21 Eylül 2011 Çarşamba

"Kızgın" Ruhlara Bire Bir Gelen Deneme Yazısı...


Şimdi sen beni böyle uslu, köşesinde oturan Karamürsel sepeti misali, ağzı var dili yok hanım hanımcık biri sanıyorsun ya! Hep böyle olsam keşke... Nerdeee? Bazan o kadar sinirli oluyorum ki anlatamam. Sinirli ne demek? O kadar kızgın oluyorum o kadar kızgın oluyorum ki... Durduk yerde tepemin tası  bi atıyor...  Off! Görsen beni... Tanıyamazsın valla. Deli gibi oluyorum, resmen çıldırıyorum ya! Sebep mi?  Sebep mebep yok arkadaşım!  Bence aklın varsa  ileri geri soru sorup üzerime üzerime gelme. Bak peşin peşin söylüyorum dalıma basma yani. Bazan nasıl pataklamak geliyor içimden anlatamam. Böyle nasıl oluyorum biliyor musun? Birini eften püften bahaneyle yakalasam yakasından mesela... Sallasam, silkesem önce şööyle... Sonraa... Hırpalasam, ufalasam, ağzını burnunu dağıtsam var ya... Off, nasıl rahatlayacam.


Ya da ne bileyim, Allah yarattı demeden, eşek sudan gelene kadar ayağımın altında çiğnesem mesela... Suratını çarşamba pazarına çevirsem... Ohhh! Canıma değsin diyeceğim. Biliyorum içimin yağları erim erim eriyeceeek... Hele heleee...  Pastırmasını, pestilini , posasını ya da sucuğunu çıkarsam... Hele hoşaf etsem, kızılcık şerbeti içirsem veya pilakisini yapsam var yaa... İşte değme o zaman benim keyfime... Hıımm... Yoo... En güzel yöntem kuyruğunu tava sapına çevirmek. Bu da yetmez ayrıca pöstekesini sermek. Paçavrasını çıkarmalıyım paçavrasını.  Kesin bozmalıyım o kendini beğenmiş façasını.  Artık ne oluyorsa bana inan bilemiyorum. İçimden bir şeytan mı çıkıyor ne? Zaten neler olup bittiğini sonra hiiç hatırlamıyorum. Gözüm kararıyor bir anda... Yerden yere çalmak istiyorum aslında. Of! Off! Mostrasını bozmak, mariz atmak en iyisi galiba... 


Of ya.. Yok.. Yapamam.. Kıyamam kiii... Hiiç kıyamam hiiiçç.. Asla... Böyle durumlarda ne yapmalıyım biliyor musun? En iyisi sırtını kaşımalıyım, sırtını... En iyisi okşayı okşayıvermeliyim... Efendime söyleyeyim şööyle bir silkeleyip de tozunu almalıyım tozunuuuu... Ahh! Kıyamam tabii.. Beni kızdıranın önce paçasını düzeltmeliyim... Akabinde ve detayında  yuvasını yapmalıyım... Ahh! Sonunda unutmamalıyım.. Neyi mi? Neyi olacak? Şarkı söylerken ahenkli çıksın diye sesi.. Hatta cümle alem daha rahat duysun diye belki... Akordunu düzeltmeliyim... Akordunu tabii! Ama beni en rahatlatacak şeyi, şimdi buldum inan ki... Ne mi? Beş kardeş... Ah, yanağında hissettirirsem beş kardeşin şefkatini, inanıyorum ki artık kızdırmayacaktır beni.


27.06.2011

4 yorum:

  1. sevgili hayal kahvem,
    öyle güzel anlattın ki; eğer gerçekten istiyorsan o beş kardeşin şefkatini esirgememelisin bence. haketmiştir illaki. ama öyle savur ki elini hızını sen bile görme. öyle savrulsun yani :). elbette o bu sürati göremez :)) hemen ardından de ki; sen istedin, seni kırmam mümkün değildi:).
    şaka bir yana zevkle okudum:)
    sevgiler....

    not: neden olmasın?

    YanıtlaSil
  2. öfkem geçti benim, dün yazdığın ilk yorum öfkemi geçirdi.ama bu yazının bir çıktısını alıp sinirlenince karşımdakine söylüyormuş gibi okuyacağım. :))

    YanıtlaSil
  3. Selam Mermaid,
    Sabah sabah güldürdünüz beni:)Hayali bir öfke vaziyeti bu.. Ama çok etkili:)

    Daha önce yazdığım bir yazıydı. Kara Kitap için güncelledim. Merak ediyorum bakalım ona da bu yazıyı okumak iyi gelecek mi:)

    Gelmezse, Snatch'ı seyretmeli:)

    Şaka bir yana Mermaid. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. Aa! Kara Kitap, ben yorumunu şimdi gördüm. Öfkenin geçmesine sevindim. Sana bir şey söyleyeyim mi,ben var ya öfkelenmeyi acayip severim:) "Yuf artık! Bu kadar da olmaz. Öfkelenmenin nesi sevilir" deme...
    Heyy! Öfkelendiğimde kendimi yanardağ gibi farzederim! Boooom! Sonra yıkar geçersem etrafımdakileri özür dilerim ne olacak ki:)

    Kendimi affettirmek için neler yaparım neler.
    Öfkelenmek de affetmek de insanlar için:) Ne yapayım yani? İnsanım melek değilim ki:) Arada öfkeleneceğim tabii:) Sonra yukarıdaki yazıyı okuyacağım:) Ya da film seyredeceğim:) Neyse uzatmayayım Kara Kitap. Sakinleştiğine sevindim:)

    YanıtlaSil