9 Nisan 2010 Cuma

Baki Kalan Şu Gökkubbede Bir Hoş Seda Olarak Kalabilmek

Bak ne diyeceğim... Kubbeler hiç dikkatini çeker mi? Yoo... Gök kubbeden bahsetmiyorum şimdi. Benim sormak istediğim binalardaki kubbe şekilleri... Acaba eski çağlardan bu yana neden böyle kubbeler yerleştirilmiş ki bazı binalara? Camilere, kiliselere, hamamlara... Akustik, estetik ve asıl ölümsüzlük için yapılmışlardır belki kimbilir? En eskilerden biri Roma'daki Pantheon.. Bak işte şu üstteki fotoğraf. Tüm tanrıların tapınağı anlamına geliyormuş, Antik Roma'nın en eski binalarından biriymiş Pantheon. Biz 21. yüzyıldayız ya şimdi.. Bu bina ne zaman yapılmış biliyor musun? 2. yüzyılda... İnanılacak gibi değil. O zamandan bu zamana dile kolay, 19 tane 100 yıl geçmiş. Nasıl olur demez mi insan? Bak şimdi.. Hemen alttaki fotoğrafa bak... Böyle bir yapı bizde de var. Ayasofya... Ayasofya'da 7. yüzyılda yapılmış ve mimarlık tarihinde çok özel bir yeri varmış. Neden kubbe yapmak istemişler acaba düşünsene hem de eski teknik imkansızlıklarla... Bakınca gözlerine inanamıyor insan... Şahane kubbeler bunlar? Tasarlayanlar şu ölümlü dünyada "Baki kalan şu gökkubbede bir hoş seda" olarak anılmak mı istemişler acaba? Kim bilir?

Mevlana'nın babası 1231 yılında ölünce, Mevlana'ya ölünün türbesine ne büyüklükte bir kubbe yapılmasının uygun olacağı sorulmuş. Mevlana eliyle gökyüzünü göstermiş ve "Bundan daha büyüğünü yapabilir misin?" diye sormuş. Olumsuz cevap alınca, "Öyleyse bırakın da gökkubbenin altında yatsın." demiş. Bu hem muhteşem bir yüceltme hem de alçakgönüllük durumu öyle değil mi? Bakalım mı diğer kubbelere şöyle?

2 yorum:

  1. Hatırlarım, ilk Sultan Ahmet Camii'ne gittiğimde az kalsın boynum tutuluyordu. Çok ilgimi çekmişti. O koskoman kubbe, o dönemde nasıl yapılır ve daha sonra bundan daha güzeli-iyisi bir daha yapılamaz. Belki duymuşsundur, hep anlatılır; 2.köprüyü yapacak olan japonlara istanbul turu yaptırıyorlar. Sultan Ahmet'e gelince Japonlar ağızları açık kalıyor. Tabii merak ediyorlar 'bu yapıyı kime yaptırdınız?' diye sorunca bizim ecdadımız yaptı cevabını alıyorlar. Haliyle japon 'Bunu yapabilen bi ecdada sahipseniz, köprüyü neden bize yaptırıyorsunuz?' diyor. Yalnız değilmişim, benim merakıma Japon arkadaşım da ortakmış.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Öztürk, öncelikle hoş geldiniz!
    Demek benim gibi kubbelerle ilgilenenler var.
    Siz ve Japonlar:) Şaka bir yana Öztürk, ellerinize sağlık, yorumunuzla Hayal kahvem'e güzellik katmışsınız. Teşekkürler.

    YanıtlaSil