Yılın son ayı ile ilk ayı işim açısından en debdebeli dönemdir. O günlerde eskaza benimle denk gelirseniz, sinirlerim tepemde, babalarım üstümde görebileceğinize emin olabilirsiniz. Eğer abartıyorsun gene demezseniz, bu aylarda anamdan emdiğim sütün burnumdan fitil fitil geldiğini itiraf edeceğim.
Şimdi ben böyle dertleniyorum diye ana kuzusu sanmayın beni, e mi? Yoo… Genellikle cadının tekiyimdir. Misal bu ya, rakiplerim çelme takmak, dirsek atmak isteyebilir. Aslaa uymam onlara… Bildiğim ana yoldan sapmam çetrefilli patikalara… Bööölee dümdüz devam ederim burnumun istikametindeki yolda… Sonraa...
Kimi zaman koskoca sigorta şirketleri, anamı ağlatıp, sigortalılarımın istediği fiyatları vermeyebilir. Bu durumlarda işi raconuna uydurabilmek için, sigortalıları alttan almam, pohpohlamam gerektiği sanılabilir. Yooo… Yapamam. Anan yahşi, baban yahşi diyecek bünyeye sahip değilim. Hiçbir şeyi saklamam.
Vaziyeti sigortalılarıma "böyleyken böyle" diyerek beyan ederim. Benim işimde güvenilir olmak çok mühimdir.
Söylesenize, hin oğlu hin, kurnaz, çıkarcı, anasının gözü biri olmak bana ne kazandırabilir? Sadece bu günümü kurtarabilir. O kadar... Peki sonra? Çekirge bir sıçrar... İki sıçrar, öyle değil mi? Ancak dürüst iş yaparsam uzun yıllar işimde başarılı olabilirim. Anamın ak sütü gibi helalinden para kazanabilirim. Başım yukarıda, huzur içinde dolaşabilirim.
Sigortalılarım babalarının hayrına mı iş veriyorlar bana?Tabii ki, hayır!.. Her Allahın günü ofis neden ana baba günü oluyor peki?
Neden mi? Heey! Benim sigortalılarım nasıl ağır başlı, iyi yürekli, olgun, baba adamlar ve tatlı anaç kadınlardır anlatamam size…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder