5 Kasım 2013 Salı

Ama, Kimdi O Gerçekte?


 “Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla…”



 “Ya o adamı?”
“Ama, o kimdi gerçekte?”
“Neye benziyordu?”


"Bize, fikirleri hatırlayın, dendi. Adamı değil.
Çünkü, bir adam başarısız olabilir, yakalanabilir, öldürülebilir veya unutulabilir.
Ama dört yüz yıl sonra bir fikir dünyayı değiştirebilir.
Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum.
Fikirler adına öldürülen  ve fikirleri savunurken ölen insanları gördüm.
Yalnızca, bir fikri öpemez, ona dokunamaz veya onu tutamazsınız.
Fikirler kan ağlamaz.
Acıyı hissetmezler.
Sevmezler.
Ve özlediğim, bir adam.
5 Kasım'ı bana hatırlatan bir adam.
Asla unutmayacağım bir adam. "
Evey



” Bu maskenin altında bir yüz var, ancak benim değil.
Ne altındaki kaslardan daha ‘ben’dir o yüz…
Ne de altındaki kemiklerden.
Bu maskenin altında etten daha fazlası var.
Bu maskenin altında bir fikir var!
Ve fikirler kurşun geçirmez. ”
V


 

NOT- Yukarıdaki cümleler V For Vendetta'dan.
Her 5 Kasım'da illa seyrederim V For Vendetta'yı. Aşağıdaki ise  geçen sene yazdığım yazı...

kahve molası - yarın yapılacak işler -1-


hayatın anlamı aranacak, 
meşgul çıksa da, yılınmayacak, tekrar ve tekrar aranacak, ödemeli



  Cümleler- Metin Üstündağ /Denemeyenler
Film Karesi -  Jean Seberg / Serseri Aşıklar

3 Kasım 2013 Pazar

Şehre İnerim, Bir Sinema Yağmura Çalar


 

“Yarayla alay eder yaralanmamış olan.  
Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden. 
Sen ondan çok daha parlaksın çünkü... 
Sen, tüm göklerdeki yıldızlarının ilki,  
Sen aydınlatırsın geceyi…” 

Yoo. Daha önce bilmiyordum Shakespeare'in bu şiirini...  

Başka Sinema'nın, sevinçle karşıladığım, günde en az üç bağımsız film gösterimi diye başlattığı filmler arasında Onur Ünlü'nün yazıp yönettiği Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı film de vardı. Nedense bu filmi, ilk haberini okuduğum günden beri merak etmiştim. Seyredememiştim. Onur Ünlü bir şairdi. Gidiyorum Bu adlı incecik kitabı her daim gözümün önündeydi.

Haftanın son iş günüydü. Derin bir istek yüreğime gelip yerleşti. Dayanamadım.  İstanbul'a gittim. 

İlk filmi kaçırdım. Kaçırdığım filmin Sen Aydınlatırsın Geceyi olmamasına sevindim. İkinci filmdi. Zamanını bekledim. Salon tıklım tıklım dolmuştu. En arka sıranın en kenar ucundaki koltuğa oturdum. Film başladı. Sen Aydınlatırsın Geceyi, baştan sona siyah beyaz görüntüsü ve fantastik kahramaylarıyla, adeta bir çizgi roman  lezzetindeydi.  Filmin müziğini daha önce hiç işitmemiştim. Büyüleyici geldi.

Yarı gölgeli bir kuytuda itinayla biriktikleri için belki, efsunlu bazı cümleler hayatın beklenmedik bir anında çıkıverir ya insanın karşısına hani... İşte bu dizeler, sevdiğim bir şairin yazıp yönettiği siyah beyaz filmin  görüntüleri arasında ansızın yüreğimi aydınlatıverdi... 

Nasıl anlatsam bilmiyorum? İşte tam bu sahnede... Cemal, Yasemin'e bu şiiri okurken...  Tam o an... Zamanı durdurdum. Görünmez oldum. Sinema yağmura çaldı. Yanaklarım ıslandı. 


NOT- Başlık, Ah Muhsin Ünlü'nün, Hatırlat Da Haziran Sonlarında Çocukluğumu Yakalım adlı şiirinin bir dizesi.

1 Kasım 2013 Cuma

Şşşth! Kimse Duymasın!.. -14 -

Film festivallerinde,
bir filmden çıkıp  diğerine giriyorum. 
Aynı gün arka arkaya 
üç festival filmi seyretmeyi seviyorum.


İyi ama,
ancak yılın belli zamanlarında,
bu fırsatı yakalayabiliyorum.


Başka Sinema,
güzel bir fikir geliştirmiş.
1 Kasım itibariyle...
İzleyicisine, 
aynı salonda, günde en az  üç film göstermeye niyetlenmiş. 
Ne güzel! Bana hergün festival!..


Heyy!
Nasıl sevindim anlatamam.
Bugün mümkün değil, ofiste filan duramam!

Gerçekten!..