Eylül sarışın sevgilim benim...Saçlarını savurarak ağır ağır rüzgarla dans eden. Sıcaklığı hala tenimde gezinen, çok özleyeceğimi bildiğim hasretim.
Ah Eylül! Sende nelerim gizlidir benim bir bilsen. Seni düşününce ilkokulun susamları yerlere saçılmış, simit satılan kantini gelir aklıma bir anda. Turuncu çantalı, saçları iki örgü, beyaz dantel yakası kolalı, siyah önlüğü ve kırmızı kurdelesi ile yedi yaşım yürür Ulugazi ye doğru. Her Eylül, İzmit'in her bir taşı anılarla dolu kaldırımlarında yürürken hep çınarlardan dökülen yapraklardadır gözüm. Yıllar önce saçlarına düşen Eylül yaprağını bir el uzanıp almıştı sevda dolu. O sarı çınar yaprağı kaç yıl durdu Türk Dil Kurumu sözlüğünün arasında.
"Eylül de Gel " demişti Alpay şarkısında. Ben de her Eylül o gelmeyeni bekledim yıllarca. Sonra başka bir Eylülde beklemekten vazgeçtim galiba. Sarı, asi, sıcak otuz üç Eylül geçti hayatımdan... Her Eylülde okullara koşturdum, bu Eylülde evdeyim. Sarı, minik, tatlı bir bebek var şimdi kucağımda. O elindeki çıngırağını sallayıp, bilgisayarda yazı yazan annesine bakarken , ben yaşamayı umduğum diğer Eylüllere göz kırpıyorum ve pencereden içeri dolan ılık Eylül rüzgarı gülümserken kahvemi yudumluyorum.
Fotograf - Numan Serteli