Sokak sanatı bazan öyle güçlü mesaj taşıyor ki, sadece göze hitap etmekle kalmıyor, insanın yüreğini sızlatıyor. Keven Lee'nin yukarıdaki eseri tam anlamıyla böyle değil mi? Dikkat ardı ettiğimiz bir hayatın sessiz çığlığı sanki.
Bu eser, 2008'de UNISEF Çin'in başlattığı "Yoksulluğun Görünmezliği" kapmanyası kapsamında yapılmış. Evsiz çocukların toplum içinde nasıl yok sayıldığını gözler önüne sermiş. Düşünelim mi? Günlük hayatın koşuşturmasında kaç çocuğun yüzüne gerçekten bakıyoruz? Kevin Lee bu gerçeği sanatına taşıyarak, duvarların dili olmaya karar vermiş. Oraya bakıyoruz orada bir çocuk var ama aslında görünmüyor. Çünkü zaten toplum da onları öyle görüyor. Yokmuş gibi.
Çizimin yanına yerleştirdiği "不要忽略我" (Beni görmezden gelme) tabelası ise tam kalbe dokunuyor. Bir duvar bizi uyarıyor. Bak, burada bir çocuk var, diyor. Lee'nin merdivende yankılanan sesi, sadece bir sanatçının işi değil, o çocuklar hayallerinden koparılmasın, sokaklar onları üşütmesin diye hepimizin sorumluluğunu hatırlatan bir çağrı.
"Beni görmezden gelme" cümlesi, bir grafiti yazısı olmaktan çok daha fazlası. İnsan olmanın en temel sorumluluğunu hatırlatan bir manifesto.
Kevin Lee'nin merdivene fısıldadığı yoksulluğu görmek için özel bir yeteneğe gerek var mı sizce? Sadece bakmak yetmiyor, görmek lazım elbette. Çünkü duvar sanatı bazan bize en derin gerçekleri anlatyor. Bizi usulca sallayıp silkeliyor. Yeter ki biz görmeye hazır olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder