31 Mart 2009 Salı

Maddi Manevi Her İşinize Bakılır

Bir önceki yazımda Ece Temelkuran’ın bir yazısını hatırladığımı söylemiş, “Niye bir ömür eşittir bir hayata?” sorusunun cevabını düşünelim demiştim. Şimdi yazarın diğer önerileri ile devam ediyorum. Yeni teklif şu; hep aynı bedende ve hep aynı kafayla hayatı sürdürmektense, arada bazı durumlar için dublör kullansak mesela. Sevgilinizden ayrılacaksınız da söyleyemiyorsunuz. Zam isteyeceksiniz patronunuzdan yada sizin yapmakta sıkıntı duyacağınız bir durum var. Çağırıyorsunuz dublörünüzü ve “Action!” film devam ediyor. Bu sahneler sizsiz, dublörünüz tarafından çevriliyor. Nasıl hoş değil mi?

Devam ediyor yazar, şuna benzer bir şey diyordu; hayatınızın bazı sıkıcı bölümlerini taşerona vermeye ne dersiniz? “Maddi manevi her işinize bakılır” şeklinde bir iş bu. Bazı şeylerin akılda tutulması, kimlere nasıl davranılacağının hesap edilmesi, akrabalara nezaket telefonlarının açılması yada film festivaline bilet almak için uzun kuyruğa girilmesi gibi mesela… Sizin yapmak istemediğiniz bu işeri anlaştığınız taşeronunuz yapıyor sizin yerinize, ne dersiniz?


Hatta “hayat değiş tokuşu” nasıl olurdu diye devam ediyordu yazar. Sorunlarınız zaaflarınızdan kaynaklanıyorsa, bir başkasının da öyle zaafları yoksa, sizin sorunlarınızı daha kolaylıkla çözebilir. Siz de bir süreliğine onun yerine geçeceksiniz ama. Canınız sıkıldığında da yine eski hayatınıza geri döneceksiniz. Neşenizi bulacaksınız. Böyle bir hayata ne derdiniz?



Yada hayatlar evler gibi olsa keşke der yazar. İstediğinizde kapısına kilit vurup dışarıya çıkacaksınız ve selam veren tanıdıklarınıza “ben bir süreliğine ben değilim, kendim de tatildeyim” diyeceksiniz.
Benim hoşuma gitti bu durumlar biliyor musunuz? Hayal etmeyi seven bir bünyem olduğu için okuyunca keyiflenmiştim. Ama siz “Çok karışır işler, girmeyelim böyle olaylara” diyebilirsiniz. Yazar yazısını şöyle bağlıyordu zaten; “Son derece mantıklı olan,aslında herkese de pekala iyi gelecek bu öneriler yine kabul edilmeyecek. İnsanlık böyle tuhaf bir şey işte. Herkes illa kendinde kalacak, kendine sahip olacak,kendine yapışacak,”kendi olacak”. Ne demekse? İnsan, kalabalık bir şeydir oysa. Bazı kalpler ana-baba günü…”
Bu gün de böyle işte… Sevgiyle..

9 yorum:

  1. bir ömür,eşittir bir hayatmıııı???yok öyle bir şey...eşinin,cocuğunun..sevdiklerinin hayatlarınıda zaman zaman onlarmış gibi yaşamıyormuyuz ki.bir ömre,bir sürü hayat girerek renkleniyor(pembe den siyaha kadar)..zaten...

    YanıtlaSil
  2. Pekii Oya'cım, Pembe hayatınız sizde kalsın, siyah olanlara bir dublör tutsak mesela ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  3. yupppiii derdim de...o zaman pembenin pembe olduğunu anlarmıydık ki..

    YanıtlaSil
  4. Anlamazsan nasıl verirdin siyahları taşerona yada nasıl isterdin senin yerine dublorün yapsın diye? Anlardın canım, çok iyi anlardın merak etme!

    YanıtlaSil
  5. taşerön işinden anlamam canım,hayatın müteahitiyim....

    YanıtlaSil
  6. Off Off off ! Taşeronları sen çalıştırıyorsun desene:) Oya aklıma ne geldi biliyor musun?Bazı alış verişerimi nasıl yıkarım sana değil mi? Senin zevkine çok güvenirim ve alışveriş tembeliyim bilirsin.Bizim evin eşyalarının çoğuna senin elin deymiştir öyle değil mi? En son verdiğim sipariş neydi?
    - Oya, buraya iki tane abajur gerekiyor, bulduğunda buraya uygun abajur alır mısın acaba? demiştim.
    Sen de şaşarsın bana:
    -Ne rahat kadınsın dersin!
    Ama ne yapayım kardeşim sen de en güzelini seçersin:)) Bazı arkadaşlar hayatı böyle kolaylaştırırlar!!!

    YanıtlaSil
  7. aman efendim,o sizin güzelliğiniz!!!

    YanıtlaSil
  8. Vildan Hanımcığım dün size yorum yazmıştım ama gönderememişim. Şimdi baktım yokç Zaten gönderirken hissetmiştim bir sorun olduğunu. Neyse anneler-oğullar benim için en güzel hikaye. Anneler-kızlar da mutlaka güzeldir de benim bildiğim anneler-oğullar. Elinize sağlık. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. Günaydın! Fondü yazımda çıkmış yorumunuz... Merak etmeyin...Ben de iki oğul olduğu için ben de anneler ve oğullar hikayeleri çoktur!! Arada yazarım olur biter!!

    YanıtlaSil