15 Aralık 2010 Çarşamba

Kendimi Gökyüzünde Kayan Bir Yıldız Sandım


Bu sabah evde yalnızdım. Çok erkendi. Uykum yoktu. Kalktım. Kitaplara bakarken Carl Sagan'ın Kozmos adlı kitabıyla göz göze geldim.Kitabı elime aldım. Koltuğa uzandım. Aslında kitabı daha önce okuduğum için sadece sayfaları arasında dolanacaktım. Kitabı  rastgele araladım. Dokuzuncu bölüm. Konu başlığı- Yıldızların Yaşam Süreleri...  Başlığın altında alıntı cümleler var.  Mark Twain'in Huckleberry Finn'inden "Üstümüzde gök vardı, her yanına yayılmış yıldızlarla. Sırtüstü uzanıp onları seyre dalar ve bunlar yapma mı, yoksa kendiliklerinden mi olma diye fikir yürütürdük." vardı misal.  Ya da Vincent van Gogh'tan "Korkunç bir ihtiyaç duyuyorum... O sözcüğü açıklasam mı?... Din sözcüğünü. İşte o zaman geceleyin yıldızları boyamaya gidiyorum."  Hoşuma gitti. Bu bölümü okumaya  karar verdim. 
Sayfayı çevirdim. İlk cümle şöyle başlıyordu: "Elmalı bir kek yapmak için nelere gereksinme duyarsınız? Bir miktar una, bir kaç elmaya, az şuna, az buna ve fırının ısısına..." Tam bu cümleyi okumayı bitirdiğimde midemin zilleri başlamadı mı çalmaya? Of! Canım fena halde elmalı turta istedi. Hani  elmalı turta yaparsın da evin içi mis gibi tarçın kokusuyla dolar ya... Hey! Bil bakalım ne yaptım?  Fırladım yerimden. Geçtim mutfağa. Dedim ki "Selam, acaba elmalı turta malzemesi var mı dolapta?" Mutfak cevap vermedi tabii. Olsun sanki canlıymış gibi  ben gene  mutfakla muhabbete devam ettim. Yıllardır elmalı turta yaparım. Her seferinde tarife bakarım. Neden biliyor musun? Bildiğim bir yemeği yaparken sanki bilmiyormuşum da ilk kez deniyormuşum gibi heyecanlanmaktan tuhaf bir haz duyarım.
Ben şair sözü dinlerim. Üstelik Turgut Uyar'ı çok severim. Ne der Turgut Uyar: "Halbuki acemilik. Efendimiz acemilik. Bir taş alacaksınız, yontmaya başlayacaksınız. Şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden. Bir başka taş, bir başka daha.. Sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız. Belki başkaları sever tamamlar." Bak şimdi beni ilgilendiren  asıl şu cümleler... Turgut Uyar diyor ki: "Ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz yenidir, tazedir. Başaramamak endişesinin zevkiyle çalışacaksınız." İşte her seferinde yeni deniyormuşum gibi tüm gücümle, aşkımla ve korkumla yani ya başamazsam endişesinin zevkiyle  yemekleri yapıyorum. Elmalı turtayı da öyle.. Allahım acaba becerebilecek miyim? endişesiyle önce baktım malzemelere... Hey, hepsi var evde. Üç elmayı soyup rendeledim. Bir su bardağı şekerle on dakika pişirdim. İçine tarçın ve fındık içi ekledim. Ayrı bir kapta iki buçuk bardak un, bir paket margarin, iki yumurta sarısı, bir su bardağı şeker ve kabartma tozunu karıştırdım. Önce korktum. Hamur olmuyordu bir türlü. Elimle yoğurdukça tam kıvamına geldi. Küçük bir parça ayırdım hamurdan. Hemen tart kabımı yağladım ve kalan hamuru kenarlarını yükselterek kaba yaydım. İçine tarçınlı elmayı tart kabındaki hamurun üzerine döşedim. Ayırdığım diğer hamuru bir tahta üzerinde merdane ile açtım. İnce şeritler keserek elmaların üzerine çaprazlama yapıştırdım. Önceden ısıtılmış 180 derece fırına attım tart kabını. Hey yirmi dakika içinde pişmedi mi? Ev nasıl güzel tarçın koktu anlatamam sana. Denesen keşke. Acemice denesen hem de...  Ne var fena şey değil ki acemi olmak. Hani Turgut  Uyar diyor ya : "Belki de asıl ustalık budur; her zaman acemi olmayı bilmek.  
Bir parça kestim elmalı turtadan. Bir tabağa koydum. Kitabı yeniden elime aldım. Okumaya başladım. "Elmalı kekin içindekiler moleküllerden oluşmuştur, şeker ya da su gibi diyelim. Moleküller de atomlardan meydana gelmiştir, karbon, oksijen, hidrojen vb. gibi."  Bir parça elmalı keki çatalımın ucuna aldım. Okumaya devam ettim. "Bu atomlar nereden geliyor? Hidrojen dışında tümü yıldızlardan imal ediliyorlar." Çatalın ucundaki elmalı turta parçasına baktım. Bu yıldızlardan mı imal edildi yani? diye aklımdan geçirdim. "Bir yıldız, hidrojen atomlarının daha ağır atomlara dönüştürüldüğü kozmik bir mutfaktır." Bir parça elmalı turtayı ağzıma attım. Hımmm! İnan bana kendimi gökyüzünde kayan bir yıldız sandım.

10 yorum:

  1. Efendim dediğim gibi misafirliğe geldim size, öncelikler pırasalı tartın tadına baktım, nefisti, öyle mutlu etti ki beni :)
    Üstüne de elmalı, tarçınlı tart (benim favori tatlımdır) yanında nefis bir demleme çay. Keyfim yerine geldi, hele işlerimin bu çok yoğun olduğu günlerde. Daha ne isterim :))

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. "Selam, acaba elmalı turta malzemesi var mı dolapta?"

    YanıtlaSil
  3. Sabahtan beri canım prasalı börek istiyordu. Bu saat oldu..prasalar dolaptan çıktı yıkandı birazı zeytinyağlı yemek birazı da börek olmak üzere doğrandı. Sıra geldi vildanın bloğuna girip dünkü tarife göre yapmaya...!!!
    O ne????...!!!
    Başka bir tarif var. tarçınlı elmalı falan..
    Arkamda prasalar.. karşımda turta tarifi.
    Ben neyleyim şimdi.
    Canım turtaa..turtaa diyor.
    mutfak prasaaa..prasaa.. diye kokuyor.
    Gel değişelim pişirdiklerimizi vildan.
    Prasaya konan malzemeleri bana katsan bende lezzetli olurdum.
    Gökyüzünde kayan yıldız olmak bana daha hoş geldi.

    YanıtlaSil
  4. Gel beraber yıldız olup gökyüzünde kayalım.Tarçınlı turtayı Amsterdam'da yavrularımıza yedirelim...:))

    YanıtlaSil
  5. @ Hey, Handancım bu ne güzel sürpriz!
    Gel beraber yıldız olalım ve Amsterdam'a hoop diye kayalım:))

    @ Dilekcim, pırasalı turta bitti ne yalan söyleyeyim. Ama elmalı turta ayırdım sana merak etmeyesin:)

    @ Defne, varmıymış elmalı turta malzemesi dolapta acaba:)

    @ Of, Burcu şimdi sizin yorumu okudum ya hemen eve gidip çay demlemek ve elmalı turtamı yemek istedim:))Gi di yo rummm:))

    YanıtlaSil
  6. Vildan ne kadar güzel bir kompozisyon yaratmışsın. Kurgulamayamı özenelim, böreğemi heveslenelim, yaratıcılığınamı hayran kalalım bilemedim önce ama inanki yazım alanındaki yeteneğini daha çok dikkate almak lazım.
    Bu yazıda herşey yerli yerinde ve dengede. Anlayan anlar yani. Tebrikler kardeş.

    YanıtlaSil
  7. Hoşbuldukkkkkk Sevgili Hayal Kahvem,bütün övgülerine teşekkür.Bir insan ancak bu kadar yüreklendirilebilir.....Müzik koyarken küçük evlattan yardım alıyorum özellikle seçim konusunda.ELMALI TURTA, benim bütün ezberlerimi bozdu.Nekadar kışkırtıcı geldi bilemezsin.Sağlık sorunları sebebiyle uzun zamandır şeker ,un ve yağdan uzak durmaya çalışıyordum.Bu nedenden dolayı yağ seçimimi zeytinyağ - sıvıyağ karışımından yana kullandım. Aslından biraz uzaklaşmış olsam da sonuç hakkında garanti verebilirim.Harika güzel oldu.Akşama bir tabağa doldurduğum gibi Nuranlara gece oturmasına gittik ailece.Meğer Nuran da okumuş seni,eksik malzemelerini tamamlamış eli değmemiş o gün kotarmaya.Uzakta bile aynı şeyleri düşünebilen eski dostlar olduğumuzu hatırladık birbirimizin gözünün içine bakarak.....Tam o sırada telefonum çaldı,telefondaki ses Hayal Kahvemdi.....Bloğumu ve yazımı okuduğunu söylüyordu.....İşte böyle duygusal bir gece idi o gece......

    YanıtlaSil
  8. @ dostça, senin yaptığın aşure var ya tadı damağımda.. tekrar yapsana:)

    @ gülçin... ne güzel anlatmışsın.. senin bloğuna aboneyim ben... oyuncak istiyorum oyuncak... gülizar'ın oyuncakları nerde?

    YanıtlaSil
  9. Emrin olur Ablam. Sen iste..buğdaylar akşamdan suya dalsın..malzemeler hizaya gelsin..tabaklar sıraya girsin.
    Var ya.. isteyeceğinden haberim olmadan aynen bende bu amaçla malzeme almıştım. Ama aralarında buğdayla nohutu galiba dükkanda unutmuşum.
    Şİmdi bir sorum olacak. etli kurufasulye pişirmiştim. Onun fasulyelerini etlerinden ayırıp yıkasam..aşureye atsam caizmidir.
    Bir de aşureye sarımsak atılırmı. Yani çeşit ve şifa açısından.
    Yapmadan soriyim dedim.
    Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  10. Dilekcim sen boşver yapma bir daha aşure.. Şimdi bu yorumunu okuyunca aşureye karşı iştahım kaçtı da.... Boşver yapma istersen...

    YanıtlaSil