Sinemaya neden gidilir? Büyülenmek için... Hayran olmak için... Çocuk olmak için... Bu filmi kimseyle seyredemem! Çikolatamı da kimseye vermem! Bana ne! Vermem işte! Vermem!
19 Mayıs 2010 Çarşamba
Bazı Filmleri Kimseyle Seyredemem!..
Sinemaya neden gidilir? Büyülenmek için... Hayran olmak için... Çocuk olmak için... Bu filmi kimseyle seyredemem! Çikolatamı da kimseye vermem! Bana ne! Vermem işte! Vermem!
17 Mayıs 2010 Pazartesi
Portakal Şurubu Tadında Bir Film
Kocaeli 2.Kitap Fuarı Pazartesi Etkinlikleri...
Saat 14.00'de Aslı Erdoğan ile söyleşi - Yazı, Yazarlık, Yazma
Saat 18.00'de Sunay Akın'la söyleşi - Ay Hırsızı
16 Mayıs 2010 Pazar
Bağçeşme'de Bahar Temizliği...
Kocaeli 2.Kitap Fuarı 16 Mayıs Pazar Günü Etkinlikleri
Kocaeli 2.Kitap Fuarı'da 16 Mayıs Pazar günü, bakalım şehrimize gelip okurlarıyla sohbet edecek olan yazarlarımız kimlermiş?
Saat 18.00'de İsmet Özel ile sohbet: Boştan Almak Doluya Koymak
Daha fazla bilgi için..... http://www.kocaelikitapfuari.com/
Kocaeli 2.Kitap Fuarı Etkinlikleri Bugün Başladı.
15 Mayıs 2010 Cumartesi
Bir Şairin Yaşamındaki Kadınlar...
14 Mayıs 2010 Cuma
Film Gibi Bir Yemek Tarifi
13 Mayıs 2010 Perşembe
Çetin Altan Usulü Limonata Yapmak...
Şahane bir tespit değil mi bu? Akşam yemeğinin yanına, aynı Çetin Altan'nın tarifiyle bir limonata yapalım mı seninle? Bir dene olur mu, bu akşam lütfen beni dinle... Bir kez gelinip, bir kez geçilen bir dünyayı, en sade koşullar içinde ıskalamayalım olmaz mı, ne dersin? Bu benim sorunum değil senin sorunun diyebilirsin! Öyle diyorsan, boşver zaten, sen dert etme!.. Bu bir yaşam sevgisiyle, yaşam zevki sorunu! Bilmem, belki ben üşenmem, limonata yanına, iki tane de mum bile koyarım masaya... Maliyeti nedir ki ? İnsan küçük keyiflerle hayatı renklendirmeli, öyle değil mi?
12 Mayıs 2010 Çarşamba
Kocaeli 2.Kitap Fuarı Etkinlikleri Bu Hafta Sonu Başlıyor.
15-23 Mayıs arasında sürecek olan 2. Kocaeli Kitap Fuarı'nın etkinlik programını aldım. Büyük bir heyecanla, katılımcı yazarların kimler olduğuna ve hangi tarihlerde söyleşi yapacaklarını inceledim. Bu haftadan başlamak üzere, her hafta hangi yazarın söyleşisini izleme şansım olursa, Hayal Kahvem'e yazmaya karar verdim. İstiyorum ki Kocaeli'deki tüm tanıdıklarımın bu programlardan haberi olsun. Kitap satışları coşsun. Kitap sevgisi insanların yüreğini doldursun. Bakalım bu hafta kimler gelecek şehrimize?
15 Mayıs Cumartesi Günü Saat 13.00'de İlber Ortaylı ile Söyleşi: Tarihi Doğru Okumak
15 Mayıs Cumartesi Günü Saat 17.00'de Kürşat Başar ile Söyleşi: Başucumda Müzik
İmza Günü İçin katılacak yazarlar ise saat 13.00'den sonra: Ruşen Hakkı / İlber Ortaylı / Mehmet Komşu / Füsun Önal / Bülent Parlak
Konferanslar : Türkiye Nereye Gidiyor - Sunay Karaman-Dr.Barış Doster (15 ile 17 arası) / Yayın Tekelleri-Ali Şimşek-Ali Çolak-Faruk Şüyun-Özlem Altıok (15.30 ile 17 arası) / Şiir Üzerine Aykırı Doğaçlamalar-Hüseyin Yalvaç (18 ile 19 arası)
Ömür Çiçek Kadar Narin, Bir Gün Kadar Kısa...
11 Mayıs 2010 Salı
Trenlere Karşılıksız Aşkla Bağlıyım...
10 Mayıs 2010 Pazartesi
Konar Göçer Bir Dünyadayız Demek Ki!
9 Mayıs 2010 Pazar
Kocaeli 2. Kitap Fuarı Açılıyor!
Öğretmenler Anılarıyla Bile Ders Verirler. Kimler Çiçek Koklamaz?
Her bayram veya özel günlerde annelere hediye almak benim için bir şenlikti. Hem benim hem eşimin annesine, özenle seçer alır, itinayla paketlerdim hediyeleri. Onlar layıktı hediyelerin en güzeline. Sonra arka arkaya uğurladık her ikisini de Hakkın rahmetine. Alışkanlık var bir kere, annelere yapmalıyız gene bir hediye ama ölene dua etmekten başka ne yapabilirdik ki? Düşündük. Mezarlarını süsleyebiliriz dedik. Bu şahane bir fikirdi. Ayrıca kabristanlar ın ziyaretçilerine üzüntü ve sıkıntı vermesini istemiyorduk. Evlatlar, torunlar hem dualarını okusunlar, hem de yaşadıkları anıları hatırlasınlar hepbirlikte istiyorduk. Karar verdik. Her bayram arefesinde veya özel günlerde mezarlarına çiçek ekmeye başladık. Ancak sıkıntılı bir durum vardı. Biz bir gün önceden ekiyorduk. Ertesi gün geliyorduk ki kabristana, çiçeklerin bir çoğu yerinde olmuyordu. Nasıl sinirlenip öfkeleniyordum. Diyordum ki "Mezardan da çiçek çalınır mı? Bu insanlarda hiç vicdan, insaf kalmamış. Pes artık! "Bu böyle devam etti gitti. Ben her seferinde öfkelendim. Ta ki bir öğretmen anısıyla bana ders verene kadar...
8 Mayıs 2010 Cumartesi
Yaz Uykusu Diye Bir Şey Duydun Mu Sen?
Valla bu konuları araştırmak hiç mi hiç benim işim değil. Şimdi kış uykusu buysa, benim durumum da, böyle birşeyin tersi işte... Yaz uykusu hali yani... Şimdi baktım sanal ansiklopediye... İnanmıyorum!.... Yaz uykusu diye bir şey varmış biliyor musun? Hahha! Vallahi ben uyduruyorum sanıyordum... İşte buyur... "Sıcak ve kurak iklim bölgelerinde yaşayan bazı hayvanların, zor şartları atlatmak için çok sıcak yaz günlerini uyku veya uyuşukluk arası bir dinlenme halinde geçirmesine yaz uykusu denir." Tamam... Şimdi bu durumu bana uydur... İnsanlık hali işte! Sıcak günleri atlatmak için uyku ile uyuşukluk halinde beklemedeyim. Şu anda kalp atışlarım yavaşlıyor... Evet...Evet... Hissediyorum... Soluk alış verişlerim azalmakta sanki... Hatta zihin faaliyeterim de mi duruyor neee? Tostoparlak kıvrılıyorummmm... Uyuyorummm...Pııııssss! Yaz uykusuna daldım bileee! Sonbaharda görüşmek üzereee!..
7 Mayıs 2010 Cuma
Sürecek Bir Macera
Bak ne anlatacağım. Bu sabah erkenden İstabul’a yollanmalıydım. 12 de bir müşterimin yeni işyerini gidip görecektim. Gittim. Uzun sürdü görüşmem. Uzadıkça uzadı. Oldu mu sana saat üç… İşim bittince vedalaşıp ayrıldım. Tamam… Hazır Kavacık’taydım. Dönüşte Meydan’daki kitapçıya uğradım. Dayanamadım birkaç kitap aldım. Baktım Zagor’un yeni macerası var. Adı Kalp ve Kılıç. Dayanamadım onu da satın aldım. İkinci müşterim görüşmemizi dört buçuğa erteleyince, oturdum Meydan’daki bir kafeye. Açtım Zagor’u. Okumaya başladım. Karamba Karambita! Bu ne güzel bir macera! Şöyle hayal ettim… Açık hava sinemasına gelmişim. Elimde bir fincan kahve. Zagor’un filmini seyrediyormuşum. “Hoppala! Ne alaka!” deme! Resimlerine bakmıyor muyum? Bakıyorum. Aynı film seyreder gibi işte. Sanki film gavurcaymış da ben alt yazılarını okuyormuşum… Mesela yani… Öyle hayal ettim. Lütfen hayallerime dudak kıvırıp gülme! Nasıl heyecanlı bir senaryosu vardı anlatamam. İnan ki kafamı kaldırmadan okumaya devam ettim.
DEVAMI.... 1 Haziran’da (İntikam Saati)