14 Haziran 2011 Salı

Kahve Molası - Kitaplarla Oynadığım Oyunlar...

 
 
Of, ne gündü ama! Koştur babam koştur... Şimdi ofisteyim. Bir kahve içip mola vereceğim. Anlarsın ya... Gün arası... Kahve Molası... Ruhuma çok iyi gelecek. Eminim. Şimdi biri bana "nasılsın?" diye sorsa... Murathan Mungan'ın bir kitap kahramanının diliyle cevap verebilirim... "Ruh yorgunuyum, gönül yorgunuyum, hayat yorgunuyum; öğrenmek, bilmek, anlamak, anlamış gibi yapmak, düşünmek, hissetmek, tanımak, tanık olmak, katlanmak, anlayış göstermek, görmemezlikten gelmek, üzerinde durmamak, idare etmek, üzülmemiş görünmek, alışmak, sabretmek, katlanmak, beklemek yorgunuyum." Biliyorum derdime derman olacak ilacı... Benim bu hafta illa İstanbul'a gitmem, İstanbul'u koklamam, İstanbul'u hissetmem gerek. İşte  gene İstanbul burnumda tütünce ne yaptım bil bakalım? Aldım elime Mario Levi'nin İçimdeki İstanbul Fotoğrafları adlı kitabını, az önce  okumaya başladım. Geçen sene Kocaeli Kitap Fuarı'na gelmişti Mario Levi... Hem dinletisine katılmış hem bir kaç kitabını satın almıştım. İçimdeki İstanbul Fotoğrafları fuarda satın aldığım kitaplardan biriydi. Eve götürmemişim de ofisteki okunacak kitaplarımın arasına koymuşum demek ki... O gün bugündür demlenip durmuş durduğu yerde. Aslında bakma... Hep gözüme takılıp duruyordu da... Ne yalan söyleyeyim şimdiye kadar elime almak içimden hiiç gelmemişti. İçimden gelmeyince... Satın aldım diye illa kendimi zorlayıp okumam gerekmezdi ki...  Bu neye benzerdi biliyor musun? Tokken önüne gelen yemeği boğazına dizile dizile yemek gibi... Yoo...  Yapamam... Böyle yapsaydım eğer, bana yazık, kitaba  haksızlık olurdu. Zamanı geldi işte. Of!... İstanbul'u tam özlemişken... İstanbul tam burnumda buram buram tüterken... İstanbul hasretini yüreğimde hissederken... Kitabı usulca elime aldım... Nanananoooommm... Gerisini ne sen sor ne ben söyleyeyim... Sen kitapla oyun oynar, arkadaşlık eder misin? Ben ederim. Diyeceğim odur ki ben bir başladım İçimdeki İstanbul Fotoğrafları  adlı kitapla arkadaşlık edip oynamaya... Ne yaptım biliyor musun? Fısıldayarak eğildim kulağına: "Selam, ben geldim. Uzun zamandır bekliyorsun biliyorum. Tam vakti. Şimdi sana çok ihtiyacım var. Açar mısın kapılarını bana?" dedim. Kitap bekledi ya... Of, bir naz... Bir eda...  Kapısını gıcırtıyla açtı sonra... Gııırrrrççç... Korktum. Bir an kitabı okuyup okumama konusunda tereddüte düştüm. Yüreğimin sesini kitaba nasıl duyurabilirdim? Akabinde ve detayında  hemen en kahraman vaziyetimi aldım. Yendim korkularımı da kitabın sayfalarına daldım. Dalgalandırdım kitabın sayfalarını şöyyyleee... Heey! Bir gerindi, bir tozlarını döktü, bir silkelendi kitap... Sonra daldırdım burnumu sayfalarının arasına... Geniş geniş kokladım... Alıştık hemen birbirimize. Küskünlük dargınlık kalmadı. İyi ama içimde bir hüzün var.  Kitapla bir yolculuğa çıkıyorum ya şimdi.
Her yolculuk bir hüzün barındırır öyle değil mi? Yolculuk nereye mi? İstanbul'a tabii... Aynen kitabın cümlelerinde yazdığı gibi... "Yola çıkışların hüznünü yaşamak... Bu dizeyi neden hatırladım şimdi? Hayat verdiği şarkıya yeniden dönme ihtiyacını duyduğumdan mı? Kim bilir... Sıradanmış gibi görünen bazı sözlerin bile artlarında zaman zaman çok anlamlı hikayeler gizlendiği söylenir." Bakalım bu kitapla hangi gizli hikayelerin izini süreceğim? Görüyorsun halimi değil mi? Biri  şimdi bana "nasılsın?" diye sorsa sözgelimi...  Yazının başındaki yorgunluktan eser yok.  Yine yeni yeniden... Öğrenmek, bilmek, anlamak, düşünmek, hissetmek, tanımak hevesindeyim:) Tamam. Gidiyorum...  Kahve Molam  bitti.


7 yorum:

  1. Ne güzel yazmışsın kitapa diyaloğunu , sen kısacık molanda ben de senin sayfanı okurken başka dünyalara gittik.
    Bu kitabı okumadım ama eminim içinde İstanbul olduğu için güzeldir.İstanbul artık gelmeni de bekler:))

    YanıtlaSil
  2. http://pelinpembesi-buket.blogspot.com/14 Haziran 2011 20:46

    başardım nihayet!!

    YanıtlaSil
  3. Selam Natali:) Artık adınızı kullanabilirim değil mi? Sizin blogta arkadaşlarınızla yazışmalarınızdan öğrendim:)

    Eveeet... Bekle beni İstanbullll:)
    Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    Bu arada yorum yazmada sorun oluyor sanırım.
    Yorum yaz sütünunda AdıURL'den deneyin isterseniz... İlk çubuğa blog adı, ikinci bloğa blog linginizi yazarsanız oluyor. Bakın sizin adsız gönderdiğiniz yorumunuzu bu yolla düzeltebildim:) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Selam Buket... Ha gayret olacak:))

    İlk çubuğa pelin pembesi
    İkinci çubuğa blog lingi:)

    YanıtlaSil
  5. Heeey! Buket... Tamam işte gördün mü ilk problemi çözdük:)) Oh! özlemiştim seni.. Hoş geldin:)

    YanıtlaSil