"Hep çocuk yüreklerinde saklıydı, geçmiş hayatlarında kalan ne varsa yaşadıkları. Oysaki bilirlerdi; yaşamın sihirli ve cevhere benzeyen sinesinde toprağın kokusu, karın uğultusu ve harmanın sarısı birikirdi. Ne zaman ki, gidip de bir daha geri dönmeyecek olanın ölümcül bir çığlığa dönüşürdü çaresizliği, içindeki çocuk yeniden can bulur, başka bir zamanda, başka bir mevsimde ve başka bir kentin kollarında umuda, aşka ve taptaze bir yaşama dair düşleri fısıldayan rengarenk bir gül mevsimine dönüşürdü hayat."
Yusuf Nazım / Kızak
"Stüdyo buram buram gül kokuyordu, bahçedeki ağaçların arasında hafif bir yaz esintisi çıktığı zaman, açık olan kapıdan içeriye ağır bir leylak kokusu ya da pembe pembe çiçek açmış dikenli bitkilerin uçucu kokusu geldi. "
Oscar Wilde / Dorian Grey'in Portresi / Çeviri-Ülker İnce
"İçimde yıllar sonra memlekete dönmüş olmanın sevinci, ellerimde bavullar, havaalanının kalabalık telaşından kurtulup bir taksiye doğru yürürken azıcık terlemiş alnıma huzurun sessiz, sakin, ama garip bir şekilde ürpertici eli dokunuverdi..."
Mustafa Kutlu / Huzursuz Bacak
"Sarışın ve çilli bir karnıbahara benzerdi Serkan'ın kafası. Yuvarlacık ve pütür pütürdü. Saçlarının küçük kıvrımlarının araları, komşuannemin samanlığında saklambaç oynadığımız zamanlarda çerçöple dolardı. Samanlıktan çıkınca benim dümdüz-ipek gibi derdi annem- saçlarımı silkeleyerek kurtulduğum pisten pasaktan onu tek tek ayıklamak zorunda kalırdık. Komşuannem de severdi onu, "Allah da seviyormuş," dediler, ondan yanına almış. Koskoca Allah, tutmuş da benim arkadaşıma koymuş gözünü demiyorlar da!"
Mahir Ünsal Eriş / Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...
Gizli Not: Kitaplığımın önünde durdum. Gözlerimi kapadım. Rastgele dört kitabı çektim çıkardım. Gözlerimi açtım. İlk paragraflarını Hayal Kahvem'e yazdım:)