9 Aralık 2011 Cuma

Kül Gibi İnce Yağmurun Altında Gideceğim.


Cemal Süreya der ya hani: " Anımsıyor musun Toros ekspresinden inmiştiniz... Biletlerinizden ibaretti ikinizin de kimliği." Allahım, bu dizeler şairin hangi şiirinde geçiyordu ki? Gene hatırlamıyorum. Ama neden bu dizeler hafızamın karanlık arşivinden çıkıp şimdi parmaklarımdan döküldü çok iyi biliyorum. Genelde bedeniyle değil ruhuyla sefere çıkmayı seven biriyim. Oturduğum yerde dünyayı dolaşır dönebilirim. Bu ruh seferlerimi, parayla değil de hayalle gerçekleştirdiğim için, canımın istediği vasıtayı kullanabilirim. En çok istediğim trenle bir şehirden diğerine gitmek. Çocukluğum tren yolunda geçti. Trenin her şeyi bana büyüleyici gelirdi. Çok severdim gelip geçen trenleri seyretmeyi. İçindeki insanları hayal etmeyi. Tam tren geçerken... O esnada ev zangır zangır titrerken... Ben hemen pencereye koşardım. Önümden bir film şeridi gibi geçen trene hayranlıkla bakardım. Meçhûl bir çift göze denk gelirdim bazen... Gülümser, el sallardım... O güzelim türkümüzdeki gibi... Kalpten kalbe bir yol vardır görünmez... Gönülden gönüle yol gizli gizli denir ya hani...  Tren ve o meçhûl yolcunun  ardından bakarken, yüreğimin bir kırlangıç kanadı gibi çırpındığını hissederdim.  Yoo... Bazan yüreğim o trenin peşine takılıp giderdi. Ruhum sefere çıkmayı işte bu yolculuklarda öğrendi. Of! Oktay Rifat'ın o muazzam dizesi gene aklıma geldi. "Bir çekitaşı gibi üstümde zaman."  İzmit o zamanlar içinden tren geçen şehirdi. Eskidendi. Çok eskiden...  Bir Sezen Aksu şarkısı misali... "Hani erken inerdi karanlık... Hani yağmur yağardı inceden... Hani okuldan, işten dönerken... Hani ay herkese gülümserken... Mevsimler kimseyi dinlemezken... Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken... Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken... Hani kimse bize ihanet etmemiş, biz kimseyi aldatmamışken... Hani hiç kimse ölmemişken... Eskidendi... Çok eskiden."  Hımm... Havada hüzün kokusu var galiba... Şimdi bu halimle Edip Cansever'e ilişmeden asla duramam.  "Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi?  Biz eskiden seninle istasyonları dolaşırdık bir bir... O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar... Nazilli kokardı... Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası... Kül gibi ince İstanbul yağmurunun  altında... Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen... Diyeceğim şu ki... Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler..." Az sonra hayal değil, gerçekten bir trene bineceğim. Bu kez hem bedenimle hem ruhumla sefere gideceğim. Bilirsin… Her yüreğin bir aklı vardır. Kendi meşrebince bir olgunluğu vardır ya hani.. Ben bilmediğim bir şehre gideceğim. Çünkü git dedi kalbim. Gideceğim. Belki de "ne olursan ol gel" denmiştir de o nedenle gidiyorumdur, kimbilir?  Tüm merakımla çıkıyorum bu esrarengiz yolculuğa... Dönüşüm nasıl mı olacak? Bilmem.

8 yorum:

  1. Yağmur.. Yağmur ismini görünce hemen tıklayıp okumak istedim yazınızı. Okumasaydım zaten olmazmış. İyi yolculuklar.. Döndüğünüzde neler yaşadınız bilmek isteriz.

    YanıtlaSil
  2. Tren seyahatlerini çok seviyorum, iyi yolculuklar sana canım. Güle güle git ve gel. Şair o şiirinde "seviş yolcu" diye sesleniyordu, hatırlamışsındır;)

    Güzel bir yolculuk olsun, hoşçakal.

    YanıtlaSil
  3. Çağın Ocak, güzel bir buluşma olmuş sahiden. Çok sevindim. Yağmur öyle mi? Of, yağmuru öyle severim ki anlatamam. Durun bir kaç link yazayım, ilginizi çekerse okumak istersiniz belki:)

    http://hayalkahvem.blogspot.com/2011/10/sahane-serseri-olmakt-niyetim.html

    http://hayalkahvem.blogspot.com/2011/08/aglamak-gerekiyorsa-biriniz-aglasn-ben.html

    bi de yağmur sevmezsem ne olurdu yazım vardı:)


    http://hayalkahvem.blogspot.com/2011/08/yagmuru-dansa-kaldrmak-m-ben-mi-asla.html

    Yaa, selam verdiniz borçlu çıktınız gördünüz mü? Sağolun Çağın, teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. Sağol Justine, gittim döndüm:)

    Madem Cemal Süreya ile başlamışım yazıma, Cemal Süreya'nın şiiirinin tamamını yazalım olsun bitsin:)

    1.
    Gurbet yavrum garba düşmektir gurbet
    Çiçeklerden gelincik içinde Bünyamin sevgisi

    2.
    Yürüdün gittin eski kurganlar üstünden kent kent
    Kulağında ama bir çömleğin kırılma sesi

    3.
    Barış demiştir ve güvercin tıkmışlardır boğazına
    Bu yüzden edep kuralı gözetmez Anadolu ermişi

    4.
    Bu yüzden kimi zaman zordur ayırmak
    Üstünü başını yırtmış ağıtların şiiri

    5.
    Bir dostluk hastalığı senin şiirin
    Sümbül diye genzine bastırırsın akrebi

    6.
    Öyle durur bir kıyının serüveninde ceset
    Odan öyle sevinçsiz yüzün öyle serin ki

    7.
    Yine de bir elinle kapıyı aralarken
    Öbür elindeki titreme dünyanın anadili

    8.
    Merkezefendi`nin gizli barınağından
    Bu açık hava kahvesine getirdiğin ne ki

    9.
    Bir kentin ortasındasın boyuna saatini kuruyorsun
    O durursa hayatın da duracak sanki

    10.
    Evler eski bir uygarlığın dingin lağımları
    Sokaklarsa çatışıyor temizliyor birbirini

    11.
    Anımsar mısın toros ekspresinden inmiştiniz
    Biletlerinizden ibaretti ikinizin de kimliği

    12.
    Bahçelerden geç parklardan köprülerden geç git
    Aşklar da bakım istiyor öğrenemedim gitti

    13.
    Seviş yolcu büyük sözler söyle ve hemen ayrıl
    Uçurumlar birleştirir yüksek tepeleri

    YanıtlaSil
  5. kocaeli konya arasında tren seferi mi var,bi yazında konyaya gitmek istediğinden mi bahsediyordun,bende adana üzerinden gidersin,adanaya da gemiyle gitsen nasıl olur gibisinden deyinmiştim...

    tren yolculuğunun hayali tren yolculuğundan daha keyifli,çünkü uzun saatler boyunca tren otobüs uçak ne olursa olsun oturmak yoruyor,gerçi trende gezebilirsin:)
    gezmişsindir,hoşçakal

    YanıtlaSil
  6. Selam Infantulus, inanın ben de bilmiyordum ama İzmit'ten İstanbul'a tren varmış:) Meram treni adı. Çok meramdan anlayan bir tren olmalı ki her geçen trene yol veriyor. Dura kalka gidiyor:))Biz 8 kadındık. 4 lü kompartımanlarda yer aldık. Hoş oldu doğrusu. Gece 9.15 de İzmit'ten bindik. Sabah 9 gibi Konya'daydık. Kompartımandaki koltuklar yatak oluyor. Gece yatılabiliyor. Dönüş daha rahat oldu. Galiba trenin durup kalkmasına alışmıştık:)

    Siz de hoşçakalın.

    YanıtlaSil
  7. Bu borç değil de hediyeden başka nedir ki? :) Teşekkürler..

    YanıtlaSil