Size bir şey söyleyeyim mi, lise
öğretmenlerim şimdiki vaziyetimi görseler var ya, iki gözleri iki çeşme olur,
şakır şakır yaş akıtırlardı vallahi... Yooo… Hattızatında biliyorum kendimi. Basbayağı masumum. Sadece benim dönemimin eğitim sisteminin kurbanıyım
o kadar. Okul zamanı eksik kalan her ders, şimdilerde feci halde merakımı
cezbediyor ne yapayım yani?
Misal, Felsefe derslerimiz genelde
boş geçerdi. Arada derse giren nöbetçi öğretmenler Felsefe'nin f'sinden anlamadıkları gibi, zaten Felsefe
dersini hiiiç mi hiç ciddiye almaz, lalettayin konulardan muhabbetler ederlerdi.
Veya işi iyice tembelliğe sürer "Açın kitaplarınızı, çıt çıkarmadan
okuyun" derlerdi. Bu durum elbette hoşuma gitmezdi. Evde anlatmaya
kalksam, "Ne işine yarayacak Felsefe? Otur zorlandığın dersleri çalış,
daha iyi ya işte!" diye terslerlerdi.
Zaten oldum bittim hayalcinin tekiydim.
Felsefe derslerinde hemen pencereyi hafifçe aralar, bedenim sınıfın
cilası bozulmuş ahşap sırasında oturur görünürken, ruhumu pııırrrr diye hayal
alemime azad ederdim. Sonrasında bu
halim alışkanlık oldu. Her derste ruhu firar
denemeleri yapmaya başlamıştım. Hocaların gözlerinden kaçmazdı tabii… “Nerelerde
dolaşıyorsun gene, dön sınıfa!” diye sinirlenirlerdi. Öyle işte.
Neyse... Son günlerde, kendi hür irademle Felsefe
çalışmaya başladım. İlk dersim Ahlak Felsefesi. İyi/kötü, doğru/yanlış nedir?
Bir eylemi doğru veya yanlış yapan nedir? Bir insanı iyi veya kötü yapan nedir?
Ahlakın amacı nedir? Mutluluk mudur? Haz mıdır? Fayda mıdır? Ödev midir? Vicdan nedir? Etik
nedir? Adalet nedir? Ahlak, insan ve
toplum tarafından kabul görmüş, insan yaşamına yön veren kurallar ise, insan
ahlaki davranışı sergilerken özgür müdür? Yoksa sosyal, psikolojik, hukuki,
dini etkenler sebebiyle mi ahlak kurallarına uymaktadır? Ahlak kurallarını kim
belirler? Bu kurallar toplumdan topluma değişir mi?
Du bi… Sakın oturduğum yerden felsefe
yaptığımı sanmayın olur mu? Esasında neden yazdım bütün bunları biliyor musunuz? Her
hafta sonu, o hafta seyrettiğim filmlerin afişlerini Hayal Kahvem’e koymayı yeni
huy edindim de, bu hafta felsefe içerikli filmler seyrettiğimi söylemek içindi
aslında… Of!.. Yazıyı ne çok uzatmışım... Affola:)
Franz Kafka' nın eseri, Orson Welles'in yönetmenliği (ve bir sahne oyunculuğu), Anthony Perkins, Jeanne Moreau, Elsa Martinelli, Romy Schneider'in oyunculuğuyla bir baş yapıt. Stres katsayısı çok yüksek.
YanıtlaSilAblacım bu kadar stresli ve acılı filmler seyredip nasıl bu kadar pozitif olmayı başarıyorsun??????
Gel anlatayım birer birer:)
Silİddia edilen o dur ki filmdeki bütün karakterleri Orson Welles kendisi konuşmuştur. Son filmini izlemenizi öneririm "F for Fake" 35, 40 sene evvel çekilmiş ama 2000li yılların filmi gibi duruyor. Müthiş bir oyun.
YanıtlaSilLinklater'ın rüyası çok hoş değil mi? Bu filmini beğendiyseniz aynı teknikle çektiği diğer filmi de beğeneceksiniz. Ben eski filmlerinden karakterlerini ziyaret etmesini çok hoş bulmuştum.
Vladimir, bu filmler Felsefe hocasının verdiği listeden iki film...
SilDu bi... Liste uzun ve seyretmediğim epey film var.
Hepsini seyretmem gerekiyor.
Tavsiyelerini hocanın listesinin hemen altına ekledim:) Teşekkür ederim.
aaa aynı listeye başladık demek :)
Silgeçenlerde bende rastladım bu listeye ve ilk olarak waking life dan başladım. ama
eğer aynı listeden bahsediyorsak ben çoğunu izledim. bir de woody allen ın filmini
seyretmedim galiba. aslında tüm w. allen filmlerini seyrettim sanıyordum.
Ohoo... Benim seyredeceğim çook film var.. Çoook:)
SilSen hangi listeden bahsediyorsun:)