30 Haziran 2011 Perşembe

Yazıyor... Rüyalar, Fantastik Anlatımlar Ve Son Tango



Dün üzerine afiyet nasıl yoruldum anlatamam. Tüm gün arazideydim. Ofise gelip masamı toparladığım gibi spora gittim. İyice bittim. Eve gelir gelmez hemen duşa girdim. Sonra rahat  giysilerimi üzerime geçirdim. Akşam yiyeceklerimi bir tepsiye koyduğum gibi bir halı misali yere serildim. Ofise uğradığımda "Bir paket geldi size." demişlerdi. Ne yalan söyleyeyim açıp bakmamış, kargo zarfını çantama atmıştım. Hem yemeğimi atıştırıp hem zarfı açtım. İşteee. Günlerdir beklediğim dergi elimdeydi. Yazıyor adlı dergi. Aboneydim bu dergiye. Çünkü dergiyi çıkaran Halil Gökhan'dı. Kitaplarını okumuştum. Yazıyor adlı bir dergi çıkardığını duyunca hemen abone olmuştum.


Bu kez Yazıyor ilgimi fazlasıyla çekiyordu. Çünkü bu sayısının konusu Rüya'ydı. Tam benlikti yani anlatabiliyor muyum? Uyanıkken bile rüya görmeye, rüyalarını hayallerine göre akort etmeye meraklı bir bünyeye ilaç gibi gelecek bir sayı. Halil Gökhan'ın ilk okuduğum kitabı hangisiydi diye düşündüm. Erkekler Cennetinde Son Tango'ydu. Bu kitaba İstanbul'da bir kitapçıda tesadüfen denk gelmiştim.. Bilirsin kitap kapaklarını seyretmeyi severim. Bu kitabın kapağında bir kadın yüzü vardı. Kadın bir eliyle yüzündeki maskeyi çıkarıyordu. Gerçek yüzü, gözünden belliydi, oldukça hüzünlüydü.
.
 
Marak etmiş şöyle bir karıştırmıştım sayfalarını. Cümlelerinin arasında hızla dolanmıştım..Seveceğimi hissetmiştim. Satın almış ve hemen merakla okumaya başlamıştım. Bir sabah uyandığında karısı ansızın kaybolunca, kitaptaki kahraman  kör oluyordu. Ama değişik bir körlük durumuydu bu. Sadece kadınları göremiyordu. Fantastik hatta kışkırtıcı bir anlatımı vardı. Yazar kitapta okuruna bir anlaşma teklif ediyordu: "Bu kitabın sonunu sakın kimseye söyleme! Eğer söylemezsen kitap sana büyük iyilikler yapacak... Öncelikle başkalarının bilmemesi gereken, sadece senin bilebileceğin şeyleri söylemediğin için seni koruyacak." diyordu. Hoşuma gitmişti bu durum. Anlamıştım ki oyuncu bir yazardı Halil Gökhan. Kitabının adı gibi okuruyla tango oynamayı seviyordu. Dinledim yazarı. Kitabın sonunu asla kimseye söylemedim.


Daha sonra Halil Gökhan'ın Konuşan Kadın adlı romanını okuyunca, yazarın okuruna hayatı kadınlar üzerinden sorgulattığını  düşündüm.  İlk kitabında "Hangisi daha kötü bir şey; Kadınları görememek mi, onları görmeden ölmek mi?" diye düşündüren yazarın  bu kitabında ise Alev İpek adlı  kadın kahramanı bir terziye giderek dudaklarını diktirmek istiyordu. Günah olan yasak olanı yaşamak mı yoksa anlatmak mı? Gene kadın kokusu... Gene kadınlar üzerinden anlatılan fantastik, ironik bir öykü ... Yazarın amacı neydi acaba? Kadınlara karşı  bir düşmanlık vaziyeti olabilir miydi? Düşündürmüştü beni doğrusu. Yazarın diğer kitaplarının izini süremeye devam etmiştim. Yedinci ve Yeni Sevgili adlı kitaplarını kitapçılarda bulamamıştım. Aradığım bu kitapları bulamayınca, Erkekler Cennetinde Son Tango'daki kahramanın kadınları görememesi gibi o dönem kitaplara karşı bir nevi körlük vaziyeti hâsıl olmuştu sanki bende. Bir süre kitapçılardaki kitapları görememe  başlamıştım. Takıntı durumu belki. İki hafta  kadar sonra... Geçen yılbaşı tuhaf bir olay geldi başıma. Yorgun bir işgünü akabinde ofisten çıkmaya hazırlanıyordum ki gelen yılbaşı kartları arasında bir kargo zarfı dikkatimi çekmişti. Açmıştım. Gözlerime inanamamış olduğum yerde kalakalmıştım. Zarfın içinden iki kitap çıkmıştı. Yedinci ve Yeni Sevgili. İki kitapta yazarından adıma imzalıydı. Gönderen de Halil Gökhan'dı. Şaşırmış kalmıştım.


Acaba Hayal Kahvem'e kitaplarıyla ilgili yazdığım yazılardan mı biliyordu beni? Belki de Erkekler Cennetinde Son Tango'nun sonunu kimseye söylemediğim için, kitabın bana büyük iyilikler yapacağına dair verdiği sözün gerçekleştiğinin resmiydi. Zira bu sürpriz hediyelere hem çok şaşırmış hem de çok sevinmiştim. İki kitabını da okudum. Bence Halil Gökhan'ın kitapları sağ gösterip sol vuran cinsten kitaplardı. Yeni Sevgili'de "Bunu yalnızlık zamanlarında anlayabiliyorum." diyordu. "Gittiğini... Kalabalıklardayken varsın. Herkes çekip gittiğinde sen de gitmiş oluyorsun. Arkandan yazdıklarım aslında pişmalığın ağıtları değil, senin hayatımda olabilme ihtimalinin, sevmenin imkansızlığı üzerine çeşitlemeler tam olarak." Cümleleri ele veriyordu yazarı... Erkekler Cennetinde Son Tango'daki kahramanını "Bir Penolope olduğunu düşündüğüm karım acaba hangi gerekçelerle masallardaki aynanın öteki tarafına geçip beni  bu uzun bekleyişe terk etmişti." diye söylettiriyordu. Konuşan Kadın'da ise "Çok fazla bir şey yok elimde: Seni beklemek, seni beklemek... ve ölmek."diyordu. Aslında her biri bana göre erkekler dünyasının bir ağıtıydı. Terk edilen erkekler... Kadınsız kalan erkeklerin acısı.


Ne yalan söyleyeyim, dün gece dizimin üzerindeki Yazıyor dergisinin 4. sayısıyla yorgunluğum uçtu gitti. Keyfim yerine geldi. Derginin ana teması Rüya'ydı ya dergide rüyalar hakkında onlarca makale, öykü, şiir vardı. Milan Kundera'nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'nden, Tersninja'nın Landlord'u Ege Görgün'ün  Melez adlı öyküsüne, Türk destanlarındaki rüya motiflerinden, tekno hayal lordu Orkun Uçar başlıklı söyleşiye, Sadık Yemni'nin Çözücü adlı öyküsünden, Rüyaların psikolojik tanımlarına kadar okunacak yazılar sayesinde, Yazıyor'la rüyalar alemine daldım gittim gene. Şimdi böyle gitmek deyince Halil Gökhan'ın bir şiirinin son dizesiyle bitireyim isterim bu yazımı... Çünkü bu şiiriyle kanaatim sağlamca yerine oturuyor. Diyor ki Halil Gökhan... "çünkü giden kadını seviyorum ben... gitmeden önceki kadını."



8 yorum:

  1. Yazıyı çok beğendim.Yazıyor dergisi ve anlattıkların ilgimi çekti.Özellikle son sayısı Rüya benim de ilgi alanım,çok rüya gören bir insanım ve rüyalarla ilgili yazılar , kkitaplar ilgimi çeker ( rüya yorumları hariç ) Bu dergiyi abone olmadan edinemiyormuyuz, nerede bulabileceğim hakkında bilgi verirsen sevinirim.İnternetten baktım acaba son sayıyı istesm gönderirler mi?
    Halil Gökhan'ın bir kitabını okumak isterim , hangisini önerirsin ilk okuma için:)
    Çok güzel bir yayındı,teşekkürler...
    Sevgiler

    Baykuş gözüyle

    YanıtlaSil
  2. Çok keyifle okudum.
    Teşekkürler Vildan.

    YanıtlaSil
  3. Selam Baykuş Gözü,
    http://www.yaziyordergi.com/
    linkinden abone olabilirsiniz. Önce Erkekler Cennetinde Son Tango'yu okumakla başlamanızı öneririm. Kadınlardan ne istiyor bu yazar diye merak edip diğer kitaplarını okumaya girişebilirsiniz:)

    YanıtlaSil
  4. Selam Aşkın, zarif yorumunuz için ben teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  5. Aman yarebbi! Bi an kendi bloguma girdim sandım. Yani bir an. Çünkü Audrey.

    YanıtlaSil
  6. :)) selam ballı süt... bayılırım ballı süte... aynen Audrey'i sevdiğim gibi:) siz Audrey'li yazıyı beğendiniz mi peki)) hoş geldiniz.

    YanıtlaSil
  7. Çok teşekkürler,kitaba bakacağım...
    Baykuş gözüyle

    YanıtlaSil
  8. Ben de alayım Erkekler Cennetinde Son Tango'yu. Yazı da güzeldi:)

    YanıtlaSil