5 Temmuz 2010 Pazartesi

Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken..


İşteee... Uzun zamandır okumak istediğim Cemal Kafadar'ın "Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken" adlı kitabı nihayet elimde. Çok şükür! Cemal Kafadar bir Tarih profesörü. Tuhaf bir durumum var. Öğrencilik hayatımda bir kez ikmale kaldım. O ders neydi biliyor musun? Tarih. Hiç sevmezdim Tarih derslerini öğrenciyken. Artık benden mi tarih öğretmenleri yüzünden mi? Ne desem bilemiyorum. Ne kötü! Nasıl pişmanlık duyuyorum bir bilsen. Neyse, şimdi anlatmak istediğim başka bir şey. 

Kimi zaman kitapçılara gittiğimde, istediğim her kitabı istediğim her dergiyi satın alamıyorum ya... Para yeter mi o kadar kitap-dergi almaya? Öde babam öde.. Bir de nasıl pahalıdırlar mübarekler. İkinci el satın aldığım kitaplar ve dergiler yanında, kimi zaman dumanı yeni tüten, taze matbaa mürekkebi kokan kitapları okumak istiyor işte bünyem. Kıydım yine paraya, aldım Cemal Kafadar'ın kitabını. Şarkıcı, sinema ya da tv oyuncuları haydi bir de futbolcuları eklersem, onları biliriz anca... Nerden bilebiliriz,Cemal Kafadar'ın adını? Hele tarihle ilgimiz yoksa... Mümkün mü meşhur olmak memlekette bir acayiplik yapmazsan? Koca koca kitaplar yazmış, araştırmalar yapmış insanları bilmeyiz, iki şarkı söylemiş, üç gol kovalamış insanları biliriz. Bir de baş tacı yaparız haa... Aman Yarabbim! Ne kadar adaletsiz gelir bu durum anlatamam. Peki ben Cemal Kafadar'ı nereden duydum? Gene bir gün kitapçıda bir dergi karıştırıyordum. Almayıp gizli gizli okuyup, yerine bırakacağım dergilerden birinde bir ropörtajına denk gelmiştim. Hatta o okuduğum yazıyı eve gelince Hayal Kahvem'e yazmıştım. Evliya Çelebi ve vampirler ile ilgili bir sohbetti. Çok ilgimi çekmişti. Aynı röpörtajda bu kitabın adı geçiyordu. Kitap adıyla resmen beni vurmuştu. "Kim var imiş biz burada yoğ iken." Kitabın adı müthişti.



Kitap Karacaoğlan'ın bir şiiriyle başlıyor. Şiir, kitaba isim olan "Kim var imiş biz burada yoğ iken" cümlesiylesiyle bitiyor. Yazının giriş bölümünde Yunus Emre ve Karacaoğlan'la ilgili bir küçük mukayese yer alıyor. Misal, bu mısrada olduğu gibi, Karacaoğlan bizden önce yaşayanlara seslenirken, Yunus Emre bizden sonra kalanlara selam ediyor. "Biz bu ilden gider olduk, kalanlara selam olsun" diyor. Yunus'un aklındaki ölüm, Karacaoğlan'ın ise hayat... İşte burada devreye Tarihçi Cemal Kafadar giriyor. "Tarih yok olanla değil, bir zamanlar var olanla ilgilidir." diyor. Ölmüşler ama bir zamanlar vardılar. Demek Tarih biz yoğ iken var olanlarla ilgileniyor. Ne hoş bir tanımlama değil mi? Dönüp tarihe bakıyoruz ve onların yok olduklarını düşünmüyoruz da, bir vakitler var olduklarını düşünüyoruz. Anlatabiliyor muyum?

Bak şimdi.. Dönüp geçmişi seyrediyoruz. İşte tam orada onlar varlar, orada yok olan aslında bizleriz. Geçmişin tecrübelerini duyumsayabilmek için onları anlamamız gerekiyor. İşte Cemal Kafadar burada Ahmet Hamdi Tanpınar'dan örnek veriyor. "İnsan kalbi başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nispetinde açıktır." sözünü misal gösteriyor. Bir Tarihçinin edebiyat donanımı olduğunu hissetmek ne keyifli! Cemal Kafadar " İnsanların hayata nasıl anlam ve zevk, derinlik ve eğlence kattıklarını, kendilerine özerk yaşama ve ifade alanları açtıklarını, üreticiliklerini ve yaratıcılıklarını sergilediklerini, hınzırlıklarını ve heregeleliklerini anlamak da bu işin parçası, ama tosladıkları ve ördükleri duvarları, çektikleri ve çektirdikleri kahırları unutmadan." nedir bu dünyanın hali, nedir bu insanlığın çilesi sorularının peşi sıra gitmenin insanı tarihle ilgilenmeye götüreceğini söylüyor.

Daha kitabın başındayım. Bu kitap "kim varmış?"sorusuyla Osmanlının 16. ve 17. yüzyılda yaşamış, dört "sıradan insanı" nın tahmin etmediğimiz özelliklerini anlatıyor. Yeniçeri, tüccar, derviş ve hatun. Bu insanlar artık sıradan değiller tabii. Bu kitaba konu olmakla, tarihe mal oluyorlar ve artık "seçilmiş insanlar" oluyorlar. Cemal Kafadar önsözde "Tarihçi, bir romancı veya bir tiyatro-sinema oyuncusu gibidir. Nasıl ki oyuncu kendini kah mahpus kah zindancı rolünde bulacak ve sıra hangisindeyse bu kişilikleri içinde bir yerlerde tanıyarak yansıtmaya çalışacaksa, tarihçi de hem aşkı, hem maşuku, hem çöpçatanı, hem kıskananı anlamak için elinden geleni ardına koymayacaktır. Dil(ler) bilecektir, ama her şeyden önce okumayı bilecektir, okurken başkalarının sesine kulak vermeyi bilecektir. Duygu ve duyarlılıklarını anlamak isteyecektir." deyip nereye atlıyor biliyor musun? Oğuz Atay'a! Ve edebiyat okumayı öneriyor.

O paragrafı nasıl bağlıyor peki? Fransız Devrimi üzerine pek çok kitap yazılmışken, en çok sivrilen Michelet'in kitabı olunca, bunun nedenini kendisine sormuşlar. Bil bakalım ne demiş? "Ben daha çok sevdim." demiş. Ne hoş! Romantik bir tarihçinin kitabı demek daha çok satıyor. Cemal Kafadar, buradan Cemal Süreya'ya, oradan Selvi Boylum Al Yazmalı'ya geçince, bu kitap benim için artık sadece tarih kitabı olmaktan çıkar, buram buram edebiyat kokar... Şimdi bu kitap koklaya koklaya okunmaz mı sorarım sana? Sorarım valla... Allahım, iyi ki kaçak-gizli dergi okumuşum kitapçıda... Hangi dergiydi ki o acaba? Pahalı mıydı ki? Neden kıyamadım almadım ki o dergiyi? Hemen okumalıyım bu kitabı hemen... Hem tarih hem edebiyatı bir arada, bir daha, ne zaman bulurum ki ben? Heyy! Merak etme... Anlatırım mutlaka devamını. Dayanabilir miyim anlatmadan! Fakat bu kitabı alıp okuman lazım, eğer benden bir tavsiye istersen!

5 yorum:

  1. Michelet' in kitabı demek daha çok tercih edilmiş.Oda "Ben daha çok sevdim" mi demiş? Sevgi ne kadar da güzel bir şey değil mi? Satırlarınızda Yunus Emre' den söz etmişken ben de konuyu :"Aşk bir güneşe benzer/ Aşkı bilmeyen gönül/Bir kuru taşa bener. diyerek Yunus' tan bir alıntı ile bitirmek istiyorum.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Aylardan Şubat, sizinle mutlaka bir araya gelmeliyiz:) Ne şeker şeysiniz! İnanın sizin yorumlarınızı ve yazılarınızı okuduktan sonra sevgiyle bakıyorum dünyaya:) Sizinle tasavvuftan da uzun uzun konuşuruz belki ne dersiniz? A'mak ı Hayal ve Gohor'u da okudunuz mu yoksa? Sakın evet demeyin, düşer bayılırım burda... Kucak dolusu sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler ediyorum,kimler okumuş benden önce diyerek hemen bulmalıyım bu kitabı.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Tufan.. Siz benden önce okuyacaksınız galiba.. Çünkü ben başladım ama yoğunluktan bitiremedim. Üstelik en sondaki Hatun'dan başladım okumaya.. İlginç bir kitap.. Nasıl merak ediyorum.. Bitireceğim inşallah:) Siz okursanız düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. O kadar güzel anlattınız ki, kitabın kendinden daha ziyade övgünüzü hak ediyor mu onu merak ettim.

    YanıtlaSil