Ferit Edgü'nün Hakkari'de Bir Mevsim adlı kitabını geçen ay okumuştum. Akabinde hemen Hayal Kahvem'de hislerimi işte burada yazıya dökmüştüm. Son günlerde yurdumun doğusunda yaralar alındıkça, Ferit Edgü'nün Yaralı Zaman - Bir Doğu Yolculuğudan Notlar adlı anlatı kitabını tekrar okumayı çok arzu ettim. Biliyordum ki bu kitap beni o coğrafyalara götürecekti...
Kadın,
Neyin var, diyor.
Hiç, diyor Adam. Hiçbir şeyim.
Burdasın ama, sanki burda değilsin, diyor Kadın.
Yakında gidiyorum, diyor Adam.
Nereye, diye soruyor Kadın.
Doğuya. Dağlara.
Kadın elindeki çubukları bırakıyor.
Bunu bekliyordum, diyor.
Adam susuyor.
Kadın susuyor: Niçin?
Gazete gönderiyor.
Oraya gönderecek senden başkasını bulamadılar mı?
Ben istedim, diyor Adam.
Dünya gözüyle bir kez daha görmek için mi, diyor Kadın.
Gözlerinde acılı bir gülümseme.
Belki.
Dağları özledin öyle mi?
Belki.
İnsanları da özlemiş olmalısın.
Susuyor Adam.
Soruyor Kadın:
Akan kanı durduracağını mı sanıyorsun?
Hayır, diyor Adam.
Öyleyse niçin?
Gitmek için, diyor adam.
Ama yıllar önce gitmiştin.
O çok önceydi.
Değişen bir şey yok, diyor kadın.
Göreceğiz........
Ferit Edgü Hakkari'de yedeksubaylığını yapmış. Ve yurdumuzun o coğrafyasını unutamamış. Oraların ikinci doğumunu yaşadığı yer olduğunu düşünüyor. Hakkari'den ayrıldıktan oniki yıl sonra 1976 yılında Hakkari'de Bir Mevsim'i yazmış. Ateş düştüğü yeri yakar, dense de, yurdun hangi coğrafyası yara alırsa tüm yurt yara alıyor aslında. Hakkari'deki terör, Van'daki deprem hepimizi yaralıyor. Seferis'in "yaralı gövde, yaralı yurt, yaralı zaman" sözleri acımıza denk düşüyor. Ferit Edgü'nün Yaralı Zaman adlı kitabını okuyorum. Beni oturduğum yerde gene yolculuğa çıkarıyor. Sıcacık odamda kitap okuduğum halde, sanki o coğrafyalara yolculuk etmişim gibi, Hakkari'nin, Van'nın ayazını, acısını yüreğimde hissettirip, titretiyor. Zaten Ferit Edgü "her büyük edebiyat bir yolculuktur." diyor.
Gece.
Bir türkü yükseliyor.
Bir kadın sesi.
Türküden çok bir inilti, bir yakınma.
Bu nerenin türküsü, diyorum.
Türkü değil bir ağıt, diyor Vahap.
Ne diyor?
Yeni yakmış olmalılar, bilmiyorum.
Susuyor. Gecenin içinden gelen bu ağıtı dinliyor.
Sonra, uzun bir susuştan sonra, Bu dağları bilirdim, gurbeti
bilmezdim, diyor. Gece yüreğimde bir hançer, diyor. Kim sapladı
bu hançeri, bilmem, diyor. Gel hançeri çıkar, diyor. Gel hançeri
çıkar, diyor.
Akan kanım...
Devam etme, diyorum. Ben bu ağıtı daha önce dinlemiştim.
Hiç sanmam, diyor Vahap. Ben bile duymamışken...
Sizin ağıtlarınız birbirinin aynı, diyorum. Sesimi yükseltiyorum.
Tümü birbirinin aynı. Sonra rehberimin gönlünü almak
istercesine,
Ölüm gibi, diyorum.
........................................
..................................................
Boşuna çabalama diyor Kadın. Orda gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını yazamazsın.
Ben de düşlediklerimi yazarım, diyor Adam. Her zamanki gibi, diyor Kadın.
Her zamanki gibi, diyor Adam.
Öyleyse hiç durma yaz, diyor Kadın. İşte kağıt, işte kalem.
Ferit Edgü - Yaralı Zaman
Ferit Edgü - Yaralı Zaman