3 Aralık 2010 Cuma

Lezzetli Bir Aşk Hikayesi

 
Şimdi içimden şahane bir aşk hikayesi anlatmak geldi. Öyle bir hikaye ki, iki aşık yanyana geldiler mi, göze şenlik, dile lezzet, yaşama şevk veren cinsinden.. Harikulade bir ikili.. Bilmiyorum ki, başka iki şey bu denli birbirine yakışabilir mi? Düşünüyorum da eşleri benzerleri yok gibi!

 
Bak şimdi... Oğlan bizim buralardan... İzmit'li... Yağız mı yağız, yiğit mi yiğit bir delikanlı... Yusyuvarlak, tostoparlak bir beden... Yooo, sakın şişman zannetme... Değil, değil... Yakışıklı mı yakışıklı... Sadece tamam, biraz iri kıyım, kallavi... Olsun... Yakışır delikanlıya, öyle değil mi? Ah, nasıl gevrek gevrek güler... Eğer gevrek sıfatını bulmuşlarsa dilbilimciler, inanıyorum ki bizim delikanlıyı görüp karar vermişler... O kadar bizimkine uygun bir sıfat ki bu, o kadar olur yani! Ya o kirli sakalı! Of! Sanki suratına susam serpmişler... Bu kadar mı yakışır sakal delikanlıya? Az sakallıysa az susamlı, çok sakallıysa çok susamlı desen hata olmaz ki, haklısın, de vallahi... Eğer bana sorarsan, yakışanı çok susamlı derim ben! Adı mı ne? Tamam, söyleyeceğim.... Simit! İzmit'in meşhur yakışıklı jönü Simit elbette!


Kız ise Rize'li...Bir Karadeniz dilberi... Bir fizik var kızda, nasıl anlatsam? Hani denir ya 90-60-90 ölçülerinde... Bir etek giydi mi altına kırmızı beyaz çizgilisinden... Bir duruş, bir alım, bir eda... Yanar ona elini süren... İnanılmaz güzelliktedir haspa! Fizik harika tamam... Ya kimya? Esas kızımızın hüneri, Karadeniz usulü demlenmiş olmasıdır, dikkat etmeli... İhmal etme, önce alt kattaki suyu kaynat, kız üst katta dinlenirken... Bir gerilsin, bir serpilsin şöyle buhardan.. Ohh!.. Sonra korkmadan sıcak suyu boca ettimiydin kızımıza, bırak kalsın bir süre demlensin sıcak suda... O kadar güzelleşir! İşte o güzel fiziğe ruh katan, asıl bu kimyadır... Başka hiç bir şeyde olmaz onun lezzeti. Adı ne mi? Çay tabi ki, çay... İnce belli bardakta demli bir çay... Başka ne olacak ki?

İşte bu yazdığım dillere destan Çay ile Simit'in aşk hikayesidir. İkisinin birlikteliği şahane bir lezzet verir. Hele arada yanlarında, ikisinin de en yakın arkadaşı, memletimin gözde akça pakça dilberi Ezine'nin Beyaz Peynir'i varsa... Offf! Bu üçlünün nefasetinden çıldırırsınız valla!..

12 yorum:

  1. sabah tahlil için kan vermeye gideceğim o yüzden kahvaltı yapmadım.bu yazıyı da ağzımdan sular akarak okudum.şimdi ben nerden simit bulacağım.

    YanıtlaSil
  2. kara kitap... eyvah! ne yapalım, tahlilden sonra yersiniz olmaz mı? geçmiş olsun.. önemli bir şey yoktur umarım.

    YanıtlaSil
  3. HK çok keyifli bir yazı olmuş gerçekten :))
    Yeni öykümle de ortak bir yanı var diye bir ipucu vereyim mi size...

    YanıtlaSil
  4. Hımm.. Demek yeni öykü geliyor! Güzeel! Sanırım çaydır ortak yanı.. Bildim mi:))

    Biliyorsunuz Simit İzmit'in yakışıklı jönü:)

    YanıtlaSil
  5. Hayal Kahvem,ne de güzel giriş yapmışsın

    sandımki yakışıklı Ken Parker' ma rakip

    geliyor..


    ŞİMDİ deniz kenerında bir tahta masa,tahta

    sandalyede oturmuş seninle sohbetin belini kırar

    mışız?

    YanıtlaSil
  6. Heyyy... Haydi yapalım CWRM:))

    YanıtlaSil
  7. Nilüfer de söylüyor ben de diyorum "NEDEN OLMASIN?" :))

    YanıtlaSil
  8. çokkkkk şekerrrrrr. vilancım tebrikler, güne gülümseyerek başlıyorum sayende. çok öptüm

    YanıtlaSil
  9. @ Nalan, sağol canım. Nihayet yorum yazmaya başladın demek. Ne güzel:)

    YanıtlaSil
  10. Yine geldim yine okudum,bağımlılık mı oldun nedir,sevgili Hayal Kahvem ;)

    YanıtlaSil
  11. :) Çok tatlı anlatmışsın hikayeyi emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  12. Hava yağmur soğuk cok rüzgar.
    Kediler bu havada sıcak yer sever.
    Ah bu havada karabatak olmak vardı.
    Bu sabah var ya..nasıl simitli kahvaltı istedi canım.
    Oysa"kediler hem sıcak hem ciğer sever.
    ekmeklerin arasında unutulmuş bir adet simit buldum. Nasıl kuru..Kokladım küflenmemiş. Önce bir güzel yıkadım. Okadar kuru ki susamları yerinden kıpırdamadı. çelik iki kulpluya koydum kapağını da kapattım. Altı cok az açık..bıraktım demlenmeye. Sildim aklımdan.
    Dalmışım bu arada internete. Öcek böcek derken firindan yeni çıkma miss gibi taze simitt kokusu ile ayıldım. Serpilip tazelenip çıtırıklanmışmı diyim size. Eh artık ben yarattım demeyip birazını tereyağlı, birazını peynirli çayın yanında..bu kış sabahında...çıtır çıtır yemeyen ne olsun.
    :( azıcık daha olaymış ama :(

    YanıtlaSil