Yazımı bir çizgi roman gibi, "Kahramanımız yeni maceralarına doğru yol alıyordu." diye bitiriyorum. 


"anamdan yolcu doğmuşum
nehirlerle birlikte denizlere kavuştum
akşam dedim
şu koca dünya dedim
ağlasam dedim
yola bir düşüldü mü ömür boyunca gidilir
ekmeğin ve şarabın peşinden
turnaların peşinden
büyük şehirler büyük aşklar
çığlık çığlığa terkedilir
ben
çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırap çektim
damarlarımda dünyanın bütün rüzgârları
harplere açlıklara yalnızlığıma rağmen
anamdan yolcu doğmuşum
neyleyim
gurbet dedim
hürriyet dedim"

Attila İlhan
(Şahane Serseri adlı şiirinden)

9 Ekim 2012 Salı

Kahve Molası - Bağlasalar Duramam!


Az önce kahve molası verdim. Sabahtan beri ofisteyim. Nefes almadan nasıl çalıştım anlatamam. Az sonra dışarı çıkacağım. Akşama kadar arazide olacağım. İyice yorulacağım, eminim. İyi ama... Madem şimdi şu anın içerisindeyim. Kahve molamın hakkını vermek niyetindeyim. Kahvemi kokladım. Hımm... Mis! İki yudum hüplettim. Oh! Nefis!... Du bi... Attila İlhan'ın Sisler Bulvarı adlı kitabı var elimde. Kararlıyım. Mola esnasında Sisler Bulvarı'na doğru süzüleceğim. Tamam... Hem kahvemi içmeye, hem kitabın arkasındaki yazıları okumaya başladım bile. "Düşlenen, tümüyle düşsel olan sevgililer, topu topu üç geceye sığdırılan, doyasıya yaşanamayan aşklar, gözlerinden yıldız rüzgârları geçen sevgililer, Paris sokakları, limanlar, yolculuklar, deniz insanları... ve Anadolu; uzun havalar, halk türküleri... Sisler Bulvarı'yla başka dünyalara yolculuğa çıkacağız şimdi; Emperyal Oteli'nde üç gece kalacağız, biraz mehtabı içeceğiz, içimizde isyanlar çıkacak ve Sisler Bulvarı'nda öleceğiz." Eyvah!... " Sana bir şey söyleyeyim mi,  eğer ben bu kitaba, Sisler Bulvarı'na  dalarsam var ya,  "çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırap çektim.. damarlarımda dünyanın bütün rüzgârları.. harplere, açlıklara, yalnızlığıma rağmen.. anamdan yolcu doğmuşum..  neyleyim..   gurbet dedim..  vatan dedim.. hürriyet dedim."   diyebilirim. Bünyem fena halde abatmaya müsait. Gelmişi geçmişi, işi gücü unutup, pat diye  Şahane Serseri olmaya niyetlenebilirim. Ruhumu firar edebilir, anında  Emperyal Oteli'ne  gidebilirim. Otelin penceresinde durabilirim. Pia'ya  "ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın.. ellerini bir tutsam ölsem.. böyle uzak uzak seslenmese.. ben bir şehre geldiğim vakit.. o başka bir şehre gitmese" diye seslenebilirim. Yoo...  Şiirlerin menzilinden hemen çıkmalıyım. Çok işim var. Derhal yola koyulmalıyım! Şimdi bu şiir sarhoşu vaziyetimle... Jules Verne'nin Esrarlı Adası'na mı, yoksa Stevenson'un Define Adasına mı gideceğim acaba?  "rüzgâr kendini yerden yere vuruyor.. kırık dökük yıldızlar belirdi uzaktan.. /..../ yedi dağın yolları kalbimden geçer.. salkım salkım mısralar gelir içimden.. dudaklarımda yağmur damlaları.. alır beni yollar beni alır gider." Peki...  Attila İlhan'ın ortaokul yıllarında yazdığı ilk romanının adıdır ya...  Merih'e Seyahat... Şiir çarpmasına uğramam an meselesi... Şahane Serseri ha oldum ha olacağım. Dünya kesmez artık beni...  Merih'e Seyahat bile edebilirim.  "yolumdan çekil yavrum.. bağlasalar duramam"   Kahve molam bitti. Gitmeliyim.



NOT: Attila İlhan'ın, Şahane Serseri-  Emperyal  Oteli  ve Sisler Bulvarı adlı şiirlerinin bazı dizlerini alıntıladım.


18 Ekim 2011 Salı

Şahane Serseri Olmaktı Niyetim!



"Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın, bu şehir arkandan gelecektir." Bu dizeleri mütemadiyen aklımdan geçirdikçe, acaba Kavafis benim için mi yazmış ünlü Kent  adlı şiirini diye düşünüyordum. Hafızamın hangi gizli çekmecesinden çıkıp tozlarını şimdi silkelemek istemişti bilmiyorum, bu dizeler son günlerde gölge misali peşimdeydi. Çünkü gitmek istiyordum ben. Yağmur yağıyordu. Tepeden tırnağa sırımsıklamdım. Gökyüzü ağlıyordu. Kimseden utanmıyordum. Yağmurun ritmine uymuş, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Gözyaşlarım yağmura karışmıştı. Kararlı adımlarla Haydarpaşa Garı'nda yürüyordum. Bir güz ikindisiydi. Bütün trenler burnumun direğinden geçiyordu sanki. Turgut Uyar "Mutsuzluktan söz etmek istiyordum. Dikey ve yatay mutsuzluktan. Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun.... Ne demelidir bilmiyorum"  der ya hani...  Kederli bir tren çığlığı gibi "Sevgim acıyor" diye bağırmak istiyordum.

Hımm... Sana bir şey söyleyeyim mi? İnan bana bir saattir küçük bir öykü yazmak için didiniyorum. Kendi kelimelerim yetersiz kalıyor. Her zaman olduğu gibi şairlerin dizelerine sığınıyorum. Allahım! Ne zor şey öykü yazmak. Ya o kocaman romanları yazanlara ne demeli? Önlerinde  düğme iliklemeli. Saygıyla eğilmeli. Feci zor iş yazı yazmak feci... İyi de beceremiyorsan yazma öyle değil mi?  Bünyede keçilik var ya bir kere... Resmen kelimelerle cenk ediyorum. Ayrıca ilgisi geniş, merakları muhtelif, hastalık derecesinde dikkati dağınık biriyim. Önümdeki şiir kitaplarına daldan dala atlayıp duruyorum. Benden ne köy olur ne kasaba yani... Senin söylemene gerek yok. Ben vaziyetimi biliyorum. Red Kid gibi ağzıma bir ot sıkıştırdım şimdi... Daha fazla haybeye zorlamayayım kendimi. Olmuyor işte. Aslında ben şahane serseri olmak istiyorum. Çantamı sırtıma atıyorum. Trene biniyorum. Kapıyı arkama bakmadan çarpıp kapatıyorum. Yazımı bir çizgi roman gibi "Kahramanımız yeni maceralarına doğru yol alıyordu." diye bitiriyorum. 

 "anamdan yolcu doğmuşum
nehirlerle birlikte denizlere kavuştum
akşam dedim
şu koca dünya dedim
ağlasam dedim
yola bir düşüldü mü ömür boyunca gidilir
ekmeğin ve şarabın peşinden
turnaların peşinden
büyük şehirler büyük aşklar
çığlık çığlığa terkedilir
ben
çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırap çektim
damarlarımda dünyanın bütün rüzgârları
harplere açlıklara yalnızlığıma rağmen
anamdan yolcu doğmuşum
neyleyim
gurbet dedim
hürriyet dedim"

Attila İlhan
(Şahane Serseri adlı şiirinden)