3 Mart 2009 Salı

Bir Küçük Civciv !!!

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı gönüllüsüyüm. İzmit'in bir mahallesindeki çocuklar için kurulan bir biriminde, haftada bir gün iki saat öğretmenlik yapıyorum. Neler yapıyoruz ?
Çocukları okullarından öğretmenleri getiriyor ve bizim ellerimize bırakıyor. Bugün için seçtiğim konu:"Neler Tüketiyorum?"du. Sordum:
- Sabah kalktınız,neler yaptınız? Neler tükettiniz ?Bir düşünelim bakalım!
Ben başladım anlatmaya.
-Kalkınca önce ne yaparız? Ellerimizi ve yüzümüzü yıkarız değil mi?
- Eeeevvvvveeeettttt!
- Peki elimizi yüzümüzü yıkarken ne tüketiriz? Neyle yıkarız ellerimizi?
-Suuuuuuuu!
- Suyu dikkatli kullanmaliyız değil mi?
- Eeeeevvvveeeet!
- İşte böyle konuşacağız şimdi çocuklar. Şimdi düşünelim bakalım. Neler tüketiyoruz başka? Çöplerimiz nelerle doluyor hiç dikkat ettiniz mi? diye başlayıp devam eden bir ders süreci.
Sonra ellerine kağıt ve renkli kalemler veriyorum. Hep birlikte çöpe neler atıyoruz, resimlerini yapıyoruz. Nelere dikkat etmeliyiz konuşuyoruz bangır bangır, hepbirağız!


Oyunlarım var, çocuklarla birlikte oynadığım. Bugün gelenler birinci sınıf öğrencileriydi ve benim oynattığım oyunların hiç biri bildiklerinden değildi. Çok hoşlarına gitti. Neler mi oynadık?

"Çocuklar, şimdi hepimiz civciviz! Önce ben civciv olacağım(!!). Kanat çırpa çırpa alçak bir dala koncağım." Yapıyorum. Kollarımı kanat yapıp sallıyor ve yere çömeliyorum. "Hepbirlikte şöyle söyleyeceksiniz: Bir küçük civciv dalda oturuyor. Bir daha gelmiş iki oluyor.Şimdi ikinci civciv kanat çırpa çırpa gelsin bakalım." Devam ediyoruz böyle. "......Dokuz küçük civciv dalda oturuyor. Bir daha gelmis, söyleyin bakalım kaç oluyor?" Ellerine bakan oluyor. Toplama yapmaya çalışan oluyor... "Oooonnn!" diye bağıran oluyor... Böylece oyunla toplama yapıyoruz.
Sonra da civcivler tek tek, kanat çırpa çırpa yerlerine dönüyorlar ve çıkarma yapıyoruz. "...Yedi küçük civciv dalda oturuyor. Bir civciv uçmuş kaç kalıyor?" "Beeeşş!" Aaaaa! " Üüüüççç!" Aaaaa!
"Altıııı!" "Eeeeveeett!" Bu oyunun adı "Bir küçük civciv"

Altı -yedi yaşında hepsi. Çoğunun dişleri tekir bekir. Kiminin dökülmüş, kiminin yeni çıkmış dişleri. Aynı çirkin ördek yavrusu gibiler. Yoksa Benjamin Button mu her biri:) Dişleri dökülüyor ya yaşlılar gibi. Hatta çocuklardan birinin dişi, bugün derste elinde kaldı. Okadar doğal davrandı ki. Elindeki dişe baktı ve cebine attı. Kimbilir kaçıncı dişi elinde kalan. O yaşlar ne komiktir çocuklar. Bir bir daha iki oluyor ya bunu bile bilmeyenleri var. İsimlerini yazamayanları var.Ne tuhaf! Bu yaşlarda insanın bilmediği ne çok şey var. Tam yaşlarının çocukları bunlar. Oldukları gibi. Saf...Temiz... Az bilen. Neleri bilmediğini bilmeyen. Hayatı olduğu gibi gören. Çocuklar...

Bizim çocukların dişleri düştüğünde özel bir tören yapardım. Bende her durum için bir ritüel nedeni vardır. Diş çok mühim. Vücudunun bir parçası öyle değil mi? Saygı ile geldiği yere gönderilmeli. Bizim evde çocuğun dişi düştüyse, hele bir de bu ilk elinde kalan dişiyse ,çocuk şaşırır ve ne yapacağını bilemez ya...Ağlasa mı, ne yapsa? Hemen devreye girerim ve derim ki:
" Hey yaşasın!Ne güzel! Şimdi bu dişi yıkayacağız ve gece yastığının altına bırakacağız. Diş perisi gelecek ve sana bir armağan getirecek!." Çocuk ilk seferinde "Yaaa!" der. Ağlamaz, şaşar bu işe.
Gece yastığının altına koyarız birlikte. Uyurken uykusunda mışıl mışıl, dişi alırım yastığının altından ve bir küçük armağan bırakırım yerine. Usulca öperim yanağından. Sabah uyanır uyanmaz bakar yastığının altına. Aaa!O ne? Diş yok. Yerine konmuş bir hediye. "Anne diş perisi gerçekten var mı?" diye sorar. "Olmaz mı yavrum? Tabi ki var! İşte koymuş ya sana hediye!"
İnanmak ister..Gülümser... Yalan değil ya! Var bir diş perisi öyle değil mi? Bu çok keyifli bir anne çocuk muhabbetidir. Mutlaka yapmanızı tavsiye ederim:)

Bende daha çok oyun var. Anlatacağım teker teker. Her hafta dersten sonra bir tane! Mutlaka!
İşime dönerken arabada söylemeye devam ediyorum yeniden:

- Bir küçük civciv dalda oturuyor. Bir daha gelmiş kaç oluyooooorrrr?

4 yorum:

  1. EVİNİZİN EN SEVDİĞİNİZ KÖŞELERİnde Sevgili Didem beni http://kolyekolik.blogspot.com blogunda mimlemiş. Ben de seni mimledimmm:)
    1.http://minnosveboncukcu.blogspot.com/
    2.http://hayalkahvem.blogspot.com/
    3.http://orguknit.blogspot.com/
    4.http://haydins.blogspot.com/
    (Arkadaşım iyi ki blogunu bulmuşum. Hayata bu kadar güzel bakan aydınlık birisi olarak sizi kutluyorum.Sevgilerimle...)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba! Evimin en sevdiğim köşeleri öyle mi? Hımm! Herbir köşesini ayrı severim.
    Ne diyim:))Birini söylesem diğerleri bana küsebilir!..Yapamam!...Asla bir köşesini diğer köşesinden ayıramam!...Üzgünüm o*_*o

    YanıtlaSil
  3. Olabilir tabi. Bu da güzel...
    egdone

    YanıtlaSil
  4. Darılmadınız değil mi bana?!.. İlkokula giderken,sınavda öğretmen:"Canlıları sayınız." diye sormuştu. Bu sorudan "0" almıştım. Öğretmene göre cevap "İnsan,hayvan ve bitki" olmalıydı.Bana göre elime aldığım her şeyin, yaşadığım her mekanın canı vardı. Öyle olmalıydı! Ne yapabilirim? Çapariz işleyen bir mantık durumu var bende!!Afedin olur mu?

    YanıtlaSil