16 Ocak 2010 Cumartesi

Kireçburnu'nu Eve Getirme Sanatı

Bu hafta Sabancı Müzesi'ne gidince, Kireçburnu'na doğru yola devam ettim. Dedim ki, buraya kadar gelmişken bir balık ekmek yiyeyim. Madem içinden deniz geçen şehirdeydim. Dünyanın en güzel şehri İstanbul' dayım. Karşımda masmavi deniz... Hele benim gibi denizden babanız çıksa yiyen biriyseniz... Balık Norveç'ten gelmiş demezsiniz, Norveç uskumrusuyla yapılan balık ekmeğe bile delirirsiniz. Hayal Kahvem'e böyle yemek konulu yazılar pek yazmak istemiyorum aslında. Okuyanın canı ister ama bunu mutlaka paylaşmak istedim. İnanın elimin yağıyla geldim. Fotoğrafını da çektim. İşte bakın...

Bu akşam evde balık ekmek yaptım. O kadar kolay ve ucuz bir yemek ki anlatamam. Norveç uskumrusu diyerek, tanesi 2 liradan balıkçıdan aldım. Kılçıklarını temizlemesi için balıkçıya rica ettim. Eve gelince, ocak üstü yağsız tavada ızgara yapınca, hemen ekmek arası yendi. Tabi bol kuru soğan ve küçük dilimlenmiş domates, kırmızı biberle harman edilecek. Ekmek arası balığın üzerine eklenecek. Şahane oluyor. Hem ucuz, hem pişirmesi kolay. Hem de inanılmaz bir lezzet! Zaten biliyor ve yapıyorduysanız, ne güzel? Ama tecrübe etmeyenler mutlaka hemen denemeliler. Çok keyifli oluyor gerçekten! İlla Kireçburnu'nda mı yiyeceğiz yani, öyle değil mi? Kireçburnu'nu eve getirmek marifet.

5 yorum:

  1. Afiyet olsun, paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten yemekle ilgili yazılarınız ağzımızı sulandırıyor ki söz konusu balık. Ben de çok severim balığı. Akvaryumundakini de ekmek arasındakini de fırındakini de...Tamam, bu kadar yeterli sanırım:) Afiyet olsun...

    YanıtlaSil
  3. ohh.. iyi yapmışsın valla. 78li yıllarda öğrenciyken karaköy kayıklarından ekmek arası palamut alır yerdik soğanlı soğanlı.
    Yada eminönünde yerdik.. ne keyif alırdık ama :) Otobüsle eve dönerken düşünmezdik hiç soğan kokusunun milleti rahatsız edebileceğini.
    En komiği de; arkadaşımızın beyaz mersedesine doluşup bebek parkındaki seyyar arabalı kofteciye gider. Ekmek arası tükürük köftesi yerdik. Köfteleri sayardık 8 yerine 7 köfte çıkarsa gidip hakkımızı arardık. Sonra yine mersedese doluşup okula geri dönerdik. Çok lezzetli idi.. Doyamazdık.
    Aama hayatımdaki en lezzetli köfteyi okulumuzun karşısında yedim. O kadar lezzetli idi ki.. öğle tatilinde yedikten sonra yarın olsa da yine yesem derdim. Çok kötü biryerde idi. Şehir otobüsleri orada durur, harekete geçtikleri zaman bütün egsoz gazları dükkana dolardı. Hep garibanlar gelirdi oraya ucuz diye. Bir de ben ve arkadaşlarım. Biz gariban değildik ama köftenin lezzetine çarpılmıştık.
    Bir gün anneme dedim ki..
    -seni cok güzel bir yere götüreceğim. köfteleri harika.
    Annem hazırlandı götüreceğim o güzel yere göre.
    İçinde sevdiğin olan her yer güzel değilmidir?
    Üstelik köftelerde şahane.
    Burası dedim anneme. Başımızı egerek ben önde annem arkada iki basamak yerden aşağıdaki yere girdik. Hepi topu 5 masa. Garsonlar ve dükkan sahibinin nasıl elleri ayaklarına dolaştığı dün gibi gözümün önünde. Galiba annemi bir artiste benzetmişlerdi. Ben yine her zamanki gibi istahla yiyor arada anneme göz atıyordum. Yüzünde bir mana vardı ama istahla yemiyordu. Bu arada otobüslerin egsoz dumanları her harekette içeri doluyor..gürültüleri konuşmamızı bastırıyordu. Köfte dumanı da cabası idi ama olsunn köfteler şahane idi.
    Bunun üzerinden çok zaman geçmedi. Ben diyim iki gün siz deyin 5 gün. Gittiğimde dükkanı kapalı buldum. Kapısında bir yazı asılı idi.
    AT ETİ KULLANILDIĞINDAN KAPATILMIŞTIR.
    şOK OLDUM. iNANAMADIM . Artık bu köfteden yiyemiyecektim.. At eti mat eti razıydım..bu kadat lezzetli ise helal olsun o ata.
    Eh..sağlıklı atı kesecek değiller ya.. mutlaka hasta yada yaşlı at yada beygirdir kesilen. Çok üzüldüm bir daha o dükkan açılmadı. Ben de o kadar lezzetlisini başka hiçbir yerde bulamadım :((
    Uzattım ama
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  4. Dilekciğim, yorumlarını hayranlıkla okuyorum.
    Bayılıyorum hatta:)

    YanıtlaSil
  5. Ala ve Ali Zafer Bey, güzel yorumlarınız için teşekkürler!

    YanıtlaSil