15 Nisan 2010 Perşembe

Kitap Okurken Kitap Dışı Konuları Merak Etme Durumları

Elimde Solmaz Kamuran’ın Bir Kadın Bir Erkek Bir Levrek İskeleti adlı kitabı var. Okumaktayım. Nasıl akıcı! Bugün belki de kitabı bitirebilirim. Bir ara kitabın başındaki, yazarın hayatını anlatan sayfaya döndüm. Baktım yazar 1954 doğumlu. Çetin Altan’la evli ya Solmaz Kamuran, Çetin Altan kaç yaşındadır acaba diye merak etim. Biliyorum Çetin Altan yaşsız bir yazar. Denildiği gibi "kuşakları birbirine bağlayan bir ibrişimdir" Çetin Altan. Gene de merak işte. Baktım sanal ansiklopediden doğum tarihine. 1927 doğumlu. Yani aralarında 27 yaş var. Hımm! Son zamanlarda Halis Toprak ve minik eşi ile ilgili epeyce yazılar yer aldı ya basında… Merakımı cezbetti bir şairimiz daha aklıma geldi. Onun hayatına daldım az önce:

Türk Edebiyatı’nda Şair’i Azam sıfatı ile nitelendirilen ünlü şair ve oyun yazarı Abdülhak Hamit Tarhan 1852 ile 1937 yılları arası yaşar. Şairin hayatındaki kadınların durumları çok ilginçtir. Hatta trajik de diyebilirim. İlk eşi Fatma genç yaşta veremden ölür. Fatma Hanım’ın ölümü şairin üzerinde o kadar büyük bir etki bırakır ki, Türk Şiir sanatının şaheserlerinden biri olan, okuyunca tüyler ürperten, okuyucusunun ruhunda ölüm korkusunu hissetiren “ Eyvah ne yer ne yar kaldı, Gönlüm dolu ah u zar kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden.” dizeleriyle başlayan o meşhur Makber şiirini yazar. Hayatın garip cilvesi ikinci eşi Nelly Hanım’da ince hastalıktan vefat eder. Daha sonra evlendiği Cemile Hanım’la ise evlilikler 20 gün sürer. Ve nihayetinde hayatının son 25 yılına damgasını vuracak olan dördüncü eşi Lüsyen Hanım’la evlenir. Artık evliliklerin trajik yanı bitiyor dramatik yanı başlıyor diyebilir miyim bilmem? Çünkü evlendiklerinde Lüsyen Hanım 19, Şairimiz ise 61yaşındadır. Aralarında tam 42 yaş fark vardır. “Var ol Lüsyen, tavaf et ey nur, Ey ahır-ı ömrümün baharı” diye seslenmektedir Abdülhak Hamit Tarhan Lüsyen Hanım’a. İşgal yıllarında Viyana’da yaşarlar. 1920 de İstanbul’a döndüklerinde Lüsyen Hanım Dük dö Soranzo’ya aşık olur ve şairimizden ayrılır. Venedik’e yerleşir dükle. Bu arada şairimizle mektuplaşmaktadırlar. Abdülhak Hamit Tarhan boşuna “sensiz de seninle de yaşanmaz!” dememiştir anlaşılan. Dükle evliliğinde hüsran yaşayan Lüsyen Hanım yedi yıl kadar sonra şairimize geri döner. Lüsyen Hanım 33, şairimiz ise 75 yaşlarındadırlar artık. Evlilikleri şairin 1937 de ölümüne kadar sürer. Lüsyen Hanım’ın Abdülhak Hamit Tarhan’a yazdığı mektuplar bir kitapta toplanır. Ve bence en kısa zamanda bu kitap alınıp okunmalıdır.

Peki hani derler ya, "erkekler sevdikleri kadınların yaşındadır!" diye. Doğru mu bu söz sahiden?Halis Toprak 71 eşi için haydi 18 diyeyim... Aralarında 53 yaş var ya hani... Doğru olur mu böyle bir şey? Aklım almıyor bu kadarını ne yazık ki! Bilmem... Bu yazıyı yeni evlendiklerinde yazmıştım. Geçenlerde Halis Toprak'ın eşi intihara teşebbüs etti diye bir haber okuyunca, canım sıkıldı. Üzüldüm Nazlıcan için. Ne hayatlar var değil mi? Her biri film gibi!

2 yorum:

  1. Aşkın yaşı yoktur...... Son örnekte aşkın kırıntısı ihtimali olacağına inanmıyorum...... Kepazelik......

    YanıtlaSil