Ankara'daki Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi'nin varlığından haberdar olunca, somut
olmayan kültürel miraslarımız nelermiş diye merak ettim.
Masallar, efsaneler, bilmeceler, atasözleri, fıkralar, halk hikayeleri,
karagöz, meddah, kukla, geleneksel yemeklerimiz, halk hekimliği, halk takvimi,
dokumacılık, telkâri, nazar boncuğu, bakırcılık, ebru, halk mimarisi,
doğum, düğün, nevruz kutlamaları, ölüm ritüelleri diye kısaca
özetleyebilirim.
Konuyla ilgili haber ve
yazıları okurken, "kuş dili, lavaş ve çinicilik" in de UNESCO'nun
somut olmayan kültürel miras listesine yer alması için girişimde bulunduğumuzu
öğrendim. Lavaş ve çiniciliği anladım. Kuş dili ne oluyor ki diye merak ettim. Araştırınca şaşırdım kaldım. Giresun'un Çanakçı ilçesinde, coğrafyanın engebeli olması sebebiyle yöre halkı yaklaşık 500 yıl önceden beri birbirleriyle iletişim kurmak amacıyla kuşdili kullanıyorlarmış. Halk eğitim merkezlerinde kurslar açılıyormuş ki, memleket olarak teknolojiye hemencecik alıştık ya, kuşdili unutulmasın, nesilden nesile aktarılsın isteniyormuş.
Nasıl heyecanlandım anlatamam. Lakin tam anlayamadım. Kuş dili ne demekti? Kuş dili nasıl konuşulurdu? Durur muyum? Hemen sanal aleme göz attım. Meğer kuşdili, ıslıkla haberleşmeymiş. Türkçe'nin ıslıkla çalınan şekliymiş. Uzak mesafelerde iletişim kurmak için kullanıyorlarmış. Allahım yarabbim... Müthiş! Ben bunu neden daha önce duymadım? Bencileyin tamtam ve dumanla iletişim yollarını sular seller gibi bilen Zagorsever biri, memleketimin somut olmayan kültürel değerleri olduğu söylenen, ıslıkla iletişim yolunu nasıl bilmez? İtiraf etmeliyim, önce kendimi berbat hissettim. Lakin "bilmemek değil öğrenmemek ayıp" denir bizim köyde... İcabında atlar giderim valla Kuşköye:)
Ayrıca Türkiye'de Giresun'un Çanakçı ilçesine bağlı Kuşköy'de kullanılan kuşdili olan ıslık dili var ya, sadece bizim memlekette değil, İspanya, Fransa, Çin, Meksika'nın bazı bölgelerinde de kullanılıyormuş.
Bakınız, ŞURADA hem açıklamalı anlatıyor hem uygulamayı gösteren video var. Bayıldım:)