30 Ocak 2010 Cumartesi

Lambada Titreyen Alev Üşüyor!..

!..

Son zamanlarda iki programdan vazgeçemiyorum. Birini illa seyrediyorum. Diğerini illa ki dinliyorum. Seyrettiğim hafta sonu hariç her gece saat 19.30'da NTV'deki Mehmet Barlas ve Emre Kongar'ın programı Yorum Farkı, diğeri ise her cumartesi sabahı 11:00 de, yani şu anda dinlemekte olduğum NTV Radyodaki gene Mehmet Barlas ama bu kez Oğuz Haksever'le birlikte hazırlayıp sundukları Makam Farkı. Sana bir şey söyleyeyim mi, şu anda Musa Eroğlu ve Gülay birlikte söylüyorlar ve inan tüylerim diken diken oldu. Öyle etkili. Hem bağlamanın sesi hem de türkünün nağmesi... " Lambada titreyen alev üşüyor... Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban... Mihriban..." Vay canına sayın seyirciler!.. Nasıl damardandır bu türkü öyle değil mi? Acıtır insanın içini... Aynı şeker kırığı gibi... "Tabiblerde ilaç yoktur yarama... Aşk deyince ötesini arama... Her nesnenin bir bitimi var ama... Aşka hudut çizilmiyor Mihriban..." Yeminle şeker kırığının dile batması gibi, türkü insanın yüreğine batıyor... acıtıyor... Ama türküyü dinledikçe dinledikçe... Şeker eriyor... eriyor... Türkünün bitimiyle de acı sona eriyor. Bu türkü insana aynen böyle bir his geçiriyor. Bu sabah Makam Farkı'nda tam bir Türkü şenliği var. Bana mı hazırladılar ne? Bu programı kaçırma ne olur! Radyo pazar sabahı tekrarını veriyor. Şimdi Ruhu Su, Drama Köprüsünü söylüyor. Vay! Müthiş. Gitmeliyim. Benim küçüğü diş kontrolüne götüreceğim. Sonra kardeşle küçük bir sinema kaçamağı planımız var. Kısmetse... "Vay, vay benim halime... Dinlemedim anneciğimi vardım zalimeeeee..." Yok canım, ben söylemiyorum böyle... Candan Erçetin bir Balkan türküsü söylüyor... Ama benim de vay halime yani... Geç kaldım çünkü... Hemen fırlamalıyım... Çıkmalı ve arabamdaki radyodan dinlemeye devam etmeliyim... Haydii... Kaçırma sakın... Kaçırma bu programı olur mu? Müthiş!

2 yorum:

  1. Bu deyiş tam bir şaheser.Hem sözleri hem müzik ya... Bu deyiş tam bir şaheser.Hem sözleri hem müzik yapısı itibarıyla mükemmel bir eserdir.Aslında bu eser Abdürrahim Karakoç un Aşk adlı şiirinin bir bölümüdür.Musa Eroğlu' da bu güzel sözleri aynı güzellikte notaya dökmüştür.Hem sözler hem de beste güzel olunca ortaya böyle bir şaheser çıkmış.Bu esere asıl güzelliğini veren sözlerinin iyi seçilmiş ve tanımlamalar çok farklı yapılarak basit kelimeler kullanılmış olmasıdır.
    Bence bu eserin en güzel yeri sizin de başlığa aldığınız Lambada titreyen alev üşüyor dizesidir ki; seçilen kelimeler ve atfedilen anlam itibarıyla bir harika.Eskilerin sehli mümteni dedikleri bu olsa gerek.O da ne olaki derseniz;sehl-i mümteni, hakkında uzun uzun yazılabilir hatta değişik anlamalar yüklenebilir.Kelime anlamı olarak çok zor olanın kolayı diye söylenebilir.Yani en kısa anlatımı ile;kolay görünmesine rağmen benzerinin yazılması güç olan sözdür.Çok fareklı tanım ve anlatımları vardır.Şiirimizin özellikle anadolu ağzı ile söylenenlerde çokça görülür.Yunus Emre'nin Mevlana'nın Pir Sultan Abdalın şiirlerinde görebiliriz.

    Herneyse ne diyorduk nereye geldik.Son bir şey bu esere türkü demek çok doğru olmasa gerek,Ancak deyiş diyebiliriz.
    Şairin dediği gibi her nesnenin bir bitimi var.Hoşçakalın...

    PASBAN

    YanıtlaSil
  2. Pasban, şahane bir bilgilendirme olmuş yorumunuz, çok teşekkür ederim. Bu türküyü, afedersiniz deyişi yıllardır dinlerdim. İnanın yeni farkettim sözlerinin güzelliğini.Lambada titreyen alev üşüyormuş öyle mi? Hiç aklıma gelmezdi ki! Müthiş!
    Sizin yazınız da öyle.. Müthiş:) Ellerinize, yüreğinize sağlık!

    YanıtlaSil