13 Temmuz 2010 Salı

Arnolfini ve Karısı


Şebnem İşigüzel’in Sarmaşık adlı romanında bir ressamdan ve bir tablosundan çok söz edilir. Özellikle ilk bölümden başlayarak, roman içinde sık sık adı geçecektir. Romanın kahramanı Ali Ferah çok tanınmayan bir ressamdır. Renkkörü hastalığına yakalanır. Ali Ferah evinden dışarıyı seyrederken, daha önce bir tesadüf karşılaşma sonucu adının Sedef olduğunu öğrendiği kadın ve kocasını , karşı pencerelerden birinde görür. Kitapta şöyle yazar: “Sedef, Jan Van Eyck’in en meşhur tablosundaki; hani şu solgun yüzlü, bir adamla el ele tutuşmuş poz veren,arkalarındaki yuvarlak aynada da tabloyu yapan ressamı gördüğümüz, perspektif ve işçilik harikası resimdeki o mahçup kadın gibiydi”

Herkeste benim gibi merak var mı bilmiyorum ama kitabı okuduğumda konu olan bu ressam ve tablosunun,yazarın bir hayal ürünü mü yoksa gerçek mi olduğunu çok merak etmiştim. Hemen sanal aleme daldığımda görmüştüm ki gerçekti. İşte meşhur tablo buydu.

Yazar bu bölümde ressam ve tablosu hakkında yazmaya devam etmiş: "Resmin adı "Arnolfini ve Karısı"dır. Arnolfini, Brugge'ye yerleşmiş İtalyan bir tüccardır ve bu tablo,resim tarihine özel hayatı konu alan ilk örnek olarak geçmiştir.Bu resmi bana Sedef'in yeşil olduğunu düşündüğüm elbisesi ve gebeliği hatırlattı. Hoş,bizim Arnolfini bapırıp çağırmasa, karısıyla el ele tutuşup bana doğru, karşı apartmanın penceresinden onları izleyen portre ressamına doğru gülümseyerek baksa, o mutluluk resmindeki gibi görüneceklerdi." Kitap tam bir tesadüfler yumağıdır. Öyle ki pek çok tesadüfi olayın insanları ve yaşamlarını nasıl bağladığı kitap okudundukça görülecektir.

Yazarın da dediği gibi Jan Van Eyck'in, Arnolfini ve Karısı tablosu, tablo resim sanatının nadide örneği olarak kabul ediliyor. Tablo hakkında yazılanlar araştırıldığına, ressamın çizdiği her bir objenin ayrı ayrı anlamlandırıldığı görülüyor. Ayrıca dikkatli gözle bakılmazsa farkedilmeyen ayrıntıları öğrenmek mümkün olabiliyor. Mesela, resmin orta yerinde bir ayna görülüyor. Çok dikkat edilirse , bu dışbükey aynada hem Arnolfini ve karısını, hem de ressam Jan Van Eyck'i görmek mümkün. Ayrıca aynanın üzerinde de bir yazı vardır. Bu yazıda da "Jan van Eyck buradaydı. 1434" diye yazmaktaymış. "Sarmaşık"ı okudukça, bu tablo ve yazı ile ilgili ilginç bir tesadüfi durum söz konusu olacaktır.

Filmlerde konuk sanatçılar vardır ya, bu romanda da Jan van Eyck ve Arnolfini ve Karısı dışında, Milan Kundera, Van Gogh, Picasso da konuk sanatçılarımızdır. "Sarmaşık" romanı sayesinde, resim sanatından hiçbirşey anlamayan ama tabloları seyretmeye bayılan ben, ünlü bir ressamı, en ünlü tablosunu ve tablonun hikayesini öğrenecektim. Sadece sinema değil, kitaplar da hayatı eşşiz kılar öyle değil mi? Peki ya tablolar?

O zaman bir blogtan okuyup not ettiğim, aşağıdaki cümleler ile yazıma nihayet vereyim:

"Sınırları son derece belirgin bir dünyanın bile tamamını görmek için bir hayat süresi yetmezken, ucu bucağı belirsiz, sınırları sonsuza dek uzanıyormuş hissi veren sanat dünyalarını nasıl sığdıracağız bir ömre? Okuyamadığımız kaç kitap, seyredemediğimiz kaç film, bakamadığımız kaç resim, kaç fotoğraf kalacak geride?"

3 yorum:

  1. Merhabalar,

    Yazınızı bir çırpıda okudum. Arnolfini Portresi biz iki blogcuyu da tanıştırdı, o yüzden daha da anlamlı oldu :) Kitabı not ettim bu arada. Son yaptığınız alıntı ise gerçekten mükemmel. Benim de hep düşündüğüm bir sorudur. O kadar güzel kitap varken dünyada biz belli bir kısmını bile okuyamıyoruz ömrümüz boyunca. Ne yapalım, okuduklarımıza da şükür!

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Selam Kontrsat,
    Bu yazıyı geçen yıl yazmıştım. Farkında değilim hiç yorum almamış:) İlk yorum yazan kişinin bloğuna aynı konuyu yazmış olması doğrusu sevindirdi beni. Sizin yazınız da illa okunmalı. Çünkü iki yazı birbirini iyi tamamlıyor bence:)Kontrast'taki yazı için link vereyim. İlgenen okusun isterim.

    http://kontrast9.blogspot.com/2011/08/kack-sanat-tarihi-1-jan-van-eyck.html

    O değil de, kitap koklamayı seven, kitap fuarlarına giden, kitap ödünç vermekten hoşlanmayan birine denk gelince Kontrast benim erkek versiyonum olabilir mi diye aklımdan geçirdiğimi itiraf etmeliyim:) Tanıştığımıza sevindim.

    Son alıntı cümle ise hemen sağda gördüğünüz Ters Ninja'nın Landlord'u Ege Görgün'e aittir. Bu vesileyle açıklamış olayım. Eğer Ters Ninja'ya hiç denk gelmediyseniz göz atmanızı öneririm.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. merhabalar kendim için yeni harika bir blog daha keşfettim.
    harika bir yazı derleme olmuş
    kitabı not aldım mutlaka okuyacağım...
    sizi de kendi bloguma beklerim...

    YanıtlaSil