16 Mayıs 2020 Cumartesi

Ve Kitap Ve Kapak Ve Bulmak


Bu kitap kapağı ilk görüşte ilgimi çekti. Öncelikle aklıma Yusuf peygamberin kıssası geldi.  Kuyuya dalar gibi kitabın kapağına dalıp gitmişim.  "Roman" denmiş, okla "Bulmak" kelimesi işaretlenmiş. Oku görünce Yusuf'tan koptum. Acaba nerede okumuştum? "Yolculukları anlatan kitaplar vardır. Bir de insanlara yolculuk yaptıran kitaplar vardır." derler ya hani. Dedim ki, bu kitapla bir şey bulacağım ama neyi?

Yazarı Onur Orhan. Hiç duymadım. Elbette gugılladım. Kitabı bıraktım, Onur Orhan'ın youtube'daki videolarını izleyip dinlemeye başladım. Resmen hazine buldum iyi mi? Yeminle bir çuval mücevher bulsam bu denli sevinmezdim. Onur Orhan en sevdiğim akademisyenlerle ve memleketimin tanımadığım harika insanlarıyla muhabbet etmiş. Ama nasıl şahane, nasıl yürek parlatan muhabbetler anlatamam.  Resmen insan ruhuna yolculuk yaptıran cinsten.  Çıktım bakalım ruhumun yollarına... Niyetim "Bulmak"... Rastgele bana:)






















9 Mayıs 2020 Cumartesi

Ve Kitap Ve Lacivert Ve Merak


Çok acayip huyum var. Mesela kargoyla kitap geliyor tamam mı?  Kargo paketini açıyorum. İçinden çıkan kitaplara hayretle bakıyorum. "Hey! Ben mi sipariş ettim bu kitapları?" diyorum. Çok şükür, unutmamın nedenini biliyorum.  Nedenini bilmesem doktora gitmem icap ederdi diye düşünüyorum:)

Öncelikle İlla bu kitabı bir yerde okumuşumdur. Merak edip sanal kitapçılardan birinin sepetine atmışımdır. Aradan aylar geçmiştir. Gel zaman git zaman kitaplar sepette birikince, sipariş verip, adresime göndermelerini istemişimdir.

İşte böyle biriktirdiğim siparişlerimi unutabiliyorum. Misal yukarıda fotoğrafını gördüğünüz kitabı  hiç mi hiç hatırlamıyorum. Acaba adına mı tav oldum. Lacivert Taşından Tabletler. İyi ki almışım. Hoş değil mi? Bayıldım.

Yazar, niye kitabına  lacivert taşından tabletler, demiş  acaba?   Bu bir deneme kitabı olduğuna göre, her başlığını bir tablet olarak  tahayyül etmiş olabilir belki... Peki niye lacivert? Ayrıca lacivert tabletler diyebilirdi. Dememiş. Lacivert taşından tabletler demiş. Merakımı kışkırttı. Kullandığımız elektronik tabletlerden mi söz ediyor acaba? Heyy! Du bi... Kitabın kapağında  tarihi bir tablet var. Çiviyazılı tabletlerden minicik bir parça...  Allahım feci merak ettim, nedir caba?

Üstelik 2016 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülünü kazanmış. Hay canına sayın seyirciler!  Yazarın adı Armağan Ekici.  Yeminle ömrümde duymadım. Fotoğrafını merak ettim. Gulılladım. Buldum. Temiz yüzlü. Bence iyi yürekli biri. Kitabın kapağı gibi yazarın simasını da sevdim.

Hele deneme kitabıysa... Aaa! Dayanamam ki... Hemen şimdi okumaya girişirim:)



7 Mayıs 2020 Perşembe

Hayreti Mucib!



Bu sabah MadiaCat'te Dilan Bozyel'in Atilla Atalay'la yaptığı "Her şey mizah malzemesidir" başlıklı röportajını görünce durdum. Bir süre fotoğrafa baktım.  Elimdeki işi bıraktım. Okumaya başladım.

Bilenler bilir, Atilla Atalay'ın kitaplarının en arkasında gizlediği içli ve hisli öykülerini çok ama çoook severim. Kaç kere okusam her defasında feci etkilenirim. Bazı cümlelerini ezbere bilirim. Son kitabı Yavaş Tren'in yolunu da hevesle beklemiştim. Kitap çıkar çıkmaz satın almıştım. Heyecanla, kitabın en arkasındaki öykülerinden birini okumaya başlamıştım. 

Anlatsam, çok saçma hatta komik ötesi diyeceğiniz bir nedenden, öykü tuhaf bir şekilde yaraladı beni.  Öyle ki, kitabı  hemen elimden bıraktım. Bir daha kapağını açmadım. 

Bu akşam  Atilla Atalay'ın kitaplarını oldukları yerden bir adım öne çıkardım. Eksik kitapları var. Biliyorum. Mesela Ebekulak  ofiste. Yavaş Tren peki? Bilmiyorum ki... Kim bilir nerelerde bıraktım.  Kitaplığımda dizim dizim duran Atilla Atalay'ın kitaplarının arka sayfalarındaki  hisli ve içli  öykülerini, kırgınlığımı kısa süreyle unutturacak diye heves edip okumaya girişmedim.  Kitapları parmak uçlarımla  ittim. Usulca gerisin geri yerleştirdim. 

Okur öyküye küsmüş öykünün haberi olmamış. O hesap işte. Ne yapabilirim? Elimde değil ki. Neticede bu da bi insanlık hali.

O değil de, bencileyin okurluk hakikaten ne acayip hal, abicim!  Sizlerin başına da geliyor mu böyle haller arkadaşlar, lütfen söyleyin.  Delisin, diyeceğinizi biliyorum. Yine de, evet, Yavaş Tren'deki bir öyküye resmen  küstüğümü itiraf ediyorum. Biliyorum, bunları yazmakla tuhaflımı tescilliyorum. Yeminle,  ben de kendime hayret ediyorum.

Kırılmak, öfkelenmek ne kötü şey! Keskin sirkenin küpüne zarar, derler ya haybeye değil. Bakınız, Yavaş Tren 2016 yılında yayımlanmış. Dört senedir  Atilla Atalay'ın öykülerini hiiiç  okumamışım iyi mi? Ne feci! Ah! Büyükannem  böyle vaziyetlerimde, kaşlarını devirip, hayreti mucib, derdi. Haklıymış. Vaziyetim tamıtamına bir hayreti mucib hali.

Bayrama kadar öyküyle barışmanın bir yolunu bulmalıyım. 
Du bi.  Şiddetsiz İletişim derslerimi, kitaplara da uygulamayı  deneyeyim bari:D


3 Mayıs 2020 Pazar

Korona Günlerinde "Memleketimden İnsan Manzaraları"

Korona virüs gezegenimizi sardığından bu yana Pınar Öğünç  bir yazı dizisine başladı. Canları pahasına çalışmakta olan insanlarla konuşuyor.  Korona günlerinde evlerimizde rahat yaşıyor ve çalışıyorken, farkına varmadığımız, ıskaladığımız, düşünmek istemediğimiz, düşük gelirli, güvencesiz, acı çeken, öfkeli, çaresiz insanlara, bu insanlara yapılan kabalıklara, tahammülsüzlüklere, şımarıklıklara, hoyratlıklara, sorgulamalara, insafsızlıklara, merhametsizliklere dikkat çekerken, son tahlilde unutmaya başladığımız insani değerleri hatırlatıyor. Üstelik kendisi yorum yapmıyor. Sadece meramını anlatanı can kulağıyla dinliyor, samimiyetle  yazıya döküyor.
Etkileyici bir yazı dizisi. Okumanızı çok isterim. Aşağıda Murat Başol'un şahane çizimlerinin altına, ilgili yazının  linkini tek tek ekledim.  İstediğinizden başlayabilirsiniz. Memleketimizden insan manzaraları...
Neden bu yazı dizisine başladık diye soruyor Pınar Öğünç.  Cevabını gene kendisi veriyor. "Çünkü birbirimizin sesini, derdini duymaya, diğerlerinin dermanında kendimizinkini aramaya ihtiyaç var."
LINK Hemşire
LINK Kargo Çalışanı
LINK Postacı
LINK Depo Çalışanı
LINK  Banka Çalışanı
LINK - Kameraman

LINK Kafe Çalışanı
LINK  Güvenlik Görevlisi
LINK Set Çalışanı
LINK  Eczacı
LINK İşçi
LINK Öğretmen
LINK Kapalıçarşı Çalışanı
LINK Maden İşçisi

LINK İnşaat İşçisi
LINK  Şantiye Çalışanı
 LINK Yazılımcı

LINK Kağıt Toplayıcısı

LINK Sahne Tasarımcısı

LINK Psikolog

LINK Berber


LINK Market Kasa Görevlisi
LINK İşçi

NOT- Başlık/ Nazım Hikmet Ran