Hayal Kahvem
28 Eylül 2025 Pazar
27 Eylül 2025 Cumartesi
Yabancı Dil Nasıl Öğrenilir?
Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’a,
- Yabancı dil öğrenmek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? diye soruldu. Onun cevabı klişe önerilerin çok ötesindeydi.
Öncelikle dil öğrenmek için tavsiyeye gerek olmadığını, asıl meselenin o dili hayatın bir parçası haline getirmek olduğunu söyledi. Bildiğimiz birkaç temel öneriyi sıraladıktan sonra ise öyle bir cümle kurdu ki, bence dinleyenlerin aklına mıh gibi çakılmıştır.
- Hem Fatmagül’ü Kim Öldürdü izleyip, yani halam gibi yaşayıp, hem Pelin Batu gibi İngilizce konuşamazsın.
İşte bu kadar:)
25 Eylül 2025 Perşembe
Saatli Maarif Takvimi ve Kitap ve Saadet :)
"İyi bir kitap okuyup da ondan, saadetimize yol açan fayda ve güzellik duygusu kazanmamak mümkün değildir. Yalnız bu kazancı hasisin serveti gibi kendimize saklamakla değil, etrafa saçmakla hayatımızı değerlendirebiliriz."
O nedenle, son okuduğum kitaptan kazandığım, saadetime yol açan fayda ve güzellik duygumu hasisin serveti gibi kendime saklamak istemeyip, etrafa saçmak istedim.:))
İşte buyrunuz...
Son günlerde okuduğum İspanyol kadın yazar Beatriz Serrano'nun romanı Hoşnutsuz, otuzlarının başındaki kadın kahramanı Marisa'nın gözünden günümüz iş dünyasını, iş arkadaşlarını, modern hayatın bitmeyen koşuşturmasını, ilişkilerdeki kırılgan dengeleri kara mizah tadında anlatıyor. Bazı sayfalarında kahkaha atarak güldüm:) Çok az kaldı. Sonunu çok merak ediyorum. Hararetle tavsiye ederim:)
NOT- Aynı romanın farklı dillerde yayımlanan kitap kapaklarına bayıldım. Kendime saklamadım. İşte sizinle paylaştım. Arz ederim😆
23 Eylül 2025 Salı
2025 İstabul Bienali İçin Kendime Yürüyüş Rotası Hazırladım...
İstanbul Bienali “Üç Ayaklı Kedi” başladı... İşimden başımı kaldırıp henüz gidemedim. 11 Kasım'a kadar süreceği için, çıkan haberlere şimdiye kadar göz ucuyla bakıyordum. Bugün vaktim vardı. Daha derinden ilgilenmeye niyetlendim. İstanbul’un farklı köşelerinde, katılan 47 sanatçının işlerini görmek, canım İstanbul sokakları ve tarihi mekanlarıyla, sanatın iç içe geçtiğine tanık olmak harika bir deneyim olmaz mı?Üstelik tüm mekanlar ücretsiz. Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00 arasında görülebiliyormuş.
2- Zihni Han- Galata Rum Okulu’dan Tophane yönüne doğru birkaç dakikalık keyifli bir yürüyüşle Zihni Han’a giderim.
3- Meclis-i Mebusan Caddesi 35 — Zihni Han’dan Meclis-i Mebusan yönüne doğru devam edersem cadde üzerinde No.35’in zemin katı bienal için yeniden işlevlendirilmiş.
4- Muradiye Han ve karşısındaki Galeri 77 - Meclis-i Mebusan çevresinde Muradiye Han’ı görüp hemen karşısındaki Galeri 77’ye geçebilirim.
5- Külah Fabrikası — Karaköy’ün ara sokaklarından birinde, bir zamanlar dondurma külahı üreten iki katlı bir bina varmış. Çok heyecanlı... Görebilsem havalara uçarım.
6- Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi — Burada soluklanabilirim.
Elhamra Han — Sonra İstiklal Caddesi üzerindeki Elhamra Han’a doğru yürüyerek turu bitirebilirim.
Mekanlar hakkında bilgi edinmek mümkün... https://bienal.iksv.org/tr/18-istanbul-bienali/mekanlar
NOT: Şu kelimeleri tekrar hatırlayayım istedim....
Bienal: İki yılda bir yapılan büyük sanat etkinliği,
Trienal: Üç yılda bir yapılan sanat etkinliği iken,
Festival ise her yıl da olabilir, farklı alanlarda (müzik, film, edebiyat vb.) düzenlenir, daha şenlik havasında... 🎉
22 Eylül 2025 Pazartesi
Yalanım Yok. Hayalim Çook:)
21 Eylül 2025 Pazar
20 Eylül 2025 Cumartesi
"Geçip Giden Zamanları Bir Yerlerde Bulsam"
Amcam, babam ve halam altı ay arayla vefat ettiler. Yok yeni değil. Bir kaç yıl oluyor.
Üçünün de eşleri ölmüştü. Aynı evde oturmayı istemediler. Yıllarca tek başlarına yaşamayı seçtiler.
Üçünü de çok seviyordum. Üçüyle de irtibatım muhteşemdi.
Arardım. Giderdim. Coşkuyla muhabbet ederdim. Sarılırdım. Öperdim. Hediyeler alırdım. Şımartırdım. Pofpoflardım. Onları önemserdim. Önemsediğimi göstermek için ne gerekirse yapardım.
Birine gittiğimde diğer iksini de mutlaka telefonla arardım. Dörtlü konferans görüşmesi yapardık. Birbirleriyle konuşmalarını izlemeye bayılırdım.
Babamla haftada bir gün balıkçı ritüelimiz vardı. Babamın evine yakın salaş balıkçıya giderdik. Somon ve salata yemeyi severdi. Ödemeyi ben yapacağım diye çok pahalı olmasın niyetiyle somonu bölüşmemizi isterdi. İtiraz etmezdim. Hatta hoşuma giderdi.
Hep aynı balıkçıya gittiğimiz için, garson bizi görünce:
- Aynısı mı Ali Amca? diye sorardı. Babam bıyıklarını titretek güler:
- Aynısı olsun Osmancım, derdi.
Bazan üçünü birlikte yemeğe götürürdüm. Ya da orman banyosu yapacağız diye güldürerek en yakın ormana giderdik. Onların ritminde yürür, banklarda dinlenirdik.
Bazan susar bazan muhabbet ederdik.
Bazan birlikte şarkı söylerdik.
Bazan afacanlığım tutar, geçmişteki küskünlüklerini hatırlatırdım.
Amcam:
- Kardeşler arasında olur öyle şöyler. Unutma, et tırnaktan ayrılmaz yavrum, derdi.
Onlar da beni severlerdi. Sevildiğimi hissettirirlerdi.
- Araba kullanırken dikkatli ol, derdi babam mesela. Herkesle iyi geçin yavrum, diye eklerdi.
- Sen şarkı söylediğin zaman seviniyorum. Mutlu olduğunu düşünüyorum, derdi.
- Ne ince giyinmişsin, bi hırka alsaydın ya üstüne, derdi halam.
- Kızım, dün gece seni rüyamda gördüm. İyi misin, diye sorardı amcam.
Beni çok seven üç kişi yok şimdi .
Onların ölümlerinden daha fazla, beni böyle seven üç kişinin artık hayatta olmamasına üzülüyor olmam kötü bir şey mi?
Çizim / Doç. Dr. Şenol Bezci - Başlık/ Mirkelam
19 Eylül 2025 Cuma
Dakka Bir Gol Bir
Öğle saatleriydi, şehir trafiği yoğun ve ağır ilerliyordu. Arabamla yavaş yavaş yol alırken tramvay geçidinin bulunduğu dört yol ağzına geldim. Tam o sırada sağdan ve soldan araçlar hızla ana yola fırladı. Önümdeki araç aniden durunca ben de fren yaptım. Arkamdaki araç duramayarak bana çarptı.
Yola fırlayan iki araç ile önümdeki araç bizimle ilgilenmeden yollarına devam etti. Ben arabamı kenara çektim, arkamdaki araç da arkamdan yanaştı. Arabadan indim. Bana çarpan aracın kapısı açıldı, bir adam çıktı,
- Neden aniden duruyorsun!!! Neden ani fren yapıyorsun!!! diye bağırmaya başladı.
İlginç bir süreçteydim. Dün gece, ne olursa olsun öfkelenmeyeceğim, diye kendi kendime söz vermiştim. Bir nevi öfke orucu... Süre: 7 gün😅 Henüz birinci günümdeydim.... Dakka bir gol bir denmez de ne denir, di mi?
- Abicim gördüğün gibi ani fırlayan araçlar sebebiyle önümdeki araç durdu. Ben mesafeyi koruduğum için çarpmadan durabildim.
Sen ise trafikte takip mesafesine uymamışsın.Dibimden arabanı sürmüşsün. Duramamış bana çarpmışsın. Bi de bıdı bıdı konuşuyorsun. Hem suçlusun hem güçlüsün, diyebilirdim.
Demedim.
Sakince bi benim arabama bi onunkine baktım. Hasar yoktu.
Tamam öfkelenmeyecektim ama bari bi kamu spotu geçmeliydim. Gözlerinin içine baktım, ezberimdeki şu cümleleri takır takır söyledim. Dedim ki:
- Türk Trafik Kanunu'na göre, sürücüler, hız ve yol koşullarına göre öndeki araçla çarpışmayı önleyecek yeterli mesafeyi korumak zorundadır. Madde 56/1-c.
Bu yükümlülüğe aykırı hareket eden sürücülere, 2025 yılı itibarıyla 993 TL idari para cezası uygulanmaktadır.
Ayrıca, bu ihlal 20 ceza puanı ile cezalandırılır. Ceza puanları, sürücünün ehliyetine işlenir ve bir yıl süreyle geçerlidir.
Bir sürücü, bir yıl içinde 100 ceza puanını doldurursa, ehliyetine geçici olarak el konulabilir.
Bu yaptırımlar, sürücünün trafik güvenliğini tehlikeye atmasını önlemeyi amaçlamaktadır.
Ayrıca sigorta acentesiyim. Eğer aracımda hasar olsaydı, tüm bu nedenler yüzünden yüzde yüz kusurlu olacağınızı bilmenizi isterim.
Ben bunları söylerken, şiddetle üzerime gelen, ateş püsküren adam, öyylee ağzı açık donakaldı. Önce melül melül yüzüme baktı. Sonra kabaran omuzları düştü.
- Özür dilerim, dedi. Arabasına bindi.
Ben de arabama bindim.
Arabasıyla yanımdan geçerken adamla göz göze geldik.
Gülümsedi. Gülümsedim. Gülümsedik biz.
Çizim - Doç. Dr. Şenol Bezci
18 Eylül 2025 Perşembe
Kahve Molası - Kırık Keşkeler, Ortaboy Pişmanlıklar, Dipten Giden İpince Sızılar...
NOT: Koyulaştırılmış cümleleri, Atilla Atalay'ın Mecnun Kuleleri adlı öyküsünden aşırdım.
16 Eylül 2025 Salı
Nasıl Anlatsam? Nerden Başlasam? Bodrum... Bodrum...
Gideceğim otel çok yakındı, bu kez taksiye bindim. Şöfor konuşkandı. Annesiyle babası çok eskiden ayrılmış. Annesiyle kalmış. Baba hovardanın biriymiş. Paraları yiyip bitirmiş.
Beş yıllık ilişkisi varmış ama askerden döndüğünde kızın en yakın arkadaşıyla kendisini altattığını öğrenmiş. İki taraflı ihanet psikolojisini çok bozmuş. Kimseye güveni kalmamış. O anlattı ben dinledim.
Yol bitti. Düğün yerine geldik. Arabayı durdurdu. Paramı ödedim. Baktım tek yanlış ilişkide morali çok bozuk, umutsuz... Aklıma ne geldi bilin bakalım?
Dedim ki, 1001 gece Masalları nasıl doğmuş biliyor musun? Yook, bilmiyorum, dedi. Ayrıca 1001 Gece Masalları nedir onu da bilmiyorum, diye devam etti.
Bak şimdi... Bir zamanlar uzak diyarlarda yaşayan bir sultanı ilk karısı aldatır. O kadar öfkelenir ki, hemen karısını öldürtür. Bu ihanetten sonra karısının işlediği suçtan bütün kadınları sorumlu tutar. İntikamını bütün kadınlardan almaya karar verir. Her gün bir kızla evlenir. Ertesi gün öldürtür. Ülkedeki tüm kızlar sıra kendilerine gelecek diye korkarlar.
Vezirin kızı Şehrazat o gece sultanla kendisinin evleneceğini söyler. Babası çok kızar, üzülür. Yapma kızım seni de öldürtür, der. Şehrazat dinlemez. Sultan'la evlenir.
İlk geceden sonra sultan tam kızı öldürme emri verecekken Şehrazat der ki, sultanım önce bir masal anlatayım. Sultan, kızın son dileğini yerine getirmek niyetiyle kabul eder. Şehrazat o gece şahane bir masal anlatır. Sultanın çok hoşuna gider. Bir tane daha ister. Kız, şimdi olmaz, der. Ama ertesi gece devam edeceğine söz verir.
Şerazat her gece bir masal anlatmaya başlar. 1001 gece boyunca masallar devam eder. Her masal sultanın ruhunda değişiklikler yaratır, kalbini yumuşatır, öfkesini törpüler. Şifalandırp iyileştirir. Sultan, her insanın aynı olmayacağını, hayatta kötüler olduğu gibi iyilerin de olacağını hatırlar.
Gülümsedim sevgilisi ve en yakın arkadaşının ihanetine uğramış taksi şöforüne... Acaba 1001 gece Masalları'ndan bir kaç masal mı okusan ne dersin, belki sen de şifalanırsın, insanlara inancın artar, moralin düzelir, dedim.
13 Eylül 2025 Cumartesi
Dudakları Yakan Bir Çift Sözün Vardır Ey İstanbul...
not-
12 Eylül 2025 Cuma
10 Eylül 2025 Çarşamba
Kendimi Eylediğim Zamanlar...
Daldan dala filmler seyrettim...
6 Eylül 2025 Cumartesi
İnsan Halleri...