13 Eylül 2011 Salı

Ankara'daki Fantasturka Film Festivali'ne Gitmeyi Hayal Etsem...



Haydi bakalım! "Festivaller hep İstanbul'da oluyor." diyen Ankara'lılara bir müjde! Hem de bedava bir festival... Kaçırılır mı? Sinema yazılarını ilgiyle takip ettiğim Ali Murat Güven'in genel danışmanlığını üstlendiği Fantasturka Türk İşi Fantastik Filmler Festivali 23 Eylül Cuma günü Ankara-Kızılırmak Sineması'nın 4 numaralı salonundaki film gösterileriyle başlayacak, 25 Eylül Pazar akşamı aynı sinema kompleksinin büyük salonundaki ödül töreninde sona erecekmiş. Ne hoş! Ayrıca bu film festivalinin, çok genç yaşta, 42 yaşında bu dünyadan göçmüş olan sinema yazarı ve sinema tarihi araştırmacısı Metin Demirhan'a ithaf edilmiş olması da festivalin manasını katmerleştiriyor. Gökyüzünde kitap ya da sinema festivali var deseler, merdiven dayayıp çıkmak isteyen bünyem bu festivale nasıl gitmek istiyor anlatamam. Hem Ankara'da kuzenlerim de var.  Eğer Ankara'ya gidersem onları da görürüm. Of, şahane olur! Du bakalım... Önce hayal edeyim. Kimbilir, kısmet olursa belki giderim:)



 NOT: Fotoğrafları www.sadibey.com'dan aşırdım.



10 yorum:

  1. Kızılırmak.. Tek salondu bir zamanlar. Dur bakayım, aklıma geldi: Sene 1991. Ankara Film Festivali nur topu gibi doğmuş. Nur içinde yatsın, M. Tali Öngören'in hayali gerçekleşmiş. İlk festival, yorgunluk dizboyu. Bizler hevesli deliler, Mahmut Hocanın eli ayağıyız. 50 parça yerde yapılan gösterimlerde insanlara yardımcı olmak için koşturduğumuzun iki katı koşturu içinde bir de film izlemeye çalışıyoruz.
    Gandhi özel izinle ilk Türkiye gösterimini yapacak. Kapanış filmi. Aynı gün, yine tek gösterimlik, elden geçmiş kopyası ile Arabistanlı Lawrence. O da son günün ilk filmi. Bilet bulmak dert. VE aynı gün, "Med Cezir Manzaraları" ulusal yarışma kısmında ödül almış, gösterime çıkıyor. Bir Bunuel filmi koymuşlar araya ( Özgürlük Hayaleti) ve yıllardır, bir türlü hatırlayamadığım bir film daha var. Yani bir günde şenlik. Hem de ne şenlik. Mahmut Hoca bu: Bize de bilet alacaksınız! demiş mi demiş. Hepsine buldum, biri hariç. O gün izinliyim artık, azad da edilmişim. Hepsi tamam ama Gandhi'ye bilet yok!!! Saat:11.00 de maratona başlayacağım ama 24.00'de çıkma şansını kaçıracağım. Olacak iş değil. Yok yok yok.. Allah Kerim, dedim. Sabah başladım, Kızılırmak'ta maratona. Önce Lawrence.. Bitti, çıktım girişe döndüm diğerine giriyorum, suratımda acayip bir tebessüm. Tanıyorlar da artık. Müdürü gördü, ölürsün sen bugün dedi hınzır hınzır gülerek.. Arkadan Med Cezir, arkadan adını inatla anımsamadığım o film.. Ve Bunuel.. Durmadan iki istasyon arası gidip gelen trenin yolcusu gibi ben mütemadiyen salondan çıkıyorum, salona giriyorum.. Ve Geldi sıra Gandhi'ye.. Salondan çıktım, aşağıdan yukarıya insanları taşıyan o merdivenleri tırmandım.. ALlahım, izdiham! Kös kös gişeye doğru yürüdüm, hani belki bir bilet satan olur diye. Gişe, terifatçı herkes merakla beni izliyor. Ciddiyim. Gişenin önünde durdum. Umutsuzca bakınırken.. Önümdeki ben yaşlarda birisi, " Pardon, ben filme bilet almıştım ama giremeyeceğim almak ister misiniz" demez mi!!!
    Nasıl üstüne atladım nasıl aldım o bileti bilmiyorum. Hani, utanmasam elini ayağını öpeceğim.. Zafer kazanmış Mareşal çalımı ile yöneldim kapıya, biletimi uzattım. Demez mi biletçi, beyler biraları hazırlayın diye. Meğer herkesle iddiaya girmiş, üstüme oynamış. Kesin bilket bulur bu deli diye. O zamanlar Kızılırmak tek salondu.. Akün de gitti. Kalmadı.
    Ha bir de, salona girmeden son kez, kafamı yukarı kaldırıp bir göz kırptım. Böyleyken böyle..

    YanıtlaSil
  2. Avram, ne güzel anlatmışsınız. Of, film festivali ruhum depreşti gene. İstanbul'da yakında Filmekimi başlayacak. İlla gideceğim tabii.. Ne hoş bir ruh verir filmfestivaline gitmek.. Of, dehşet bir his. Sinema hayatı leziz kılan durumlardan en güzeli. Bunu ancak bilen bilir öyle değil mi?

    Ankara'yı bilmem ben. Zaten İstanbul'daki film festivallerinin de yeni müdavimiyim. Buradan Numan Serteli'ye teşekkür etmeliyim. Onun sinema festivali yazıları, festivallere gitmemin sebebidir.

    Demek Kızılırmak sineması böyleyken böyle öyle mi? Keşke Fantasturka'ya gidebilsem. Ya da bu yazı sebebiyle bir kaç kişinin gitmesini sağlayabilsem. Kendimi bahtiyar ya da (numan serteli gibi) hissederim.

    Teşekkürler Avram. Bu yorum sahiden iyi geldi.

    YanıtlaSil
  3. Hani sinemalarda, 24 seansı uygulaması var ya.. Çok sevilen. İşte o, bizim bu 91'deki ilk festival ile başlamıştı. Bizimki program youğunluğundan doğmuştu. Ama öyle bir tuttu ki, Ankara'daki sinemalar önce deneme amaçlı bir iki gece düzenlediler, hemen arkasından uygulamaya dönüşüverdi. Kimin fikriydi hatırlamıyorum ama Mahmut Hoca, en büyük destekçeisi olmuştu, kesin tutar diye.

    YanıtlaSil
  4. İnşaAllah gelirsin memleketimize:)

    YanıtlaSil
  5. Avram, Mahmut Hoca diyorsunuz ya.. Cahilliğime verin ama hep Hababam Sınıfı'nın o muhteşem oyunculuğuyla Münir özkul'un canlandırdığı Kel Mahmut aklıma geliyor..

    Aramızda kalsın ama kim sizin Mahmut Hoca:)

    YanıtlaSil
  6. Selam Uğur Böceği,
    Bu hayal kolay gerçekleşecek gibi görünmüyor. Ama dert etmek yok. Bana hayali fazlasıyla yetiyor:)
    Sağolun:)

    YanıtlaSil
  7. Mahmut Tali Öngören.. Aramızda kalsın, yazarken benim aklıma da Mahmut goca tiplemesi geldi, güldüm.:))

    YanıtlaSil
  8. Teşekkürler Avram. İyi de sizin bu kadar sinemacılarla muhabbetiniz nerden?

    YanıtlaSil
  9. Hukuk okumak dışında her haltı yedim.:))

    YanıtlaSil
  10. Neyse, bizler de deneyimlerinizden nasipleniyoruz.
    Eyvallah:)

    YanıtlaSil