9 Kasım 2012 Cuma

Mutluluk Formüllerim.



Bugün günlerden Cuma ya… Bizim ofisin son çalışma günü…  Yılın son ayları işim açısından en debdebeli aylar. Bu hafta kâh ofiste kâh arazide nasıl işim vardı anlatamam. Of ki of yani… Az sonra masamı toplayıp gene dışarıya çıkmalıyım. İyi ama... Ah, bitmişim ben… Aaaaahhh düşünmekten… Yorgunum ahhh… Ha babam de babam çalışmaktan…Kolumu kaldıracak enerjim kalmamış. Ne fena!.. Öyle kukumav kuşu misali halsiz oturuyorum. Ah! Bir mucize olsa keşke… Beni kendime getirebilse…. Yok bak, mucizelere inanırım gerçeğinde… Ama bugün var ya mucizelere inanmak için bile takatım yok anlatabiliyor muyum? Yooo… Şu  bitik vaziyetimle mucize filan  bekleyemem. Tam bu bünyeyle blog yazılarıma göz gezdiriyordum ki yukarıdaki videoya denk geldim iyi mi? Heyy! Bu müzik var ya bu müzik... Ne vakit dinlesem, anında aklımı başımdan alır benim...  İşte... Aklımın iplerini saldım gene…  Durur muyum? Müziğin sesini sonuna kadar açtım. İnan bana... Hemen yerimden zıpladım. Ofisteki kızların şaşkın bakışlarına aldırmadım. Mutfağa daldım. Raftan en renkli kadehi seçtim. Buzdolabının kapısını açtım. Düşündüğüm şişeyi çıkardım. İşaret parmağımı sihir yapar gibi şişenin  kapağına bastırdım. Şişeye eğilerek, "Okus pokus!" diye usulca fısıldadım.  Hooop! Elimdeki şişeyle kendi etrafımda üçyüz atmış derece  döndüm.  Şişeyi bir seferde tık diye açtım. Kapağını açtığım gibi omuzumun üzerinden arkaya fırlattım. Şişedeki içeceği yüksekten lıkır lıkır kadehe boşalttım. Heyy! Sihir etkisini gösterdi. Fooooşşşş! Köpürdü... Bardaktan taştı. Aldırmadım. Muzipçe gülümsedim. Becerikli işaret parmağımı burnumun ucuna getirdim. İşaret parmağıma, hedefi on ikiden vurmuş tabanca namlusu niyetiyle  üfledim. Elimdeki kadehle bu eşsiz müziğin ritminde iki ileri bir geri dans ederek çalışma odama  geçtim. Koltuğuma oturdum. Arkama yaslandım. Renkli kadehteki gazozu, tadına vara vara, hımmlaya hımmlaya,  yudum yudum içtim. Yüreğimin yorgunluğu gitti yeminle.. Ohh!.. Kendime geldim!...  Görüyor musun, mucize gerçekleşmişti işte.  Bazan mutluluk nedir diye soruyorlar ya… Şimdi yüreğimi dinledim.  Mutluluk sevdiğin müzik eşliğinde,  bir kadeh  gazoz içmekti… Başka ne olabilir ki? Mutluluk buydu işte.


8 yorum:

  1. Mutluluk yüreğinin seni götürdüğü yerde olmak,hissetmek,hayal etmek buna uygun bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen dediğiniz gibi Bahar. Mutluluk böyle bir şey.

      Sil
  2. Kesinlikle haklısın :)

    YanıtlaSil
  3. O foooşşşş sesini :) bende çok severim :D

    YanıtlaSil
  4. bazen bir şarkı bizi en olmadık zamanda kendimize getirmeye yetebilir..küçük şeyler...küçük şeyler... esasında bizi mutlu edecek kadar büyüktürler.....

    YanıtlaSil