Bazan hiçbir şey yapmaz, sessizce otururduk.
Bazan Zaman'ı bütünüyle unutur, "şimdi"nin içine yumuşacık bir yatağa yatar gibi yayılırdım.
Bazan orada olduğumu unutur, sanki baş başaymışız gibi kendimden geçer, Füsun'a bütün aşkımı göstererek, uzun uzun, aşkla bakardım.
Bazan ona "Seni seviyorum!" demek için dayanılmaz bir istek duyar, ama yalnızca çakmağımla sigarasını yakabilirdim.
Bazan "Resmine bakalım mı Füsun?" derdim ben ve bazan bakardık ve o zaman Füsun'la yaptığı resme bakarken, her zaman mutlu olduğumu anlardım.
Bazan Füsun öyle güzel esnerdi ki, bütün dünyayı unuttuğunu ve kendi ruhunun derinliklerinden daha huzurlu bir hayatı, tıpkı sıcak yaz günü soğuk bir kuyudan kovayla su çeker gibi çektiğini düşünürdüm.
NOT : Orhan Pamuk'un - Masumiyet Müzesi romanının bazanla başlayan bazı cümleleriyle Jim Jarmusch'un - Stranger Than Paradise adlı filminin bazı karelerini eşleştirdim. (16Nisan 2012'deki paylaşımı aldım getirdim, tekrar paylaştım.)