21 Mart 2018 Çarşamba

Zihnimde Cirit Atan Fikirlerin Verdiği Garip Telaş...


Kadın öğrencileri felsefeye çekme amacıyla, Oxford Üniversitesi Felsefe bölümü bir dizi değişiklikler yapmış. Feminist felsefeyle ilgili yeni bir lisans programı başlatmak için bu bölümde eğitim verecek yeni akademisyenler  görevlendirilmiş. Ne hoş! 

BBC Türk'te "Oxford Üniversitesi'nde feminist felsefe çalışmaları güçlendiriliyor" diye denk geldiğim başlık, acaba son aylarda okuduğum kitaplar sebebiyle mi dikkatimi çekti diye düşünmeden edemedim. 

Çünkü kadınlık vaziyetleri sahiden zihnimi epey meşgul ediyor. Daha önce kadın edebiyatçı, felsefeci, bilim insanı, sanatçı niye erkeklere oranla daha az diye düşünürdüm.  Şimdi diyorum ki, var olanları neden bilmiyoruz?  Mesela lise yıllarımda, edebiyat  kitaplarında niye kadın edebiyatçılar yoktu? Sadece Halide Edip  Adıvar geliyor aklıma... Oysa yeni yeni öğreniyorum ki, mesela Fatma Aliye Hanım(1862-1936),  Ahmet Mithat Efendi(1844-1912) ile birlikte çalışmış. Romanlar yazmış. Ahmet Mithat'ın adını biliyorken, niye Fatma Aliye'nin adını ve eserlerini bilmiyoruz? Gene ellinin üstünde  romanlar yazan, Nazım Hikmet(1902-1963), Ahmet Hamdi Tanpınar(1901-1962), Sabahattin Ali(1907-1948), Orhan Kemal(1914-1970)'le dergi çıkarmış, Ahmet Haşim'in (1884-1933)  yere göğe sığdıramadığı şahane bir kadın yazarımız varmış. Suat Derviş (1903-1972) Niye öğretilmedi? 

Bunları okudukça  anlıyorum ki,  kadın yazarların büyük mücadele vererek  yazdıkları pek çok eser var. Serpil Çakır'ın Osmanlı Kadın Hareketleri adlı araştırma kitabını okuyorum. Bence çok kıymetli bir kitap. Bin bir baskıya  rağmen kitaplar, dergiler çıkaran  kadın yazarlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çok olduğunu öğreniyorum. Niye bilmiyoruz? Kimler kadın yazarları gölgede bırakmak istemiş? Bu vaziyet bir tür cinsiyet ayıklaması mı?

Zihnimde cirit atan fikirlerin verdiği garip telaş... Okuyorum... 



Not- 1. Meşrutiyet Dönemi’nde modern kadını imgesini yansıtan Namık İsmail’in “Sedirde Uzanan Kadın” tablosu –1917

BBC Türk'teki haber BURADA.


8 yorum:

  1. Güzel ve değerli telaş...Kutluyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yepyeni kulvarda hissediyorum kendimi Güven. Du bakalım...

      Sil
  2. sonunda gönlüne göre bir lisans programı buldun ha :D daha da eski dönemlerde erkek adı kullanarak da eser veren birçok kadın yazar olduğuna inanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Bi Poşet Kitap, Oxford Üniversitesi'nde buldum:)
      Haklısın. Eski dönemlerde erkek adı kullanarak eser veren çok kadın yazar var.
      Fatma Aliye mesela... 1891 de, Ahmet Mithat ile birlikte Hayal ve Hakikat adlı roman yazmışlar. Hakikat kısmını Ahmet Mithat, Hayal bölümlerini Fatma Aliye yazmış. Peki yazar adları nasıl çıkmış biliyor musun? Ahmet Mithat ve Bir Kadın:)

      Sil
  3. Fatma Aliye Hanım'ın Reşat NURİ'ye ilham verdiğini okumuştum bir
    dergide. çocukluk yıllarında Fatma Aliye Hanımın Udi isimli
    romanı okumuş, bu romanın hayatında büyük iz bıraktığını söylermiş
    hep. Ama dediğin gibi okullarda , basında yayında hiç duymadık onları.
    niye böyle engellenmiş, sansüre uğramış çok ilginç..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrusu, öyle Osmanlı zamanı romanlarını okumaktan pek haz eden biri olduğumu söyleyemem. Lakin Fatma Aliye'nin Muhadarat'ını keyifle okudum:)
      Bu arada, 2009 yılında, 50 liraların üstüne Fatma Aliye'nin fotoğrafı konmuş. Ve bu konuda olumlu olumsuz pek çok yazı var gugıllarsan...

      Sil
  4. Çok güzel bir yazı hazırlamışsınız, fikriniz ve telaşınız kadar da özel. Haklısınız. Araştıralım, öğrenelim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Araştıralım, öğrenelim, paylaşalım Ecehan...

      Sil