24 Temmuz 2024 Çarşamba

Gerçekten... Pişi Cini ve Ben

Kabartma tozu ya da maya  kullanmadan, 
maden suyu ile yapılan bir pişi tarifi okuyunca, 
merak ettim. 
Bu akşam hamuru kolayca hazır ettim. 

İlk parçayı kızgın yağa attım ki o ne? 
Heeey!
Bir Pişi Cini oluşmadı mı birenbire.... 

Durur muyum? 
Hemen kızgın yağdan çıkardım. 
Yooo...
Hapur hupur yemedim.

Aldım karşıma, 
Çıtır çıtır konuşmayı denedim.

Gerçeeekteeen!

21 Temmuz 2024 Pazar

İnce Belli CAM Çay Bardağını İlk Kim Tasarladı?

 


Çayı ince belli bardaktan içmeyi çok severim. Tıpkı Metin Üstündağ usulü...

"ne garip bir sıvıdır bu ateş suyu.. ugh!. ve fakat en güzeli sahilde, denize karşı içileni olsa gerek.. salaş tahta masalarda ve pek tabii hava da az biraz rüzgarlı olacek.. çay da hep sıcak olacek.. l aflayarak, denize ve martılara bakınarak.. ciddi gibi içilecek.. garson rahatsız etmeyecek ama.. hem çayın dostlukları da başka başka.. hem çay bizim ömrümüzün bitkisel ateş suyu.. ama kız belli bardakta olacak.. avucunuzla kavrayacaksınız bardağı.. tabağa koymayacaksınız.. diğer  yuduma kadar.. ama tekrar, kaynamış değil.. ama kokusu da aklını alacak.. bir çay marş'ımız niye yok.. bir çok şeyden daha mühim bu sıvı, oysa.. ımmmh, nefis.. 
"tazeler misiniz usta, benimki demli olsun lütfen.." aynı bardakta çay gibiyiiz"

Acaba ince belli cam bardağın ilk tasarımı kime ait, diye merak ettim. Araştırdım. İnce belli cam çay bardakların üretimini ilk kez kimin ne zaman yaptığı ne yazık ki bilinmiyormuş. Şaştım kaldım. 

1858-1930 yılları arasında yaşayan ressam  Hoca Ali Rıza'nın Semaver adlı tablosunda ilk kez rastlandığı için, bu tarihler arasında kullanılıp yaygınlaştığı tahmin ediliyormuş. 

Cam tasarım konusuna merak sardım. İlk merak ettiğim cam tasarımı, ince belli cam çay bardağı. Ve tasarımcısı belli değil. İlginç! 

Önce Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı adlı romanında ince belli cam bardakla ilgili bir cümle olabilir mi diye aklımdan geçti.

Türkiye Şişe ve cam Fabrikaları A.Ş 1934 yılında kurulmuş.  
Tablodaki cam bardak, çok daha önce  cam üretimi yapan cam atölyelerinden birinde imal edilmiş olmalı.

İnce belinden avuçla sımsıkı kavranabilen, çayın sıcaklığını kolaycacık hissettirebilen, incecik şeffaf üretimiyle demini, rengini hemencecik belli eden şahane bir tasarım değil mi, ince belli cam çay bardak? 

Heyy! Dilerim Seramik ve Cam Sanatları Tasarımı bölümünü kazanırım. Yepisyeni merak  konuları buldum.  Vay babasını... Ne hoş!..  Bahtiyarım☺ 


NOT- Akademisyen Seyhan Güneş'in Türk Çay Kültürleri ve Ürünleri adlı araştrma yazısını okudum. İlgilenenlere tavsiye ederim.


20 Temmuz 2024 Cumartesi

Ben Hayallerimin Olabilme ihtimalini Sevdim:)

 

Bu yıl üniversite sınavına girdim. 

Oysa çoktan üniversiteyi bitirmiştim. İşimi kurmuştum. Pandemi başından beri ofisçe evlerimizden çalışıyorduk. Sonunda evden çalışmamız onaylanmıştı. Ofisi boşaltmıştık. Evden çalışmak, yaşamlarımızı, işlerimizi, müşteri ilişkilerimizi olumlu etkilemişti. Çalışan kadınlar olarak, evden çalışmanın keyfini çıkarıyorduk. 

Ayrıca, İstanbul Üniversitesi - Sosyoloji uzaktan eğitim üçüncü sınıftan terktim.

Eee! Ne aranıyordum di mi? Hayalim, bir yabancı dilin, edebiyat bölümünde okumaktı.  İspanyol Dili ve Edebiyatı, Rus Dili ve Edebiyatı, İtalyan Dili ve Edebiyatı  gibi... Ne şahane olur diye hayaller kurmuştum.

İlk aşamaya, TYT, yani temel yeterlilik testiyle, ertesi gün dil sınavına girdim. Ayıptır söylemesi, kazanma kaygım olmayınca çok eğlendiğimi söyleyebilirim. Sınavların son saniyesine kadar uğraştım. Sonuçlar geldi.

Dil puanım, ancak, İstanbul'da gitmeyi hiç düşünmeyeceğim bazı özel üniversitelerin yüzde elli burslu bölümlerini tutuyor. Şöylee kurucularına, akademisyenlerine baktım. Maddi manevi gereksiz çaba olacaktı.  Dil faslını kapattım.

İlk sınavla sadece iki yıllık ön lisans  bölümler olabiliyor. Neler var diye baktım. Heyooo! Seramik ve Cam Sanatları Tasarımı ilgimi çekti. Puanlarına ve sıralamasına baktım. Şahane. Düşünemediğim bir terslik olmazsa  havada karada tutturabilirim. Yaşasın. Çok sevindim.

Büyükannemden bir Gürcü  sözü öğrenmiştim. Hayatımın sözü diyebilirim:)

Şöyle:

- Sevuğuni alacaksun. (sevdiğini alacaksın)

Devamı şöyle... 

-Sevduğuni alamaduysan, alduğuni seveceksun:) (sevdiğini alamadıysan aldığını seveceksin)

Dil'den kazanamamıştım. Fakat Seramik ve Cam Sanatları Tasarımı olabilirdi. Bu bölümün olabilme ihtimalini düşündüm.  Üstelik bu evrensel bir dil değil miydi?  Sanat dili:)  Heyyoo! İşte buna bayıldım.

Önce seramik ve camın tarihi ile ilgili bir kaç video seyrettim. 

Sonraa... Evdeki cam ve seramikleri karşıma alıp seyrettim. 

Ben hayallerimin olabilme ihtimalini sevdim☺

 


Not: Başlık, Yılmaz Erdoğan'ın " Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum." dizesinden uydurma:)

10 Temmuz 2024 Çarşamba

Çizgi Roman Sevengillerden misiniz?

 

Özge Samancı'yı kısa bir süre önce keşfettim. Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünde okumuş. Ve İstanbul Bilgi  Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünde yüksek lisansını tamamlamış.

1980 askeri darbesinden sonra memleketimizdeki değişen politik iklim ve boğucu  eğitim sisteminin içinde büyüyen bir kızın hayatını anlatan  Bırak Üzülsünler adlı otobiyogrofik çizgi romanı  satın alıp okumuştum.

Bugün Evil Eyes Sea adlı Ingilizce çizgi romanı elime geldi. Üstelik  imzalı:) 

Bahtiyarım.


"Seyreyledim Eşgali Hayatı... Ben Havzı Hayalin Sularında"




Kahve molasında, Enis Batur'un Oktay Rifat'a Doğru adlı kitabını okuyordum ki, 102. sayfada  Melih Cevdet'in 12 Mart 1934 tarihinde Sesimiz Dergisi'nde yayımlanan Ahmet Haşim başlıklı bir yazısına denk geldim. 

"Bütün şiirlerini ayrı bir zevkle okuduğum Haşim için bir yazı yazmak, ne tatlı, fakat ne güç..." diye başlamış. 

1933 yılında vefat ettiğine göre,  demek ki Ahmet Haşim'in ölümünden sonra dergiye yazmış. 

"Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Akşam ufukda beldeler eylerken iştial

Akşam yine, akşam yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam

Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakda"

Melih Cevdet, "Bu acayip parıltılı müthiş tablolar arzın neresinde mevcuttur. Bunları, Haşim'in düşünen ve bulan "çetin başı" yarattı." diyor.

Çok haklı. Ahmet Haşim'in hayal dünyası öyle güçlü ki, onun şiirlerini okudukca,  tabiat kesinlikle çok daha güzelleşiyor.  

Başka bir paragrafta, " Onun şiirlerini (Mâna) ya vurarak  anlamaya çalıştıkça Haşimden uzaklaşıyoruz demektir. Çünkü bunlar anlaşılmak için değil, duyulmak için yazılmış birer musikidir. Ben Ahmet Haşim'i anlamadan severim." diyor.

Yazının tamamı o kadar hoş ki. 

Bir şairin başka bir şair için sarf ettiği içtenlik dolu güzel sözler ve özenle dokuduğu cümleler, yüreğime iyi geliyor. 

Melih Cevdet, "Şairlerin en garibi öldü..." diye yazıyı bitirmiş.

İki şairin de ruhuna rahmet diliyorum. Enis Batur'a bu yazıları kitaplaştırdığı için minnet duyuyorum. 

Kendimi  iyi hissediyorum. Kahve molam bitti. İşe dönüyorum.


Not- Başlık, Ahmet Haşim'in iki dizesi. Anlamak için değil, duyulmak için yazılmış birer musiki diil mi sahiden? 

7 Temmuz 2024 Pazar

Kendimi Eylediğim Zamanlar

 


Seyrettim. 





Özlemişim. 

Çubuklu Silolar'da kahvaltı yapıp sergileri gezdim.


Anadolu Kavağı'na  ve Fatih'teki Bulgur Palas'a gittim.

Hem okuyorum hemi de  boyuyorum:)


Aaa! Hiç gitarlele ya da ukuleleyi elime almadım. 
Çok fena. 
Derhal başlamalıyım☺

26 Haziran 2024 Çarşamba

"Bu Hayatta Bizi Böyle Yakamızdan Tutacaksa / Hadi Böyle Yaşa Derken Kalbimize Sormuş mu?"


Teoman'ın yeni çıkan son kitabını  hemen okurum. 

Niye mi?

Şarkılarını ezbere bilirim.

Kafa tefrikalarında yazdıklarını takip ederim.

Storytel'de  Fasa Fiso'sunu  çooktan dinledim.

Youtube'da denk geldiğim tüm  muhabbetlerini seyrederim.

İyi bir adam olduğunu düşünürüm.

Topyekün severim.

https://www.youtube.com/results?search_query=teoman 




25 Haziran 2024 Salı

Aşkın Bahardı...

Aşkın bahardı ümitler vardı
Sen gittin diye gönlüm karardı

Ah geçti o günler
Unutuldu yeminler
Bir kırık kalp kaldı
Aşkın bahardı ümitler vardı
Sen gittin diye gönlüm karardı

Neden terk ettin bırakıp gittin
Ümitsiz kaldım gönlüm karardı

Şarkının sözleri ne kadar duygusal ve hüzünlü  di mi? 

Mutlu başlangıç, ayrılık, umutların yıkılması, kalp kırıklığı...  

Melankolik sözleri coşkulu  müzikle dinlemek, şarkının hem duygusal hem eğlenceli atmosfer yaratmasına olanak tanıyor.  

Her şeyin geçiciliğini anımsatıyor.  

Aşkın bahardı... Ümitler vardı. Gittin. Bir kırık kalp kaldı. 

Olsun...  Napalım? 

Şarkının ritmi "bu da geçer", tadı bırakıyor. 

Ve iki şahane   kadın, Türkçe şarkı söylüyor. 

https://www.youtube.com/watch?v=MoyR8omSULE



24 Haziran 2024 Pazartesi

Kitap Kapaklarını Hep Sevdim. Bu Kez Sait Maden'in Çizdiği Kitap kapaklarını Sergileyeyim İstedim.

 

1931- 1913 yılları arasında yaşayan Sait Maden hakkında hazırlanmış "Şık Derviş" adlı belgeseli seyrettim. Kendini şöyle tanıtıyor: "Benim değişik alanlarda etkinliklerim var. Öncelikle ressamım, arkasından grafikçiyim, fotoğrafçıyım, şairim, çevirmenim." 

Çok okuyan, çok çalışan,  çalıştığı alanlara damgasını vuran, memlekete, insanlığa etkileyici katkılar yapan  Sait Maden'i sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. Belgeseli hazırlayan Miraç Güldoğan'a çok teşekkür ediyorum. 




Abarttıkça Abartmak... Ve Boyadıkça Neşelenmek:)

 


 "Koruyun beni benden başkalarının gözleri

Koruyun beni aklımın derinliklerinden

Koruyun beni hayallerimin, düşlerimin yettiği yerden

Geri çağırın beni başkalarının arasına. Kalabalıkta kaynayıp gideyim,

korunup saklanayım kendi kalabalıklığımın cehenneminden.

Sonsuza kadar yum gözlerini alnımın ortasındaki nazar

Yüreğim dile getirmesin senin gördüklerini!

Başkalarının gözleriyle yetineyim.

Ben dahi kendime yabancı gibi yaşayıp öleyim."


 Murathan Mungan / Geyikler Lanetler oyunundan 




Yeni başladım ya "jel tabaka"da boyama işine... 

Her fırsatta yapmak istiyorum.

Çok hoşuma gidiyor.

Galiba,

Abartıyorum.😅

Vee.... 

Ortaya çıkanlar sevindiriyor beni.

Neşeleniyorum.😆