24 Nisan 2012 Salı

Eşyaların Tesellisi...



Hani İstanbul Modern'deki 15 Mayıs'a kadar devam edecek olan  Van Gogh sergisi var ya? İşte, o sergiye ben tam üç defa gittim. Zaten müzeleri, resim, fotoğraf sergilerini, sinemayı oldum bittim seven biriyim. Bu sergi adeta benim için biçilmiş kaftandı. Sinema atmosferini andıran loş bir ortamda, klasik müzik ve aryalar eşliğinde, Van Gogh'un muhteşem tabloları film gibi duvarlardan duvarlara akıyordu. Yüreğime dokunmuştu. Resmen büyülenmiştim. Başkalarının ne düşündüğü umrumda değildi. Bu sergi  benim başımı döndürmeyi becermişti. Gene de dört hafta gibi kısa bir sürede, üç defa aynı sergiye gidilir mi? Gitmiştim işte. Denk gelmişti. Yolum o tarafa düşmüştü. Kaçırır mıyım? Eteklerim zil çala çala, salonun karanlık koridorundan girip, renk ve melodi deryasına dalıvermiştim. Her defasında yine yeni yeniden etkilenmiştim. Biliyorsun Van Gogh Hollandalı bir ressam. Kısacık, hüzünlü bir yaşamı var. 37 yıllık hayatının hastalıklarla boğuştuğu son on yılında 900 ün üstünde eserler vermiş. Şu iki tablosu var ya... Hani Van Gogh'un  odasını, sandalyesini, piposu resmettiği tabloları... Of!... Bu tabloları, ne zaman görsem fena etkiler beni. 

Şimdi yeni bir müze heyecanım var. Bu kez Masumiyet Müzesi'nin açılmasını bekliyorum. Tekrar hatırlamak niyetiyle, son günlerde, Masumiyet Müzesi romanını elimden düşürmüyorum. Romanın kahramanı Kemal, acı içinde, kendisini terk eden sevgilisi Füsun'un eşyalarını biriktiriyor. Ve o eşyalara dokunmak, seyretmek, Kemal'e gerçekten teselli veriyor. Romanı okurken bir ara kitabı bıraktım. Hayalimde Vang Gogh'u canlandırdım.  Acaba Van Gogh neden kendi eşyalarını resmetmişti?  Van Gogh, kendi  eşyalarını, en acılı, en buhranlı olduğu zamanlarında çizmiş olabilir mi? Masumiyet Müzesi'nin bir bölümünde, Kemal  şöyle der... "Ama en mutlu anı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden bize acı verdiğini de biliriz. Bu acıyı dayanabilir kılan tek şey, o altın andan kalma bir eşyaya sahip olmaktır. Mutlu anlardan geriye kalan eşyalar, o anların hatıralarını, renklerini, dokunma ve görme zevklerini bize o  mutluluğu yaşatan kişilerden çok daha sadakatle saklarlar." Van Gogh'un, kullandığı eşyalara bakması, dokunup, eşyalarının resmini çizmesi, acaba eşyanın verdiği teselliye ihtiyaç hissetmesi sebebiyle miydi?  Masumiyet Müzesi'nde eşyaların tesellisine sığınan Kemal'in dediği gibi, sevginin büyük bir dikkat ve büyük bir şefkat olduğunu, acaba Van Gogh kendi eşyalarının resmini yapmakla mı  hissettirmek  niyetindeydi? Sevmek, acaba Van Gogh'un eşyalarına dikkatle bakıp, şefkatle resmetmesi gibi bir şey mi?  Van Gogh'un eşyalarını çizmesi... Masumiyet Müzesi'nde bir aşığın biriktirdiği eşyaların sergilenmesi...  Bana düşen ise... Hayata durup bakmak.... Eşyaların tesellisini hissedebilmek besbelli. 

 


12 yorum:

  1. tam da evin kalabalığından bıkmış ve birkaç koli alıp uzun zamandır kullanılmayan ama sırf hatırası var diye saklanan eşyaları kolileyip dağıtma kararı almışken olmadı bu yazı! yaktın beni hayal kahvem.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel yazmışsın eline sağlık!:)

    YanıtlaSil
  3. kitabı okumadım ama açıkçası merak etmedim değil, etkileyici bir kitaba benziyor.
    bir de bu eşyaların anılarla ciddi bir ilgisi var hakikaten. Resim boyutunda bilmem de bir yer bir koku ne kadar saklarsan kağıt parçasını bile o kadar kendini onu hatırlamaya mahkum ediyorsun...
    güzeldi, teşekkürler =)

    YanıtlaSil
  4. İçine sinenleri ver ihtiyacı olana, içine sinmeyenleri ise bırak dursunlar bakalım... Arkandan ağlarlar sonra:))

    YanıtlaSil
  5. Kitabı okuyanların Masumiyet Müzesinden daha büyük haz alacaklarına inanıyorum. Ne değiik bir roman değil mi? Müzesi olan bir kitap. Şahane bir şey bu:)

    YanıtlaSil
  6. çok güzel geçişlerle imrendirdin kitabı okumaya.. okuyacağım..

    YanıtlaSil
  7. ne zamandır nette değildim,yazılarını özlemişim...şimdi toptan okuyorum.bizim yüreğimiz van gogh'a şaşar ,çoşar da ama v.gogh hayatta hiç bir şeye şaşmazmış,ona demişlerki ''güneş batıdan doğsada şaşmazmısın'',yooo güneş şaşırmış''derim demiş..sevgilerrr..

    YanıtlaSil
  8. Selam Dayatılanla Yaşayan, eğer bir kitap okumaya kışkırtabildiysem ne mutlu canıma:)

    YanıtlaSil
  9. Selam Oya, seni Hayal Kahvem'de görmek ne güzel:) Seni çok özledim. Hatta bu gün kahve içelim diyecektim:)) Sevgiler benden...

    YanıtlaSil