20 Eylül 2011 Salı

Tık! Tık! Tık! Tuhaf Kim? Cevabım: Buyrun Benim.


Küçük İskender'in şiirlerini okuyorum. Biliyorum herkes ona "Marjinal Şair" diyor. Kitaplarının ilk sayfasındaki şairi tanıtım yazısında bile  böyle yazıyor. Ben ise onu "Masum Şair" diye niteliyorum.  Biliyorum. Tuhaf biriyim. Artık rahatlıkla itiraf edebilirim. Önceleri gizlerdim. Hoş... Gene sinsice gizlediğim, belli etmemeye gayret ettiğim, halen içimde kılıç kalkanla cenk ettiğim pek çok hâlim yok değil. Var elbette. Ama en azından  bu hâlimle ilgili kendimle mücadelem bitti. Ellerimi kaldırdım. Pes ettim. Teslim oldum. Tamam. Kabul ediyorum. Tuhafım. Misal, memleketin marjinal diye gördüğü birini benim gözlerim doğal görüyorsa, kitabında kendisi için marjinal yazılmasını kabul eden bir şairin dizelerini benim yüreğim masum diye bağrına basıyorsa, söyler misin? Tık! Tık! Tık!  "Tuhaf!" kim? " Cevabım... "Buyrun benim!" Bak şimdi. Ben Küçük İskender'in Karanlıkta Herkes Biraz Zencidir şiir kitabını açacağım. İçinde altını çizdiğim bazı dizelerini yazacağım:

"Sanırım çocuktum, aklımı avucumda taşırdım."

"hasretine mahsur kaldım / hasretine mahcup kaldım ey sevgili"

"ama hiç bir iyi geceler! / ağlatmıyor beni / ağlatmıyor senin karanlığın içinden duyulan / küçük hıçkırıklar kadar hâlâ!"

"şimdi seste söz, bir hilkat rüzgârı gibi esecek! / suçluyuz düşes! / mamafih suçluyuz! / suçumuz, bir bardak suda okyanus görmek!"

"Bir yağmur damlası ile bir kar tanesi / hiç karşılaşmışlar mıdır acaba / afacan bir temmuz ayında! / Temmuz: Yaz ailesinin ortanca oğlu!"

"senin yaşın aşka tutmuyor çocuğum, hiç gelme / açıkta kalırsın / aşk insanı acıktırır / aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır / senin mahallende aşk masallara giremez / masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde!"

"Çocukluğumdan söz etmek isterim sana, eğer sıkılmazsan. Bir gün otururuz evde, ben sana hayatımı anlatırım dakika dakika. Kaç yaşımdaysam, o kadar yıl sürer konuşmam...... Sonra da sen anlatırsın. Sevdiğin filmleri, sevdiğin parçaları, sevdiğin canlıları, sevdiğin.... Hep sevdiğin şeylerden konu açarsın. Ben sıkılmam. Ben seninle sıkılmamayı seni ararken öğrendim. Seni hayal ederken keşfettim sıkılamamanın azametini. Bir insan bir insanı sıkamaz. Bir insan canı isterse sıkılır. Hacimler açarım sana içimde, dolman için, oraya akman için. Hacimler açarsın bana, çağlayarak gelirim. Endişelenmen gereksiz.... Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm." 

Kitabında bunlara benzer öyle masum dizelerin satır altlarını çizmişim ki. Yüreğimi dinliyorum. Acaba şairin adından mı etkileniyorum? Yooo... Bir nedeni yok. Tuhaflık bende. Çünkü Küçük İskender'i  "marjinal şair"  değil, "masum şair" olarak kabul ediyorum. Marjinal dizelerini değil masum dizelerini görüyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder