28 Ekim 2010 Perşembe

Çok Bir Şey De Getirmez, Eli Boş Da Gelmez!


Geçen hafta  uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşıma gidecektim. Bende bir adet vardır. Birine ziyarete gideceksem eğer, "çok bir şey de götürmem, eli boş da gitmem." Bu adet ailemin kadınlarından bana intikalen geçmiştir. Benim bildiğim anneannem, annem, sonra ben... Böyle gördüm. Önce yadırgardım annemi. Bir misafirliğe gideceğiz misal, yoldan bisküvi, ekmek ya da kahve alıp götürülür mü? Oluyordu inan ki. Bazan bilirsin bir yakınına gitmek isterken, gidilmez ya bir türlü ne hediye götüreceğim diye düşünmekten. Oysa ne olacak ki? Yarım elma gönül alma yetmez mi? Neyse... İşte o arkadaşıma gideceğim gitmesine ama  ne alsam giderken yarım elma diye epey bir kafa patlatınca dedim ki keşke herkesin biriktirdiği bir şey olsa. Ufak tefek, eften püften şeyler mesela. Bunu bilince hem vakitten hem nakitten kazanabiliyor insan.


İşte tam ben ne hediye alacağımı düşünürken, ninJa kardeşim tuĞba, baktım ki  son günlerde  pazardan  ve kırtasiyeden aldığı doraemon anahtarlık, çakma kaleydeskop, doraemon ve shichan kalemlerle bloğunu süslememiş mi? Hey dedim ne güzel! Şimdi ben ninJa kardeşe kahveye gitmek istesem misal, biliyorum ya bu tip şeyler biriktirdiğini, alıveririm birinden birini ve götürürüm. Hem çok bir şey götürmemiş hem de eli boş gitmemiş olurum. Şahane değil mi? ( www.genovaninja.blogspot.com )


Ben de kolay biriyim. Bir yakınım seyahate giderse misal, illa bana birşey getirmek isterse ki hediyeleşmeyi severim. Cam küre ve magnet biriktirmekteyim. Bunu bilirler ve kolaylıkla her yerden bulup getirirler. Ne alsam ki diye düşünmekten kurtulurlar. Yorulmazlar. Aman ne olacak, hediye almak yorar mı insanı diye sakın  aklından geçirme e mi? Kararsızlık hem de o kadar yorar ki... Oysa bilinirse böyle ilgi duyduğun bir obje... Oh, sen sağ ben selamet! Marş marş o objenin satıldığı dükkana... Mesela cam kürelerin  irili ufaklı her çeşitleri olduğu için hem vakitten hem nakitten kazandırır alıcıya. Hoş bir şey değil mi? Bir ara plakalar biriktirirdim. Bak işte en yukarıda fotoğraflarını çektim. Sonra unutmuşum onları bir çekmecede kalmış. Şimdi aklıma gelince çıkardım masanın üzerine serdim. Hey gidi günler diye plakaları seyrettim.  Bir yakınıma her gidişimde demlik götürmüştüm. O kadar çok ve çeşit götürmüşüm ki şimdi kendisi de alıyor, yakınları da bu durumu biliyor. Koca bir porselen demlik kolleksiyonu var. Neyse uzatmayayım sözü... Şimdi bunlar aklıma geldi de... Anlatayım istedim böyleyken böyle diye.


 Hımm... Bazıları kır evinde mutfak  duvarına asılıymış. Biriktirdiğim bir kaç duvar plakası daha... Paşabahçe mahsulü tenekeler.. Böyle işte.

6 yorum:

  1. Merhaba HayalKahvem,

    Sanıyorum bizim jenerasyon bu şekilde yetiştirildi. Minik de olsa birşey götürülür illa. :) Benim biriktirdiğim şeyler de her ülkeden magnet ve (şimdilik 3 tane henüz) minik çanlar. Daha fazla şey vardı (biblolar, mumluklar vs vs vs) ama bir bunaltı anında hepsini dağıttım. Oh çok da rahatladım cidden. :) Böyleyken böyle...

    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  2. Selam Momentos,
    Nesne müptelası olmak iyi bir şey değil elbet:)
    Bir yandan da hayatı kolaylaştırıcı şeyler gibi geliyor bana. Fazla takıntı yapmadan biriktirilen objeler karşınızdakine kolaylık sağlıyor gerçekten. Şimdi ben size gelirken ne alacağımı biliyorum misal.. Mumluk alacağım... Ve güzel kokulu mumlar:) Eh, bir kahve yaparsınız içeriz artık. Sonra sizin öykülerden bahsederiz. Ben mahsende kaldım Momentos.. Halen mahsendeyim:)) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Ah hayır, n' olur mumluk mum vs olmasınnnn :) minik bir çan yeter vallahi de billahi de. (nerden bulursunuz bilmem artıkın) Kahvenin tüm çeşitleri ve yanında acıbadem kurabiyesi, likörü, çukulatası vs emrinize amade olurlar efenim :) Ben şimdi içinde mahzen geçen bir öykü mü yazayım yoksa yepisyeni bir gerilim mi? hıımm neyse mahzenli yazalım o zaman ki sevgili HayalKahvemi kurtaralım ordan :)))

    YanıtlaSil
  4. Misiz Vildan Abla,
    sayfanda kendimi görmek büyük mutluluk. (Arada butluluk da dediğim oluyor bunun için. Malum yemek yemek büyük mutluluk, neyse...)
    Plakaların güzelmiş ama sen yine de rozetleri bul bir an önce. Meraktayım.
    Beklerim buralara. Gelirken Doraemonumu da isterim ha ona göre. :-p
    Laf aramızda Misiz Vildan Abla, bugün de çanta şeklinde bir adet Doraemon bulmuş bulunuyorum. Mesudum. Kısa süre içerisinde büyüyen koleksiyonum sebebiyle, eli boş da gel abla allasen. Nolcek? :-D

    YanıtlaSil
  5. Owww, momentos neler yazmışsınız siz?? Acıbadem kurabiyesine biterim:)) Of! şimdi canım istedi iyi mi? Acaba hemen size mi ışınlanayım:)
    Mahzenli bir film bulmalıyım... Kesin... Ne fena huylarım var benim.. Of gene kendimle kavga edeceğim:)

    YanıtlaSil
  6. Sevgili NinJa,
    Mutluluk nedir? Ninja kardeşi Hayal Kahvem'e misafir etmektir..Ne olur bırak o mutluluk bana ait olsun:)

    TuĞba, yok hiç bir yerde rozetler ya... Of, ne fena... Bulamıyorum. Ev ahalisine tek tek sordum.Siz mi verdiniz birilerine diye.. Yok, masumlar.Bilmiyorlar. Bulursam merak etme masaya dizim dizim dizip fotoğraf çekeceğim:)

    Ben çikolatalı+portakal parçacıklı pudingte kaldım tuĞba... aklım onda.. çok kıskandım valla:))Canımsın

    YanıtlaSil